Bingöl Kadem İl Temsilciliği koordinesinde, Bingöl Üniversitesi, Cumhuriyet Başsavcılığı, İl Müftülüğü ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından ‘Kadına Yönelik Şiddet Paneli' eski rektörlük binasında düzenlendi.
Panelde açılış konuşması yapan Kadem İl Temsilcisi Gülsüm Değişman, zihinsel dönüşüme önem verdiklerini belirterek, amaçlarının farkındalık yaratmak olduğunu söyledi.
Değişman; “Kadın ve Demokrasi Derneği olarak zihinsel dönüşüme çok önem veriyoruz. Bu anlamda kadınlar ile ilgili meselelerde farklı bakış açılarıyla farkındalık oluşturmak istedik. Burada kadına yönelik şiddetin psikolojik, dini, hukuki ve sosyolojik açıdan aile ve toplum üzerindeki etkilerini değerlendirdik. Amacımız bir farkındalık oluşturmak ve umut ediyoruz ki verilen mesajlar toplumumuz tarafından doğru algılanmıştır. KADEM olarak kadın, şiddet ve aile kavramlarının yan yana zikredilmesinden çok rahatsız duyuyoruz. Yani ailenin olduğu yerde şiddet, şiddetin olduğu yerde aile olmaz. Ana temamız zaten kadınların ve ailenin güçlendirilmesi. Aile kavramı sürekli çeşitli tehditler ile karşı karşıya. Şiddet ile ailenin esas temelleri yok edilmeye çalışılıyor ve bizlerde bunun önüne geçmek için farkındalık etkinliklerine devam edeceğiz” dedi.
Gülsüm Değişman'ın ardından söz alan Bingöl Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Abdullah Taşkesen, kadına yönelik şiddetin ancak mutluluk ile son bulacağını söyledi.
Taşkesen, “Kadının tanımı araştırdım ancak bulamadım. Çok farklı kavramlar var ama sosyolojik olarak kadın zikredildiği gibi bir varlık değil. Mutluluk varken insanoğlu neden şiddete yöneliyor. Bir mütefekkir mutluluğu ifade ederken şu ifadeleri kullanıyor, ‘Mutluluğun tanımına bağlı.' Gerçekten biz mutlu muyuz değil miyiz? Düşünen insanların birçoğu esas itibari ile mutlu değildir. Mutluluk nedir diye sorulduğunda ‘Mutluluk sevdiğinin yanında zamanı unutmaktır' deniliyor. Sevdiğinin yanında kaç kişi zamanı unutabiliyor. Ya da buluşları keşfeden mucitlerden Colomb, mutlu olmuş olsaydı Amerika kıtasını keşfedebilir miydi? Dolayısıyla mutluluk ile ilgili esas itibariyle mekanik toplumlar ön plana kadını çıkardılar” dedi.
Düzenlenen programda söz alan diğer panelistler, kadına şiddetin hukuki, psikolojik ve dini boyutunu ele aldılar.