İplerin gerildiği ve gönderileceği yorumları bir yana, Alman çalıştırıcının yerine gelebilecek hoca isimleri bile gündemde. İlk günlerde 'Karizması yok', 'Tecrübesiz' diye başlayan yorumlar, yerine 'Suyu ısındı', '5. haftayı bile zor görür' şeklindeki net ifadelere bıraktı.
Evet, Galatasaray yeni sezona Avrupa'da yaşanan hayal kırıklığı ve kötü futbolla başladı. Buraya kadar tamam da, aklımıza gelen bazı sorular var; Başarısızlıkta sadece teknik direktör mü suçludur? Teknik direktör ne yaptığında ya da neyi yapmadığında eleştirilir? 2-3 kötü sonuçtan sonra 'gönderilsin' düşüncesi ne kadar doğrudur?
Teknik direktör, formda futbolcusunu oynatmadığında suçludur. Geçen sezon Feldkamp'la şahit olduğumuz gibi ilginç tercihler yaptığında; mesela Kewell'ı sağ bek, Meira'yı forvet arkası, Baros'u ön libero oynattığında yine suçludur. Eleştiri böyle durumlarda doğal olarak haktır. Ancak Kayserispor karşısına çıkarılan kadroda yanlışlık göremedik. 3 değişiklik yapmıştı Skibbe. Lincoln haftalardır eleştiriliyor, De Sanctis'in ilk 11'de olmadığı için teknik ekip yerden yere vuruluyordu. Üstelik Everton'ın almak için kesenin ağzını açtığı Mehmet Topal'ın grafiği düşüyor ve Başkan Adnan Polat, genç Aydın'dan 'Yeni Arda' olacak' diye bahsediyordu.
"Galatasaray taraftarı Ali Sami Yen Stadı'nı doldurmuyor, takımına gerekli desteği vermiyor. EURO 2008'de piyasa değerini 15-20 milyon eurolara kadar çıkaran Arda, ilk Steaua Bükreş maçı dışında eski performansını mumla aratıyor. Mehmet Topal ve Servet bilinen futbollarının çok uzağında. 'Bugün, yarın patlama yapacak' diye beklenen Lincoln sınırları zorluyor. Orkun, Uğur, Hasan, Emre, Serkan, Sabri, Nonda ve Barış sakat. Ve her geçen gün eksiklere yenileri ekleniyor. Belli ki takımda uyum sorunu var. Futbolcular birbirinin ne zaman, ne yapacağından habersiz. Ve en önemlisi ligin daha 2. haftası geride kalmış."
Böylesine bir tablodan sırf genç ve karizmatik değil diye, sadece Skibbe'yi eleştiri oklarının hedefine koymak doğru gelmiyor.
11 Mayıs 2007 akşamı şampiyonluk kutlamasında 'Kewell, Baros, Sanctis ve Meira Galatasaray'a gelecek' deseniz kim inanırdı? Herkes tebessüm ederdi bu iddiaya. Dünyanın tanıdığı isimler sarı-kırmızılı forma altında buluştu. Nokta yerli transferler de yapıldı. Denizlispor karşısında alınan farklı galibiyet kimseyi şaşırtmasın. Galatasaray geçtiğimiz sezon yığınla soruna rağmen göze hoş gelen futbol oynuyordu. Şimdi elde muhteşem bir kadro olmasına rağmen ne hızlı, ne zevkli, ne de hücum futbolu var ortada.
Daha ilk baştan Skibbe ismi kimseyi memnun etmedi. Bu kadronun daha tecrübeli ve tanınmış bir teknik direktöre verilmesi görüşünde birleşti herkes. Yönetimin elinde çok daha iyi alternatifler varken, Skibbe'yle anlaşması kafaları karıştırdı. Bu eleştiriye katılmamak elde değil, ama Alman hocaya olan güven (!), 1+1 yıllık sözleşmeden belliydi.
Başkan Adnan Polat, Steau Bükreş şoku sonrası basının karşısına çıkıp, "Hocamızın arkasındayız" dedi. Bu sözler, Skibbe'nin suyunun ısındığını gösterdi. Türkiye'de ne zaman 'Hocamızın arkasındayız' mesajı verilse, kısa süre sonra takımın başına yeni bir isim getirilir.