İHD Bingöl Şube Başkanlığı, hak ihlalleri bilançosunu düzenlenen basın açıklamasıyla açıkladı. Gerçekleşen basın açıklamasına Bingöl Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Kalkınma Derneği (BİN-DER), Bingöl Sosyal Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (BİNYAR) ve Bingöl Barosu destek verdi.
Açıklamayı yapan İHD Bingöl Şube Başkanı Aksoy, insan hakları savunucuları olarak hak ihlallerini kamuoyunun dikkatine çekmeye çalıştıklarını ifade ederek, “
Sağduyulu vicdan sahibi ve akıl tutulması olmayan herkes tarihsel ve toplumsal olan Kürt sorununun yasakçı, baskıcı, inkârcı ve operasyonel politikalarla çözülemeyeceğini artık yüksek sesle ifade etmektedir. Son iki yılda Kürt sorununun çözümü için tarihi- fırsatlar yakalanmasına rağmen somut adımlar atılamamış ve bu süreç heba edilmektedir. Türkiye toplumuna güven verici demokratik yasalar zaman geçirilmeden yaşama geçirilmediği, Kürt sorununun tüm boyutlarıyla özgür ortamda tartışılması için düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmadığı, seçme ve seçilme sisteminde düzenlemeler yapılmadığı, hazırlanan anayasa değişikliğinin Kürt sorununun çözümünü kolaylaştırmadığı, Habur'dan gelen grupların, çocukların, seçilmiş siyasetçilerin ve insan hakları savunucularının tutuklanması şiddet ortamına ve silahların konuşmasına davetiye çıkardığı görülmüştür. Tüm bu gelişmeler toplumda barışın geleceğine dair güven ortamını zedelemiştir. Türkiye'nin barışa giden yolunu açacağını, kardeşlik duygularını güçlendireceğini, güzel ve aydınlık yarınların yakınlaşacağını düşünüyor, herkesin gerekli duyarlılığa davet ediyoruz. Silahların sustuğu siyasetin önünün açıldığı bir ortamın sağlanması için görev almaya hazır olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Kürt sorununun çözüme kavuşması ve ülke insanlarının birlikte ve barış ortamında yaşamasını sağlamak için, sorunun çözümünde etkin rol alacak bütün dinamiklerce sürece müdahil edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, hükümeti, muhalefet partilerini, TBMM'yi ve devletin tüm kurumlarını Kürt meselesinin demokratik çözümünün anayasal zeminini hazırlama sürecini başlatmak için eksiksiz bir irade koymaya, Kürt meselesinin çözümünde tüm tarafları ve dinamikleri yok sayan yaklaşımlardan vazgeçmeye davet ediyoruz. Coğrafyamızda meydana gelen yangınları sadece izlemekle yetiniyoruz. Batının herhangi bir yerinde buna benzer yangınlar çıktığında bütün medya organları, sivil toplum kuruluşları, askeri ve sivil herkes teyakkuza geçerken burada kimsenin sesinin çıkmaması oldukça manidardır. Şu anda birçok yer cayır cayır yanmaktadır. Biz dünyanın nefes ve gıda ihtiyacını karşılayan ormanlarımızın yakılmasını kınıyoruz. Kürt sorununa barışçıl çözümlerin, barışın, eylemsizlik ve operasyonların durdurulması gibi konuların tartışıldığı bir ortamda özel ordu ya da özel eğitilmiş profesyonel birliklerin hayata geçirilmeye çalışılması da hükümetin barıştan ne kadar uzaklaştığının göstergesi olmuştur. Başta hükümet yetkililerinin olmak üzere herkesin bu yoğun çatışmalı sürecin sonlandırılması ve kalıcı bir barışın sağlanması için bir kez daha düşünmesi gerektiğini düşünüyoruz. Daha fazla can kayıplarına yol açacak yöntemler yerine barışa gidecek yollar için çaba sarf edilmelidir” şeklinde konuştu.