Tüm Türkiye'de greve giden KESK'e bağlı sendikalar Bingöl'de de grev yaptı. Basın açıklaması öncesinde halay çeken sendika üyeleri, uyarı grevi gerçekleştirdiler.
Genç Caddesi üzerindeki Saat Kulesi önünde toplanan grup adına basın açıklaması okuyan Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Sekreteri İsmail Koç: “Gezi Parkı'ndaki doğa katliamına karşı demokratik haklarını kullanarak tamamen barışçıl eylemler gerçekleştirenlerin canına kast eden boyutlara ulaşan devlet terörü ile karşılaşması yıllardır haksızlık ve hukuksuzlukla kuşatılanlar için bardağı taşıran son damla olmuştur. Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Aynı zamanda Gezi Parkı'nda ortaya çıkan durum Kürt coğrafyasında savaş ve çatışma sürecinde yaşananların anlaşılması açısından da önemlidir. Bilinmelidir ki bu coğrafyada Cüdi, Gabar, Munzur, Koyi Sipi yıllarca cayır cayır yandı. Ekolojik denge bu yangınların yanı sıra ilimizde de çok sayıda yapılan HES'ler ve orman kesimleriyle had safhaya ulaşmıştır. Karlıova'da ihalesi yapılan termik santralin yapımına karşı olduğumuzu belirtiyor, tüm halkımızı buna duyarlı olmaya çağırıyoruz. Kamu emekçilerinin iş ve ücret güvencesini adım adım ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılara güçlü bir cevap vermek için 5 Haziran'da bir günlük bir uyarı grevi gerçekleştireceğimizi tüm kamuoyuna ilan ettik. Kamu emekçileri iş güvencesi başta olmak üzere, kazanılmış haklarına nasıl sahip çıkıyorsa halkımızla birlikte yaşam alanlarımıza da aynı kararlılıkla sahip çıkmayı sürdürecektir. Siyasi iktidarı kamu emekçilerinin ve halkın geniş kesimlerinin taleplerine kulak vermeye çağırıyoruz. 657 sayılı DMK'yı değiştirerek kadrolaşmayı artırmayı öngören hükümleri derhal geri çekin” ifadelerini kullandı.
Koç: “Yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, emeğin hakkının yok sayıldığı bir ülkede yaşayan tüm kesimler gibi biz kamu emekçileri de geleceğe güvenle bakamıyoruz. Çünkü bir insanın geleceğine güvenle bakabilmesi ancak kişinin gelirinin, sosyal güvenliğinin, sendikal hak ve özgürlüklerinin garanti altı altına alınmasıyla mümkündür. Tüm çalışanlar gibi kamu emekçileri de geleceğe ilişkin beklentilerini koruyabildikleri ölçüde kendisini ve ailesini güvende hissedebilir. Oysa kamu emekçileri istikrarsızlıkla kol kola giren güvencesizliği her geçen gün biraz daha fazla hissetmektedir. Yıllardır hayata geçirilen yasalarla, kanun hükmünde kararnamelerle, fiili uygulamalarla kamu emekçilerinin iş güvencesi alabildiğine sınırlanmıştır. Özellikle son on yılda esnek, performansa dayalı, kuralsız, güvencesiz istihdam katlanarak artmıştır. Kamunun toptan tasfiyesinin hızlandırıldığı, özelleştirme ve taşeronlaştırma ile kamu yararının rafa kaldırılmak istendiği koşullar yetmiyormuş gibi her gün hayata geçirilen yeni düzenlemelerle iş ve ücret güvencemiz adım adım yok edilmek istenmektedir. Hangi ad altında istihdam edilirse edilsin tüm kamu çalışanları günümüzün çağdaş köleliği dediğimiz 4/C'li istihdama doğru hızla sürüklenmektedir. Son olarak 15 Mayıs'ta AKP iktidarı tarafından TBMM'ye sevk edilen “hükümet memurluğu” torba yasa tasarısı kamuda kariyer ve liyakat ilkelerini tamamen ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Ehliyetsiz, vasıfsız ama sadece yandaş olduğu için özel sektörden kamuya üst düzey yöneticiliğe atanmanın önünü açan düzenleme ile AKP'nin devletleşme sürecinin önündeki son engeller de ortadan kaldırılmak istenmektedir. Yandaş-Tüccar-CEO takımının açıktan atamayla müdür, genel müdür, müsteşar makamlarına taşındığı bir kamu yapılanması yaratarak doğrudan kamu emekçilerinin iş güvencesini hedef alınmaktadır” şeklinde konuştu.
"Grevdeyiz" pankartları açan grup, basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağılarak açtıkları pankartlarla şube merkezine kadar yürüdü.