'Git odana oyna' demeyinÇocuklara oyuncaklar alıp onların kendi başlarına, mümkünse odalarında oynamalarını beklemek yanlış bir tutumdur.Çocuk oyuncakla oynamayı, paylaşmayı, oyun kurmayı öğrenmek durumundadır. Bunun için anne-baba zaman zaman çocuklarıyla oturup oyun oynamalıdır.Bir çocuğun en temel ihtiyacı anne-baba sevgisidir; diğeri ise 'oyun'dur. Nasıl ki yetişkinlerin bir işi, meşguliyeti varsa çocuğun işi de oyundur. Ebeveyn olarak, yardım etmeden çocuğun kendi kendine oyun oluşturabileceğini düşünürüz. 'Al çocuğum oyuncaklarını oyna' diyerek kendi haline bırakırız. Çoğu zaman bu durumu işlerimizi tamamlamak için bir fırsat olarak görürüz. Oysaki bu davranış çok yanlış. Anne-babanın çocukla birlikte oyuna dâhil olması gerekir. Uzman psikolog Büşra Tanık, oyunla çocuğun daha iyi tanınabileceğini ve ilişkinin güçlendirileceğini söylüyor. Tanık, ayrıca birlikte oynanan oyunun çocuğun hayal gücünü geliştirdiğini belirtiyor. Çocuğun oyun oynarken mutluluk ve heyecan duyduğunu ifade eden Tanık, oyunun hayal gücü, taklit yeteneği ve karar verme yetisini geliştirdiğini, çocuğun kendini tanıma fırsatı edindiğini söylüyor. Tanık, çocuğu sürekli kendi başına bırakmak ve oyuna dâhil olmamanın yanlış bir davranış biçimi olduğunu aktarıyor. Tanık, "Birlikte oynanan oyun, anne-babanın çocuğunu en iyi tanıyabileceği ve ilişkilerini güçlendirebileceği sosyal bir alandır." diyor. Tanık, çocuğun tek başına oyun kurabilmesi ve oyunu sürdürebilmesinin de önemli olduğuna dikkatleri çekiyor. Oyuncaklarını kırıyorsa ilgisini başka yöne kaydırın Anne-baba, çocukla oyun oynarken birtakım zorluklar yaşayabilir. Oyun sırasında çocuk bağırabilir, huysuzlanabilir yahut oyuncaklarını fırlatıp kırabilir. Psikolog Tanık'a göre bu gibi durumlarda, ortam uygun ve yapılan davranış görmezlikten gelinebilecekse ebeveyn ilgisini başka bir yöne kaydırmalı. Çocuk tutumunu değiştirdiğinde tekrar çocukla ilgilenmek davranışın tekrarlanmasını engeller. Eğer gözden gelinmeyecek kadar büyük bir davranış sergilemişse 'Davranışını değiştirmezsen oyunu sonlandıracağız' şeklinde bir uyarı yapılmalı. Anne-baba mutlaka tutarlı bir tutum sergilemeli. Bazı durumlarda çocuğun yıkıcı davranışı, oyun içinde kendisine yansıtılabilir. Böylece çocuk yaptığı davranışın geri bildirimini alır ve sorumluluğu öğrenir. Bazı çocuklar da oyunu bitirmek istemez, mızmızlanır. Bu gibi hallerde oyuna başlamadan önce oyunun çerçevesi çizilmeli. Oyunun bitim zamanı hakkında çocukla önceden konuşulmalı ve oyunun sonuna yaklaşırken gerekli durumlarda zaman hatırlatması yapılıp çocuğun oyunu bitirmesine imkân sağlanmalı. Oyun bitiminde çocuğa 'Seninle oynamak benim için çok keyifliydi' şeklinde geri bildirim verilmeli. Çocuklar oyun oynarken ne yapmalı? Liderliğini izleyin: Fikrinizi empoze etmek yerine çocuğun liderliğini, fikirlerini ve hayal gücünü takip edin. Çocuğa herhangi bir şey öğretmeye çalışmayın, hareketlerini taklit edin ve onun söylediklerini yapın. Çocuk böylece, oyunla daha çok ilgilenmeye başlayacak. Oyunun hızını ona uydurun: Çocuklar oyun oynarken, aynı aktiviteyi tekrar tekrar yapma eğilimindedir. Kendi becerilerine güvenmeyi başarabilmek için aynı şeyi tekrarlamaya ihtiyaç duyarlar. Acele etmeyin, oyunun hızını çocuğun temposuna uyarlayın. Güç mücadelesine girmeyin: Çoğu anne-baba, çocuğa oyunu kuralına göre oynamak ister ve çocukla bir rekabete girer. Kendini yeterli hissedebilmesi için kontrol çocuğa verilmeli. Fikirlerini övün ve cesaretlendirin: Çocuğu düzeltmeyin, önemli olan çocuğun bir şeyleri denemesidir. Çocuğunuzun düşünce ve davranışlarını övün. Açıklayıcı yorumlar yapın: "Bu çiçek ne?", "Kaç tane yaprağı var?" gibi arka arkaya sorular sormayın. Bu tür soruların çocuğun öğrenmesine yardımcı olacağı düşünülür, ancak bu yaklaşım özgürce konuşmasını engeller. Ne yaptığı hakkında destekleyici yorumlar yapın. Zira bu, dil gelişimini aktif şekilde destekler. 'Çiçeği vazoya koyuyorsun. Su döküyorsun' gibi açıklayıcı cümleler kullanın. Problemi tek başına çözsün: Çok fazla yardım edilmesi ya da işin tamamının üstlenilmesi çocuğun kendine güven hissini azaltır ve yetişkine bağımlılığı teşvik eder.
YORUM YAZIN
|
|