'İnsan kanını siyasete alet etmeyin'AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ali İhsan Arslan, 'demokratik açılım'ın yerel siyasete alet edilmeyecek kadar önemli olduğunu vurgulayarak siyasetçileri uyardı.AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ali İhsan Arslan, ''demokratik açılım'' çalışmaları konusunda, ''Şu anda Türkiye'de en üst seviyedeki makamlarda bulunanların ortak iradesi bu sorunun çözülmesi gerektiği hususunda hem fikir'' dedi. Arslan, mütevelli heyet başkanı olduğu Sürekli Eğitim ve Dayanışma Derneği'nce (SEDAV) Diyarbakır'da kurulan aş evindeki iftar programına katıldı. İftar yemeğinin ardından gazetecilere açıklama yapan Arslan, SEDAV olarak 7 yıldan bu yana yoksul vatandaşlara yönelik Diyarbakır'da iftar yemeği düzenlediklerini ifade ederek, bu kapsamda bu yıl bin 800 aileye yemek verdiklerini söyledi. Gazetecilerin ''demokratik açılım'' çalışmalarına yönelik sorusu üzerine Arslan, şöyle konuştu: ''Halkımız bu gelişmelere çok duyarlı. 11 Ağustosta Sayın Başbakanımızın konuşması ile başlayan tarihi bir süreci birlikte yaşamaktayız. Bu sürecin sıkıntılı ve zor olacağını herkes biliyordu. Bu sürecin geçmişi yüz yıla, kimilerine göre belki daha da geçmiş dönemlere dayanıyor. Sosyal, daha sonraları ekonomik ve içinde siyasi hususları da barındıran bir sorun söz konusu. Bu sorunun sosyal ve ekonomik yansımalarını en çok bölge halkı yaşamış ve hissetmiştir. Çok bedel ödendiği herkesçe malum. Şimdi hamd olsun devletimizin bütün kurumları, sorumlu mercileri ve makamları bu konuda mutlaka bir şeyler yapılması gerektiği hususunda ittifaka varmışlardır.'' Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İnşallah her gün adım adım bu sorunu çözecek tedbirler geliştireceğiz. Bazı hususlar varki bunları bir anda yapmanız mümkün değildir. 31 Ağustos Pazartesi günü İçişleri Bakanımızın yapacağı açıklama sürecin başlangıcından bu yana geniş çaplı istişarelerin sonuçları hakkında kamuoyunu bilgilendirmekten ibaret olacağını düşünüyoruz. Çünkü alınacak tedbirler paketini Sayın Başbakanımızın mutlaka kendileri kamuoyu ile paylaşacaktır. Henüz nelerin yapılacağı konusunda kesin sonuçlara varılabilmiş değildir. Çok ümitli ve yapılacaklarla ilgili çok emin olunması gerektiğini söylemek istiyorum. Hükümetimiz bu konuda çok kararlı ve çok ısrarlıdır. Çok cesur bir duruş sergilemektedir. Sağdan soldan çatlak sesler olsa bile geri adım atılmayacağını, bedeli ne olursa olsun hayati bir risk de taşısa geri adım atılmayacağını Başbakanımız kendileri söyledi.'' Muhalefet partilerinin bu süreçte kendilerinden beklemedikleri kadar sert bir muhalefet yaptıklarını ileri süren Arslan, şunları söyledi: ''Şu anda Türkiye'de en üst seviyedeki makamlarda bulunanların ortak iradesi bu sorunun çözülmesi gerektiği hususunda hemfikir. Kimsenin tereddütü olmasın. Artık bu ezberin bozulması gerektiği hususunda aydınlarımız, köşe yazarlarımız da ortak bir görüş içerisinde. Muhalefet partileri kendilerinden beklemediğimiz sert muhalefet içindeler. Bu sorun gerçekten yerel siyasete alet edilmeyecek öneme sahiptir. Çünkü insan kanı söz konusudur. Sizin atmakta geciktiğiniz her adım, insan hayatına mal olmaktadır. Atılması gereken adımların atılmamış olmasından veya geç atılmış olmasından dolayı hakikaten gençlerimiz telef olmaktadır. Şehitlerimizin sayısı, analarımızın ızdırabı artmaktadır. Buna son verilmesi gerekiyor. Ben sorumluların bu konuda artık daha hassas oldukları ve kanın durması konusunda alınması gereken ne tedbir varsa onu alacakları konusunda ümitliyim.'' Arslan, herkesin bu süreçte sorumluluğunun bilincinde olması gerektiğini ifade ederek, bu nedenle konunun önemi ile orantılı bir şekilde sürece katkı sunulması gerektiğini söyledi. Arslan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bazı aykırı seslere rağmen açıklamalar genel olarak olumlu. DTP'nin açıklamalarını olumlu buluyorum. DTP'ye bu konuda büyük görev düşmektedir. Başta DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün izlediği politikayı oldukça olumlu görüyorum. Sağlıklı bir iletişim söz konusu. Bana göre devletimizin bu konudaki kırmızı çizgileri ile DTP'nin ifade ettiği beklentiler neredeyse birbirine yaklaşmış durumda. İnanıyorum ki bundan sonra atılacak adımlar herkes tarafından desteklenecektir. Türkiye'de bu konuya duyarlı herkesin görüşleri ciddiye alınmaktadır. İçişleri Bakanımızın temasları da bunu ifade ediyor. Hangi taraftan kimden gelirse gelsin tüm fikirler değerlendirilecektir. Medyanın da sürece zarar verecek yayınlardan kaçınması gerekir. Herkesi sorumluluk altına alan bir konu bu. Haber yapmak amacıyla sürece zarar verecek kelimelerden ve ifadelerden uzak durulması gerekir.'' Haber7 YORUM YAZIN
|
|