Hükümete sert çıkış!

 Bingöl'de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve sendikalar, okullarda başörtü yasağını resmileştiren Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni Kılık Kıyafet Yönetmeliğini sert bir tepki göstererek protesto ettiler. Cumartesi ve pazar gün yapılan basın açıklamalarında AK Parti iktidarına ve Milli Eğitim Bakanlığı'na yönelik sert eleştiriler vardı.

“HANİ DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEKTİNİZ?”

Son genelgeyle okullarda başörtüsünün açıkça yasaklanması, Bingöl Peygamber Sevdalıları Platformu Bingöl İl Koordinatörlüğüne üye STK'lar tarafından Cumartesi günü saat 12.00'da Genç caddesi Dörtyol Saat Kulesi önünde yoğun bir katılımla düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi.

Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan Peygamber Sevdalıları Platformu sözcüsü Hamdullah Tasalı: “Bu kılık kıyafet yönetmenliğiyle bir kez daha ayrımcılığa, çifte standartlığa uğradık. Müslümanlar bir kez daha inançlarından ötürü haklarından mahrum bırakıldı. İşte bu gün burada toplanmamızın sebebi inancımız gereği yasaklanmış olan başörtümüzü her platformda her alanda hayat boyu ölünceye kadar savunmak amacıyla buradayız" dedi.

“Allah'ım sen hükümetin yaptığı zulümlere şahitsin”

Tasalı'dan sonra basın açıklamasını okuyan İlhami Demir, bu yönetmelikle İmam Hatip Okulları hariç, diğer bütün okullarda her türlü kıyafet serbest bırakılırken, başörtüsünün ise yasakladığına vurgu yaptı.

Bu yönetmelik ile hükümet ve Bakanlığın, Allah'ın emri olan başörtüsünü resmen yasaklandığını ifade eden Demir: “Bu yönetmelikten dolayı hükümeti, Milli Eğitim Bakanı'nı ve yönetmeliği imzalayanları önce Allah'a, sonrada siz Müslüman halkımıza şikâyet ediyoruz. Allah'ım, onları sana havale ediyoruz. Allah'ım, onları sana şikâyet ediyoruz. Allah'ım, onları senin kudretli eline teslim ediyoruz. Sen onların zulümlerine şahitsin” dedi.

Allah'ın emirlerine sırt çevirenlerin ve yasak getirenlerin geçmişte nasıl bir zillete uğradıklarını herkesin gördüğünü ifade eden Demir: “İbret almak isteyenler geriye dönüp iyice düşündüğünde, başörtüsünün nicelerini iktidardan alaşağı ettiğini, nicelerini de iktidara getirdiğini göreceksiniz, böylesine önemli bir güce sahiptir başörtüsü. Ve Allah'tan korkunuz, inancından ötürü başlarını örten Müslümanların kızlarına, bacılarına ve eşlerine reva gördüğünüz bu zulümlerinizden vazgeçiniz” ifadelerini kullandı.

"Başörtüsüne her alanda koşulsuz özgürlük istiyoruz"

Bu ülkede iktidar olup, halka hükmedenlerin eşlerinin de zulümlere maruz kaldığını hatırlatan Demir: “Bingöl'den sizlere sesleniyoruz; bu ayrımcılık kokan, Müslüman kızların okullardaki özgürlüklerini kısıtlayan yönetmeliği derhal geri çekiniz. Başörtüsüne her alanda koşulsuz özgürlük istiyoruz. Ve henüz can bedende iken, ölüm meleği canlarınızı almadan, tez zamanda bu ülkenin Müslüman halkının inançlarının önündeki engel ve kısıtlamaları kaldırınız. Aksi halde yarın geç olabilir. Ruz-i mahşerde hiçbiriniz bu vebalin altında kalkamazsınız. Allah ve O'nun emirleri ile savaşanlar, tarih şahittir ki hep kaybetmişlerdir. Bugün hem iktidar, hem de muktedirsiniz. Bugün Türkiye'de tek hükümdar sizlersiniz, hiçbir bahane ve engel yok artık, önünüzde, istediğiniz yasayı, yönetmeliği çıkarabilecek güçtesiniz. Artık hiçbir mazeretinizi kabul etmiyoruz. Yeter artık! Müslümanlara reva görülen bu zulümlere bir son veriniz” ifadelerini kullandı.

“Dindar nesli örtüsüz, İslami terbiyeden uzak bir şekilde mi yetiştireceksiniz?”

Bu yönetmelik ile toplumun tüm kesimleri karşı karşıya getirildiğini belirten Demir, toplumda öğrenci ile öğretmen, öğretmen ile idareyi, idare ile veliyi ve diğer bireyler arasında düşmanlık, kin, nefret ve sonrasında huzursuzlukların meydana geleceğine dikkat çekti.

Yönetmeliğin toplumu gereceğini sözlerine ekleyen Demir: “Hükümete ve Bakan Bey'e soruyoruz, hani dindar nesil yetiştirecektiniz? Dindar nesli örtüsüz, İslami terbiyeden uzak bir şekilde mi yetiştireceksiniz? Dindar nesil Kuran-ı Kerim dersinde başını örtecek, diğer zamanlarda da başı açık olacak, yâda üniversitede okurken örtünecek, memur olurken açılacak öylemi? Böyle ikilem içinde aç kapa ikili bir hayat sürdürülmesini mi? istiyorsunuz? "Hey hate minezille" Zillet bizden uzaktır, uzak olsun" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, okullarda kıyafet serbestliğini sağlayan değişikliğe ilişkin, Türkiye'de yıllarca tek tip giyim tarzının hep eleştiri konusu olduğunu belirten Demir: “Bırakalım herkes nasıl arzu ediyorsa, gücü neye yetiyorsa onu alsın, onu evladına giydirsin. Bu şekilde bu tür adımlar atılsın. Bunlar hepsi bir talebin neticesinde atılan adımlardır. Peki ya yıllardır başörtülülerin talebi yok mu? Onların çektiği sıkıntı ve dertleri sağır sultanlar bile duydu. Hükümetin bu genelgeyi derhâl durdurması gerekir. Hükümet bu meseleye acilen el atarak, yönetmeliği hemen durdurmalıdır. Tesettürün önündeki tüm engellerin kalkması için bir düzenleme yapmalıdır. Ayrıca yetkililer bir açıklama yaparak Müslüman halkımızdan özür dilemelidir" şeklide konuştu.

“YÖNETMELİK İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İHLAL EDİYOR”

Bilgi ve Düşünce Derneği, Marifet-Der, Nur-Der ile Özgür Eğitim-Sen Bingöl temsilciliği de Pazar günü saat 12.00'da Genç Caddesi Saat Kulesi önünde toplanarak, kılık kıyafet yönetmeliği protesto ettiler, başörtüsünün tüm okullarda ve tüm derslerde serbest bırakılması gerektiğini haykırdılar.

Açıklama öncesinde Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Yılmaz, Marifet-Der Başkanı Tekin Gönç ve Özgür Eğitim-Sen Bingöl temsilciliğinden Abdullah Doğan birer konuşma yaparak, yönetmeliğe tepki gösterdiler.

Açıklamayı dernekler adına okuyan Seval Acar, yönetmeliğin inanç özgürlüğünü ihlal ettiğini ve insan hakları ilkelerine de aykırı olduğunu söyledi.

Başörtülü eğitim görmek isteyen birçok kızın okullarda baskılara maruz kaldığını ifade eden Acar, hükümetin bu yönetmeliği geri çekmesi için çağrı da bulundu.

Acar: “Hükümete sesleniyoruz: 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerinde bu tür tablolar sıradan olaylar olarak görülüyordu. Lakin sizin bu zalimlerden ve zulüm dönemlerinden farkınız sadece İmam Hatip okullarında ve seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerinde başörtüsü takabilme serbest mi olacak? Siz buna razı olabilirsiniz ama biliniz ki biz asla razı olamayacağız. Hükümetin bu yanlıştan biran önce dönmesini istiyoruz. Yasakçı yönetmelik geri çekilsin ve mekân, alan, zaman ayrımı yapılmaksızın başörtüsünü yasaklayan her türlü engel kaldırılsın. Şunu herkes bilmelidir ki; iktidar sahiplerinin kim olduğu bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren şey zulmün kendisidir. Başörtüsü yasağı bu ülkedeki en büyük zulümlerden biridir. Biz bu zulmü ifşa edecek, zulüm kimden gelirse gelsin zulme karşı koymaya devam edeceğiz. Başörtüsünün simgelediği İslam'ın aydınlık mesajını bütün toplumsal alanlara taşımak mücadelesinden vazgeçemeyeceğiz. Milli Eğitim Bakanlığını ve AK Parti Hükümetini, şu veya bu zeminde inancımıza ve kimliğimize yönelik yasakçı, dayatmacı uygulamaları içselleştirecek bu tür adımlar atmamaları için uyarıyoruz. İnancımız, kimliğimiz pazarlığa tabi değildir. İnanç yasağı temel bir sorundur ve bu ülkenin kanayan yarasıdır" diye konuştu.

“Hükümetin Yönetmeliği Darbecileri Sevindiren Bir Rüya”

Bilgi ve Düşünce Derneği başkanı Mustafa Yılmaz: “Başörtüsü bizim için basit bir kılık kıyafet meselesi değildir. Bu namazımız, orucumuz ve diğer ibadetlerimiz gibi bizim için vazgeçilmezdir. Çıkarılan yönetmeliğin yeni diye sunulması, onun eski köhnemiş yasakçı ruhunu gizleyememiştir. Kıyafet özgür, başörtüsü yasak manasına gelen yönetmelik, başörtüsünü mini etekle, tayt ve streç pantolonla aynı kategoride değerlendirerek bizim için inancımızın gereği olan bir farzı buharlaştıran ve yok sayan bir yaklaşım ortaya çıkmıştır” dedi.

“AK Parti hükümeti bir taraftan darbecilerle hesaplaşırken bu yönetmelikle darbecilerin ellerini ovuşturacağı bir yasak ihdas etmiştir” diyen Yılmaz “hükümetin yönetmeliği darbecileri sevindiren bir rüyanın gerçekleşmesi olarak ortaya çıkmıştır” dedi.

“Çocuklarımız devletin kulu değildir ve onlar üzerinde hükümranlıkta bulunmaya kalkan her yaklaşım bizim için cahilidir” diyen Yılmaz, hükümetin, ülkenin her hanından yükselen itiraz seslerine duyarlı olmasını ve derhal bu yönetmeliği geri çekmesini istediklerini belirtti.

“Allah'ın Müslüman Hanımlara Vermiş Olduğu Hakkı İstiyoruz”

Daha sonra Nur-Der adına konuşan Tekin Gönç ise “Allah'ın emrini yerine getirmeye çalışan Müslüman hanımlar, özellikle 28 Şubat süreci ile birlikte çok sıkıntı çekmiş, çokça zulüm görmüşlerdir. Okullarından atılmış, ikna odalarına çekilmiş, sürgün edilmiş, hor görülmüşlerdir. Allah düşmanları, Allah'ın mülkünde kamusal alan – kamusal olmayan alan diye ayırım yaparak, zulümlerine zulüm katmışlardır. Darbecilerin yargılandığı, darbe girişimlerinin üzerine gidildiği bir zamanda, hür ve adil kanunların hayata geçirileceği düşünüldüğü bir anda 27 Kasım'da yayımlanan yönetmelik bütün hayalleri suya düşürmüştür. Oysa başörtüsü Allah'ın Müslüman hanımlara vermiş olduğu bir haktır. Bu hak; ne keyfî uygulamalarla, ne de beşeri yasalarla engellenemez. Biz sadece Allah'ın Müslüman hanımlara vermiş olduğu hakkı istiyoruz. Bu hakkın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Başörtüsü serbestliğinin sadece imam hatiplilere değil, tüm ilk, orta, lise ve fakültelerde serbest bırakılmasını istiyoruz. Dün başörtüsü nedeniyle zulüm görenler, bugün bu kanunu koyarak başörtüsü zulmünün uygulayıcısı olmasınlar istiyoruz. Başörtüsünün her alanda tamamen serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu.

“Hani Başörtüsü Sizin İçin Namus Meselesiydi?”

Özgür Eğitim-Sen Bingöl Temsilciliği adına açıklama yapan yönetim kurulu üyesi Abdullah Doğan ise; “Yıllardır seçim meydanlarında başörtüsü sorununu çözeceğiz deyip bizden oy talep eden hükümet yetkilileri bakanlar kurulu kararıyla çıkardıkları son yönetmelikle maalesef bizi hayal kırıklığına uğratmışlardır. Eşleri ve kızları bizim eşlerimiz ve kızlarımız gibi giyinen, bizim gibi düşündüğünü zannettiğimiz bir hükümetten böyle bir darbe yemek bizi ziyadesiyle üzmüştür”, “Okul içinde baş açık, saçlar temiz ve boyasız olacak. Öğrenciler makyaj yapmayacak, bıyık ve sakal bırakamayacak. Bu yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden ortaokul öğrencilerine MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, lise öğrencilerine MEB Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği hükümleri uygulanacak. Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden okul yöneticileri hakkında da ilgili disiplin hükümleri uygulanacak. Denilerek okul idarecileri de açıkça tehdit edilmiştir” dedi

“Evet, yönetmelik aynen böyle” diyen Doğan, “Şimdi size soruyoruz: “Bizim için namus meselesidir” dediğiniz bu sorunu yasaklayarak mı çözüyorsunuz? Yıllar önce başkaları da seçim meydanlarında çözeceğiz demiş ve kendi vekilinin başını açarak çözmüşlerdi. Siz bilmiyor musunuz ki başörtüsünü yasaklamak Allah'ın emrine açık bir itirazdır, açık bir isyandır. Dün 28 Şubat zihniyeti işbaşındaydı, bugün 27 Kasım zihniyeti. Bundan sonra seçim meydanlarında oy isterken sıkılmayacak mısınız, içiniz rahat bir şekilde oy talebinde bulunabilecek misiniz?” diyerek sözlerini tamamladı.