İttihad'ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Şenlik, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nda yer alan "il ve ilçe müftülüklerinin resmi nikâh kıyma yetkisine" ile ilgili değerlendirmede bulundu.
Müslüman bir halkın başına laikliği dayatmanın zulüm olduğunu söyleyen Şenlik, bu durumun sıkıntı oluşturduğunu dile getirdi.
Şenlik, "Laiklik sisteminde imam nikâhı meşru bir nikâh değil. Meşru olan nikâh, belediyenin veya nüfus idaresinin kıydığı, resmi kayıtlara geçirdiği nikâhtır. Öyle bir nikâh yoksa doğan çocuklar gayri meşrudur. Kanunen böyledir, bu bir sıkıntıdır. Aslında Müslüman bir halkın başına laikliği monte etme ve dayatmak bir zulümdür. İlk günden beri bu zulüm yaşanıyor. Müslüman halk yavaş yavaş bilinçlendikçe artık bu İslami haklarını kazanmaya başlamış durumda. Bu haklarını kazanmaya çalışırken önlerine laiklik gibi bir set çıkıyor ve bunu aşamıyorlar. İdareciler de burada tıkanıyor." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na önem verilmesi gerektiğini belirten Şenlik, şunları söyledi:
"Diyanet İşleri Başkanlığı bizzat anayasaya aykırıdır çünkü anayasa laik bir anayasadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ise Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan bir teşkilattır. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak için yan bir kuruluştur. Doğrudan Başbakanın değil, bir bakanın bir koludur. Pasif bir alana itilmiştir ama halk nezdinde büyük bir yeri vardır. Bundan dolayı kulak vermek zorundadırlar. Dediklerini yapmak ve uygulamaya koymak zorundadırlar. Bu olmazsa bir sosyal patlamayla karşı karşıya kalınır."
Şenlik, nikâh dairesinin, nüfus idaresinden veyahut belediye idaresinden doğrudan Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanması ve bu kuruma bağlı olarak imamların kıydığı nikâhın meşru ve asıl nikâh kabul edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Bu toplum İslami değerlere bağlıdır, Müslümandır en azından. Nasıl imam nikâhı kabul edilmez de resmi nikâh kabul edilebilir? Resmi nikâh ayrı, dini nikâh ayrı… İki nikâh olur mu? Nikâh nikâhtır. Bir nikâh olmalıdır. Bu kafa karışıklığının ortadan kaldırılabilmesi için bunun net olarak müftülüklere bağlı olması gerekir. Bu bir din meseledir, helal haram konusudur." şeklinde konuştu.