Ihd açlık grevi raporunu açıkladıİnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi, Bingöl üniversitesi öğrencilerince başlatılan açlık grevine yönelik rapor hazırladı.![]() Yazılı basın açıklaması yaparak, raporu kamuoyuyla paylaşan İHD, öğrencilerin isteği üzerine Ankara'dan gelen Eğitim-Sen temsilcileri ve Bingöl Eğitim-Sen başkanının Üniversite Rektörü Gıyasettin Baydaş'ı ziyaret ederek öğrencilerin taleplerini bildirdiğini, ancak taleplerin yok sayıldığını bildirdi. Rektör Baydaş'ın açlık grevi devam ederken bazı televizyon programlarına katıldığı anımsatılan raporda: “Kendini haklı çıkarabilmek için sonrasında bazı haber kanallarına bağlanıp ‘delil' öne sürerek 150'den fazla soruşturma açılan öğrencilerden bahsetmeyerek sadece 15 kişiden söz etmiş ve onlara verilen cezaları meşrulaştırmaya çalışmıştır. Ayrıca Eğitim-Sen ile yapılan görüşmede verilen tüm cezalardan haberi olmadığını iddia etmiştir. Kaç öğrenciye soruşturma açıldığı sorulduğunda da ‘afaki' kelimesini kullanarak ya kaç öğrenciye soruşturma açıldığını gerçekten bilmemekte ya da gizlemeye çalışmaktadır” denildi. REKTÖR MÜŞTEKİ KONUMUNDA! Raporun sonuç bildirisinde, öğrencilerin haksız soruşturmalara, rektörün bizzat öğrenciler hakkında adli şikâyette bulunması ve adli kovuşturmaya tabi tutulmalarına karşı grev başlattıkları ifade edilerek: “Söz konusu iddia her ne kadar rektör tarafından yalanlanmış ve öğrenciler hakkında dava açmadığı iddia edilmişse de; dernek avukatlarımızın bizzat vekil olarak öğrencileri temsil ettiği davalar vardır. Bu davalardan biri Van Depremi ile ilgili başlattıkları yardım kampanyası ile ilgili bizzat Rektör Gıyasettin Baydaş'ın müşteki olduğu ve öğrencilerin Beraat ettiği davadır. Yargının beraat kararı verdiği bu olayla ilgili Rektörlük Disiplin Cezası vermiştir. Ayrıca 3 öğrencinin tutuklu yargılandığı olayla ilgili üniversite son aşama da şikâyetini geri çekmiştir. Rektörün öğrencilere dava açmadığı hakkındaki iddiası gerçeği yansıtmamakta açmış olduğu birçok dava olduğu resmi mercilerce de doğrulanacak durumdadır. Öğrencilerin bir diğer iddiası; hakkında soruşturma açılan bir öğrencinin, Aydın Erdem anması eylemine hiç katılmadığı, ailesinin duruma tepkisi üzerine, öğrencinin güvenlik şefi olarak görev yapan ve her eylemde kamera görüntüsü alan S.D adlı görevliyle görüştüğü ve bu kişinin soruşturmayı geri çektiği ile ilgilidir. İddiaya göre görevli kişi, öğrenciye: “senin katılmadığını biliyorum ancak yakın arkadaşların katıldığı için sana da soruşturma açıldı” demiştir” ifadelerine yer verildi. Söz konusu tüm uygulamaların, eğitim hakkının engellenmesi ve öğrencilerin ayrımcılığa tabi tutulması sonucunu doğurduğunu belirtilen raporda: “Düşünce ve ifade özgürlüğü ile kişilerin haksız yere hürriyetinden yoksun tutulması sonuçlarını doğuran uygulamalar İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde düzenlenen hakları ihlal etmektedir. Bu sebeple derneğimizin öğrencilerin hukuki süreçte desteği olacaktır. Kamuoyunu bu konu ile ilgili duyarlı olmaya ve baskılara karşı öğrencilerin yanında bulunmaya davet ediyoruz” denildi. Raporun son bölümünde ise, şu sorulara yer verildi; Bizzat rektör tarafından açılmış olan bir çok dava olmasına rağmen neden inkar edilmekte ve bu resmi şikayetlerin gizlenebileceği nasıl düşünülebilmektedir? Derneğimize yapılan 43 öğrenci başvurusunun birçoğunda söz konusu eylemde olmadıkları, hatta bir kısmının il dışında olduğu iddia edilmektedir. Bu öğrenciler de arkadaşları katıldığı için mi onlara da soruşturma açılmıştır? Üniversitede görevli güvenlik şefinin bir soruşturma hakkında bu kadar derin bilgisi olması ve hatta soruşturmayı geri çekme yetkisinin olması nasıl açıklanabilir? Üniversitede disiplin soruşturması kim tarafından yapılmakta, süreç nasıl işlemekte, ‘gizlilik ilkesi' uygulanmakta mıdır? Yargının Beraat kararı verdiği olaylarla ilgili üniversite yönetimi hangi hukuka ve yetkiye dayanarak cezalandırma yapmaktadır? Üniversite yönetiminin polis aracılığı ile öğrenciler üzerinde baskı kurma politikası devam edecek midir? Öğrencilerin bu yolla kriminalize edilmesinde amaç nedir?
YORUM YAZIN ![]()
|
|