Ergun Bababahan'ın yazısı
ABD'deki temaslarını tamamlayan Gül, dönüş yolunda önemli açıklamalarda bulundu. Atlantik üzerinde Gül, HSYK'ya atamadan, görev süresi, başkanlık sistemine kadar soruları cevapladı
Cumhurbaşkanı Gül, DGM'lerle özel yetkili mahkemeler arasındaki tek farkın üniforma olduğunu söyledi.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılıp yerine özel yetkili mahkemeler kurulurken kendisinin başbakan olduğunu hatırlatan Gül, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu mahkemeler kurulurken hukuk danışmanlarım ‘Bu yetkiler çok fazla' diyerek kaygılarını dile getirdiler. Ancak bazı kurumlar, ‘Bunlar çok önemli' diye bastırdılar.
Güzel de DGM'lerin sadece insanları değişti, üniformları çıktı. Bütün bunlara bakmak lazım.”
Amerika'dan dönüşte Cumhurbaşkanı Gül ile iç politika ağırlıklı bir söyleşi yaptık. Sorularımız ve Gül'ün cevapları şöyle:
• Referandumdan sonra siyasi hava yumuşadı izlenimi var. Ne diyorsunuz?
Böyle olması lazım... Siyaset bütün enerjisini karşılıklı mücadeleye değil ülke için de harcamalı. Buna ihtiyaç var. Kutuplaşma seçimlerde oluyor, ama seçimden sonra geçmesi lazım. Hiçbir zaman onarılamaz bir yara gibi görmedim. İddialı seçimlerde bu hep böyle olur. İnşallah olacak. Türkiye'nin geleceğine olan inancım her zamankinden kuvvetli.
• Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘Yeni anayasayı bu Meclis'te yapalım' teklifine ne diyorsunuz?
Kılıçdaroğlu'nunki olağanüstü bir tavır. Anamuhalefet partisinin ‘Bu Meclis yapsın' demesi çok önemli.
• Başbakan ‘Süre yok, seçime kadar yetişmez, yeni Meclis yapsın' dedi...
Bu biraz da herkesin yeni anayasa yapma konusundaki iradesine ve kararlılığına ve sözlerinin samimiyetine bağlı. Başbakanın da diğer partilerin ve başta ana muhalefet partisinin iradesini görürse hayır diyeceğini sanmıyorum. O da memnun olur. Kuvvetli irade varsa niye olmasın? Oturulur çalışılır. Bu durumda Başbakanın hayır diyeceğini zannetmiyorum.
Check-balans sisteminin olmadığı demokrasi olmaz
• Cumhurbaşkanlığı süresi... Siz kaç yıl için seçildiniz?
Süreyle ilgili benim yapacağım bir şey yok. Kendi işime bakıyorum. Buna karar verecek makam ben olmayınca, bununla ilgili görüşümü nasıl söylersem söyleyeyim, tersini düşünen herkes siyasi polemik yapacak. Onun için bu konuda bana bir şey düşmüyor.
• Siyasetçilerin konuyu böyle tartışması şık mı sizce?
Hiç hoş değil, tabii. Türkiye için hoş değil. Polemik olmasına fırsat vermemek için bir şey söylemek istemiyorum. Herkes bu konuda bir siyasi pozisyon alarak bir şeyler söylüyor.
• 5 yılda terk eder giderim diye tepki verdiğiniz oluyor mu?
Hayır, hiçbir zaman. Öyle tepkisel davranmam. Görevimin başındayın. Kendi kafamda bu işleri kurmaya başlarsam bütün vaktimi onunla geçiririm. Ben tarihi sorumluluklarımı yerine getirmenin peşindeyim.
• Başkanlık sistemi tartışmasına ne diyorsunuz?
Çok önemli bir tartışma. Zaman zaman gündeme geliyor. Herkesin fikrini ortaya koyması kötü değil, iyi bir şey. Tartışılsın. Ama bu konuları bilerek tartışmak gerekir; kulağa hoş gelen şekliyle değil. Her şey tartışılsın. Yeter ki halk doğru aydınlatılsın.
• Güçlerin tek elde toplanması, bir partinin her şeye hakim olması mahzurlu değil mi sizce?
Demokratik sistemin ana unsurlarından biri ‘check ve balans' (denetleme-dengeleme) sistemidir. ‘Check-balans sistemi'nin olmadığı demokrasi olmaz. Hep aynı partiler seçimi kazanacak, hep aynı partiler iktidar olacak, cumhurbaşkanlığına hep aynı kişiler seçilecek, muhalefetin hiç ümidi olmayacak... Böyle bir şey yok.
HSYK ataması yapmadım Yargıtay'a bıraktım
• Hep aynı görüşten, muhafazakar üyeler atıyorsunuz eleştirisi var...
Boğaziçi Üniversitesi'nin eski rektörü Ayşe Hanımı (Soysal) ben atadım. Benden daha iyi tanırsınız. Hep aynı tip insan koymuyorum.
Görüşümü dolaylı olarak şöyle anlatayım. Bir sene önce ABD Başkanı Obama, Amerikan Yüksek Mahkemesi'ne bir atama yaptı. O süreci baştan sona dikkatle izledim. Orada tartışma şuydu: ‘Demokrat Parti'den seçilen başkan tabii ki kendi görüşünden birini oraya koyacak. Önemli olan şu: Atadığı kişiler görevlerinde partizanlık yapacak mı, yapmayacak mı?' Doğrusu, önemli olan, atanan kişilerin de bunun farkında olması... Yetkinliği olmalı. Birini bir yere koyarsınız o da yetkinliğini gösteremezse sıkıntı olur.
• Anayasa değişikliğine göre HSYK'ya dört atama yapacaksınız. Hazırlıklara başladınız mı?
Çalışmalara başladım. Nihayetinde önüme listeler gelecek. Size kimsenin dikkat etmediği bir şey söyleyeyim. Referanduma bir ay kala HSYK'da boşalan bir üyeliğe bir kişi atayabilirdim. Bana liste gönderildi. Ama Anayasa referandumu olduğu için o hakkı Yargıtay Genel Kurulu'na bıraktım, onların sırasıydı. Sırf 15 gün önce kadroyu dolduruyor durumuna düşmemek için...
• AKP'ye yakın isimleri mi atayacaksınız?
Ben partiye bakmam. Kriterlere bakarım. Önce iyi bir background'u (temeli, arkaplanı) var mı diye bakarım. Ama açıkçası kimsenin karısını, kızını araştırmayacağım. Hiçbir zaman yapmadım. Çok merak eden varsa kendi araştırır.
Karizma çizilir
• Son zamanlarda gazeteciler aleyhine ağır ceza davaları açılıyor ve bu iş giderek basın özgürlüğünü tehdide dönüşüyor?
Farkındayım ve takip ediyorum. Bu çok tehlikeli bir şey... ‘İfade özgürlüğü şiddet içermediği sürece kısıtlanmamalı' diye her yerde söylüyoruz. Bu tip uygulamalar imajımızı hemen bozar. Birdenbire öyle bir hücum başlar ki, uluslararası kuruluşlar nezdinde bizi çok yıpratır. ‘Karizma çizilir' dedikleri şey olur.
Yazar, çizer, bilim adamı, düşünür ve gazetecinin yargılanması çok yanlış olur. Tabii gazeteciler de layüsel değiller. Herkes eşit, hepimiz kanunlarla sınırlıyız.
• Tophane olayı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Olacak şey değil. Bunlar ‘eski Türkiye'de olurdu. Ülkeye çok zarar verecek bir şey. Bu tür şeyler imajı bozar, Amerika'da bir hafta boyunca gösterdiğimiz bütün çabalarımızı alıp götürür. Bazıları ne yaptığını bilmiyor.
Star