Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti'nin Şanlıurfa'daki kongrelerine katıldı.
Ekonomiden Sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, iktidara gelmeden önce Türkiye'nin ekonomik krizde olduğunu belirterek, 2002 yılından önceki dönemlere ait veriler ile kendi dönemlerine ait verileri karşılaştırdı.
Kongrelerde konuşan Ekonomiden Sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti hükümetinden önceki dönemin ekonomisi ile AK Parti dönemine ait ekonomiyi karşılaştırdı. Geçmişte hizmetlerde kullanılması gereken paraların faize, enflasyona gittiğini belirten Yılmaz, “1991 ile 2001 yılları arasında kişi başı gelirimiz neredeyse aynı kaldı. 10 yıl kaybettik. O 10 yılı kaybetmeseydin şimdi çok farklı bir Türkiye olmuştuk. 10 yılı koalisyonlarla, çekişmelerle, kavgalarla, IMF'ye, dünya bankasına bu ülkenin ekonomisini teslim ederek kaybettik. Şimdi o dönemlerde iktidar olanlar kalkıp farklı şekilde konuşuyorlar. Onlara da bir hesap sormak lazım. O 10 yıl niçin bu ülkeyi yönetemediniz diye sormak lazım. 28 Şubatların hesabını sormak lazım. 2001 krizlerinin hesabını sormak lazım. AK Parti iktidara geldiği günden itibaren siyasi istikrarın adresi olduk. Şunu tarihimizde gördük ve iyi biliyoruz. Siyasi istikrar yoksa, güven yoksa ekonomik istikrar da olmuyor, ekonomik gelişme de olmuyor. Güçlü ve doğru bir yönetim yoksa ekonomimiz büyümüyor. Ekonomi büyümeyince ne belediyemiz hizmet yapabilir ne sosyal alana doğru dürüst kaynak aktarabiliriz, ne işsizlerin sorununa çare bulabiliriz. Bunun da anahtarı siyasi istikrar ve güvendir. AK Parti siyasi istikrar ve güvenle ekonomimizi büyük bir sıçramayla bu günlere getirdi” dedi.
“İHRACATTA YENİ BİR REKOR KIRACAĞIZ”
İhracatta yeni bir rekor kırarak 2017 yılını 158 milyar doları üstünde kapatmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, “Bakın bazı rakamlar söyleyeyim. Hani Halep oradaysa arşın burada diye bir söz var. Bunlar yorum meselesi değil rakam meselesi. Bu 15 yıla yaklaşan iktidar dönemimizde, kasımda inşallah 15'inci yılı da dolduracağız. Bu 15 yıla yaklaşan iktidarımız süresince 3 bin 500 dolarlık kişi başı gelirimizi geçen yıl itibariyle 11 bin dolara yaklaştırdık. Bu süreçte küresel kriz oldu. Bu süreçte Gezi hadiseleri oldu. En son 15 temmuz hain darbe girişimi oldu. Terör hadiseleri oldu. İçeride ve dışarıda bir sürü çatışmalar oldu. Suriye ve Irak meseleleri başta olmak üzere. Bütün bu iç ve dış krizlere rağmen 3 bin 500 dolarlık kişi başı geliri 11 bin dolara yaklaştırdık. 230 milyar dolarlık milli gelirimizi geçen yıl itibariyle 260 milyar dolara çıkarttık. Bunu AK Parti başardı. İhracatımız 36 milyar dolardı, bu sene inşallah tarihi rekorumuz olan 158 milyar doları aşmayı hedefliyoruz. Yaşı uygun olanlar hayırlar, enflasyon bir kader haline gelmişti adeta. Dar gelirlilerin adeta tepesinde demokrasi kılıcı gibi sallanıyordu. Özellikle dar gelirli vatandaşlarımız yıllarca enflasyondan çekti. AK Parti iktidara geldiğinde yüzde 30 civarındaydı. Şimdi ise en son veriler yüzde 10 civarında ama Allah'ın izniyle yıl sonunu tek haneli rakamlarla tamamlayacağız. Önümüzdeki dönemde de kademeli olarak yüzde 5 oranına düşüreceğiz inşallah. AK Parti 2002 yılında iktidara geldiğinde faizler yüzde 64'tü. Peki devlet bu faizleri ödeyince ne oluyordu, sosyal harcamalara para kalır mı bu kadar faiz öderseniz. Kalmaz. Ne duble yollara, ne hastanelere kalmaz. O dönemde yüz liralık vergimizin 86 lirası faize gidiyordu. Geriye kalanla da hizmet yapmaya çalışıyorduk. Bu gün geldiğimiz noktada bu yüzde 10'lara kadar gerilemiş durumda. İnşallah daha da aşağılara gelecek. İşte bütün bunlar istikrarla, güvenle sağlandı. Geçmişte faize giden paralar şimdi hizmete gidiyor” şeklinde konuştu.