Tasalı, burada yaptığı kısa açıklamada gaddar ve zalimlerin katliamları demokrasi, eşitlik ve özgülük adı altında yaptıklarını söyledi. Tasalı: “Müslümanların değerlerine saldırdılar. İslam coğrafyasını işgal ettiler. Müslüman ve mazlumları katlettiler. Yapılan katliamlar, onların gerçek kimliklerini gösterdi." dedi.
Mazlumlar el ele verseler, zalimlerin onların topraklarını ve memleketlerini işgale yeltenemeyeceklerini ifade eden Tasalı: “Şu unutulmamalı, mazlumların dağınıklığı, çaresizliği ve sessizliği, zalimlerin zulümlerini artırarak devam etmesini sağlıyor ve cesaretlendiriyor. Bu nedenle, Müslümanların zalimlere karşı uyanık ve birlik içinde olması gerekir. Mustazaflar haftası münasebetiyle; şehit olan ve katledilen tüm Mazlum ve Müslüman kardeşlerimize Allah'tan rahmet ve merhamet diliyorum” şeklinde konuştu.
İslam medeniyetinin devamlı uygarlığı, barışı ve medeniyeti hedefleyen bir konumda olduğunu dile getiren Eser, yaşanılır bir dünyanın, ancak İslam adaletinin hâkim olmasıyla olabileceğini belirtti.
“GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARILSAYDI, TARİHLER TEKERRÜR ETMEZDİ”
Her yıl Mart ayının üçüncü haftasında çeşitli etkinliklerle mazlumların anıldığını belirten Mustazaflar Cemiyeti Bingöl şubesi üyesi Gıyasettin Ekineker de: “Geçmiş tarihte yapılan katliamlar ve yaşanılan zulümlerin yeni nesillere gösterilmesi ve aktarılması ders ve ibret alma açısından önemlidir. Geçmişten ders çıkarılsaydı, tarihler tekerrür etmezdi. Geçmişte olduğu gibi gelecekte bazı acıların ve katliamların yaşanılmaması adına geçmişin tarihini iyi okumak gerekiyor. İnsanlığa acı yaşatanların akıbetlerine bakmak lazım. Yoksa yaşanılan zulümler ve yaşatılan acılar, tekrarlanılır” dedi.