KESK Şubeler Platformu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Hatip Dicle'nin YSK tarafından milletvekilliğinin düşürülmesi durumu bir kaosa neden olduğu iddia edildi.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Ülkemizde gündemde olan Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi durumu bir kaosa neden olmuştur.18 Nisan 2011 tarihinde ülkeyi kaosa sürükleyen anlayış, 12 Haziran tarihindeki seçimlerden sonra tekrar sahneye çıkmıştır. Seçimlerden önce demokratik anayasa çığırtkanlığı yaparak seçmenlerden oy almaya çalışan siyasi partiler, gelinen noktada olaylara sessiz kalmakla gerçek niyetlerinin ülkenin huzuru ve Türkiye halklarının ortak payda da birleşmesine en büyük engel olduklarını deklare etmişlerdir. Türkiye 2011 seçimlerine anayasa değişikliği, Kürt sorununun demokratik çözümü, bu bağlamda Kürtlerin üniter yapı içerisinde statüsünün belirleneceği bir atmosfere girmiştir. Bu sorunların çözümü meclis olarak gösterilmişti. Bu düşünce ile Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu çerçevesinde Kürtler iradelerini meclise sundular. Ne yazık ki; bu irade daha başından engellemelere ve antidemokratik uygulamalara maruz kalınmıştır. Kürt sorunu için legal siyaset alanını işaret edenler gelinen noktada legal siyaseti unutarak sessiz kalmayı ve iktidarlarına halel getirmeme gayreti içine girmişlerdi. Bu sorunun tüm Türkiye'de demokratikleşme umudu taşıyanları kaygıya sürüklemiştir. Bizler demokratik kitle örgütü olarak çözümün bu dönemde doğrudan mecliste yakalanacağına inanıyoruz. Ancak özellikle meclise girişlerin sudan sebeplerle engellenmesi son derece düşündürücüdür. YSK'nın vermiş olduğu kararı; yargı kararıdır deyip geçiştirenler, karara saygıyı bekleyenler, sükûnete davet edenler söz konusu kendileri olunca yargının siyasallaştığını söylemekten geri durmadılar. Bu bir demokrasi sınavı ise herkes çözüm üretmeli ve “yargı kararıdır” söyleminin arkasına gizlenmemelidir. AKP eğer bu şekilde sessiz kalırsa; bu durumdan rahatsız ve mağdur olan halkın içine girdikleri eyler demokratik ve meşru eylemler olduğunu unutmamalıdır. Toplum siz çözüm üretmezseniz biz de durmayacağız diyecektir. Önemli olan sorunun büyümeden halledilmesi ve bu yönde adımlar atılacağını ifade etmeleridir. Bu hassasiyetle siyaset yapan her kesimi duyarlı olmaya çağırıyoruz.”