AK Parti Bingöl milletvekili ve Dış İlişkiler Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz bu yıl ikinci kez düzenlenen Uluslararası Bingöl Film Festivaline dair önemli açıklamalarda bulundu.
Uluslararası bir film festivali düzenleme fikrinin ortaya çıkışını açıklayan Yılmaz; Tarihten günümüze birçok medeniyeti bağrında beslemiş; coşkun nehirlerinden, berrak derelerinden, ab-ı hayat denilen hayat veren sularından almıştır ismini Bingöl'ümüz. Tepelerin ardından doğan güneşi, kekik kokan yaylaları, şifalı suları ile Doğu Anadolu'nun mahzun ve mağrur ilidir Bingöl. Bingöl'ü anlamak için; Kala tepesinden doğan güneşi, yaylalarını, Zağ mağarasını, yüzen adalarını, şifa veren sularını görmek ya da dağlarındaki binbir çiçekten elde edilen balından tatmak gerekir. Bingöl'ümüzün bu güzelliklerini ulusal ve uluslararası anlamda tanıtmak, Türkiye ve Dünya insanına açmak ve bölgemizin gelişimine katkıda bulunmak bizim için oldukça önemli. En güçlü iletişim araçlarından olan sinema sayesinde, kültür-sanat ve turizm alanında farkındalık yaratıp, bölge ekonomisini canlandırarak dışa açılmasını sağlamak amacıyla, “BİNGÖL ULUSLARARASI KISA FİLM FESTİVALİ” bir tanıtma projesi olarak ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
“Kardeşliğin pekiştirilmesinde önemli bir adım”
Kardeşliğin pekiştirilmesinde bu etkinliğin önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz; “İlimizin tanıtımı ve bölge ekonomisini geliştirmenin yanı sıra, kardeşliğimizin pekiştirilmesinde de önemli bir rol üstlenecektir. Aynı zamanda Türkiye'den ve dünyadan önemli yönetmenlerin, oyuncu ve yapımcıların buluştuğu festivalle, öncelikle Bingöl'ün, devamında da Türkiye'nin sinema kültürünü tanıtma girişimine de önemli katkı sağlanmış olacak. İleride bu çabanın sonucunda, Bingöl'de yaşayan gençlerden ulusal ve uluslararası alanda eserleri bekliyoruz. Bingöl örneğinde olduğu gibi, bu faaliyetlerin sadece belirli mekanlarda gerçekleşmediği, tüm ülkeye ve topluma yayıldığı bir gelecek hayal ediyoruz. Bingöl sadece altyapı olarak değil, kültür ve sanat alanında da, yenilikler ile tanışıyor. Bunların oluşturduğu zeminde, yeni projeler de mutlaka olacaktır. Yerel Yönetimler, Üniversite ve Kamu İşbirliği ile bu projelere destek olmaya devam edeceğiz” dedi.
Kendi sevdiği sinema filmlerini de sıralayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“İlk sırada, Yavuz Tugrul'un yönetmenliğini yaptığı, başrollerini Şener Şen ve Uğur Yücel'in paylaştığı “Eşkıya” filmi yer alıyor. Yıllar önce Cudi dağlarında yakalanan eşkıyanın, 35 yıl sonra hapisten çıktığında, hapse girmesine sebep olan ve çocukluk aşkını da yanına alarak kaçan en yakın arkadaşının peşine düşmesini ve bu süreçte yaşadıklarını anlatan olağanüstü bir film idi. Bir diğeri, yönetmenliğini Sydney Pollack'ın yaptığı, başrolünde ise Robert Redford'u izlediğimiz “ Akbabanın 3 günü” isimli filmdi. Derin devlet savaşlarının anlatıldığı politik gerilim türündeki bu film de beni etkileyen filmlerden biridir. Üçüncü olarak ise, Andrei Tarkovsky'nin yönetmenliğini yaptığı “Stalker.” Özellikle felsefi yönüyle dikkatimi çeken bir film olmuştur.”