İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi yaptığı açıklamayla Malatya'da Alevi kökenli vatandaşlara yönelik saldırıyı kınadı.
‘28 Temmuz sabaha karşı Malatya'nın Doğanşehir İlçesi'ne bağlı Sürgü Beldesi'nde yaşayan Alevi Kürt aileye karşı linç girişiminde bulunuldu' diyen İHD Bingöl Şubesi Başkanı Mehmetcan İnce: “Tekbir ve İstiklal Marşı eşliğinde evleri taşlandı, camları kırıldı, evin yanındaki ahır ateşe verildi. Bu olayın ertesi günü İstanbul – Ayazağa'da Kürt işçilere yönelik linç girişimi oldu. Büyük şehirlere çalışmak için giden, fındık işçiliği için Karadeniz'e giden Kürtlere yönelik linç olaylarına yabancı değil bu ülke. Linçlere karşı yasal bir yaptırım uygulanması, bu zihniyetteki insanları daha cesaretlendiriyor. Linç, devlet zihniyetinin karakterine dönüşmüş durumda. Linç olaylarının yaygınlaşmasında devleti yönetenlerin kullandığı sert, uzlaşmasız dil çok etkili oluyor. “Bu aile bugün buradan gidecek”, “Kürtlere ölüm”, “Alevilere ölüm”, 'Sizi burada barındırmayız, gidin buradan, gitmeseniz de biz sizi öldüreceğiz” çığlıkları atan saldırgan gruplar tehditlerini ertesi gün de sürdürdü. Bu coğrafya Türk, Devletçi ve Sünni kimliği dışındaki kimliklerin, soykırım, sürgün, imha ve inkârdan başlayarak, üstü örtülü en ince ayrımcılığa kadar uzanan çok çeşitli boyutlarda zulme uğradığı bir coğrafyadır. Bu yüzden ırkçı şiddetin kökü çok derinlerdedir ve toplumun bir kesimi tarafından kabul görmektedir” dedi.
Geçmişte yaşanan acıların tekrar yaşatıldığını belirten İnce: “Geçmişte, Çorum, Maraş, Malatya ve Sivas'ta acıyla yaşadığımız benzer bir tablo, bugün bir kez daha Malatya'da tekrarlanmaktadır. Malatya'nın Doğanşehir İlçesine bağlı Sürgü Beldesinde yaşayan bir Kürt, Alevi ailenin evi, gece saatlerinde yaşanan bir tartışma sonucu taşlanmış, ahırı yakılmıştır. Beldeye nereden geldiği belli olmayan faşist bir güruh ise, Tekbir ve sloganlarla beldede geniş bir provokasyona başlamıştır. Kürt Alevi kimliğine linç girişimine dönen olay, bugün bizzat iktidar tarafından beslenen ırkçı-şoven atmosferin hangi boyutlara geldiğini göstermesi açısından çarpıcıdır. Madımak Davası'nın zamanaşımına uğraması, Madımak'ı yapan zihniyete daha bir geniş bir ortam sağlamak demekti. Nitekim de bu oldu. Nitekim Sürgü'de devlet yine farklı davranmadı. Malatya Valisi Ulvi Saran sosyal medyada yaptığı açıklamada, "Sadece önceki günden kalan ufak çaplı bir gerginlik var. Sürgü'deki durum genel olarak sakin ve kontrol altında. “500 kişinin toplandığı ve evi kuşattığına dair yer alan haberler gerçekleri yansıtmıyor,” diyerek yaşananların üstünü örtme niyetini ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı'nı göreve çağıran İnce: “İçişleri Bakanlığı'nı, Malatya Valisi'ni, Emniyet Müdürü'nü, yurttaşların güvenliğinden sorumlu olan tüm birim ve yetkililerini, maaşlarını ödeyen yurttaşlara karşı görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak, Malatya'da saldırıya maruz kalan Kürt, Alevi vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, eşit, özgür, demokratik bir yaşamı sonuna kadar savunup mücadele edeceğimizi buradan bir kez daha yineliyoruz. Bir arada yaşama olanağının sağlanması ve yaşanan olayların sorumlu ve faillerinin derhal ortaya çıkartılmasının takipçisi olacağımızın altını çizerek, hükümeti bu konuda göreve davet ediyoruz. Sürgü'de adaleti yerine getirin! Saldırıya uğrayan ailenin güvenliğini sağlayın ve zararlarını tazmin edin! Linç girişimcilerini tespit edin ve evrensel hukuk kurallarına göre cezalandırarak ırkçı nefretin mahkûm ettiğinizi kamuoyu önünde ilan edin!” şeklinde konuştu.