Şehit Aileleri ve Korucular Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Nisan ayında yapılması planlanan referanduma ilişkin yaptığı açıklamada, hayır cephesinde Türkiye'yi bölmek isteyen ülkeler ve terör örgütlerinin yer aldığını söyledi.
Sözen, “Hayır cephesinde on binlerce insanımızın katili, son otuz beş yılda ülke ekonomisinin yarısının terörle mücadeleye harcamamıza sebep olan PKK, 35 yıldır PKK terör örgütünü destekleyen, PKK'nın bitmemesi için çeşitli senaryolar hazırlayan, ülkemizin mahremini, gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri dış istihbarat örgütlerine servis eden, 15 Temmuz gecesi 248 vatan evladının üzerine jetlerden, tanklardan ateş ederek şehit eden FETÖ; Çanakkale'de atalarımız önünde diz çökmek zorunda kalan Haçlı zihniyetinin torunları, PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C ve diğer terör örgütlerini ortaya çıkaran ABD, İsrail ve diğer haçlı kulübü üyeleri olan, sözde dost ve müttefikimiz olan Avrupa birliği ülkeleri; Cumhuriyetin kurucu değerlerinden uzaklaşıp inanan insanları ötekileştiren, onlara yobaz gözüyle bakan, göbeğini kaşıyan insanlar diye hakir gören Atatürk CHP'sinden eser bırakmayan CHP zihniyeti; 1970'li yılların sonunda sağ sol çatışması çıkarıp ülkeyi kaosa sürükleyen ve dört yıl önce gezi olaylarında yine sahne alan marjinal guruplar yer almaktadırlar.” İfadelerini kullandı.
Ülkeye düşman olanlarla aynı cephede durulamayacağını vurgulayan Sözen, şunları söyledi: “
Peki şimdi soruyorum ecdadımızdan beri bize düşmanlık besleyen bu şer güçleri ile nasıl aynı cephede yer alabiliriz? Biz bu şer güçleri ile aynı cephede yer alırsak Çanakkale'den bu yana bu kutsal vatan toprakları için Şehit düşmüş bütün ecdadımıza ihanet etmiş oluruz. Biz bu şer güçleri ile aynı cephede yer alırsak Terörle mücadelede Şehit verdiğimiz on binlerce Şehidimize ve on binlerce Gazimize ihanet etmiş oluruz. Biz bu şer güçleri ile aynı cephede yer alırsak 15 Temmuz darbe gecesinde Şehit edilen 248 Şehidimize, binlerce Gazimize ihanet etmiş oluruz. Biz bu şer güçleri ile aynı cephede yer alırsak sağ sol zamanında Şehit edilen ve zindanlarda işkence sonucu hayatını kaybeden ülkücü kardeşlerimize ihanet etmiş oluruz. Biz bu şer güçleri ile aynı cephede yer alırsak Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk yıllarında idam edilen şeyhlerimize, molalarımıza, dedelerimize ihanet etmiş oluruz. Dini mabetlerimizi yakanların, yıkanların suç ortağı olmuş oluruz. Sadece bu kadar mı? Elbette ki hayır. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ortaklıkları belgelenen FETÖ ve ruh ikizi PKK'nın son otuz beş yıldır bu ülkede yaşanan bütün ölümlerin bütün katliamların sorumlusu olduklarını daha net görüyoruz.
Madımak Otelini yakıp oradaki insanların ölmesine sebep olanlarda bunlar, Başbağlar katliamını yapanlar da bunlar, 24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl-Elazığ kara yolunda 33 sivil savunmasız gencecik askerimizi Şehit edenlerde bunlar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yüzlerce köy katliamını yapanlarda bunlar, Hrant Dink, Rahip Santora başta olmak üzere farklı dinlerin mensubu olan kişileri öldürenlerde bunlar, Malatya'da zirve evi cinayeti işleyenlerde bunlar, Ankara'da kumrular, Anafartalar çarşısı, Ankara Tren Garı ve Merasim sokak patlamalarını, Rus Büyük Elçisinin ölüm olayını yapanlar yine aynı zihniyetin ürünleridir. Olayların şekli, yeri ve zamanı farklı olsa da, hedef alınan kişi ve kitleler farklı olsa da, amaç gaye aynı.”
“Amaçları ülkemizde etnik, dinsel ve mezhepsel çatışmalar çıkararak ülkemizi içten bölmek parçalamaktı” diyen Sözen, şu ifadelere yer verdi: “Yüzlerce hatta binlerce kez farklı zamanda farklı senaryolar hazırlayarak saldırdılar. 15 Temmuz darbe gecesinde olduğu gibi bu aziz milletimizin dik duruşu ve feraseti karşısında çok ağır yenilgilere uğradılar. Peki defalarca savaş meydanlarında yenilgiye uğrattığımız bu şer cephesine karşı bugün sandıkta yenilmek geçmişi şanla şöhretle dolu olan bizim gibi asil ve dik duruşlu bir millete yakışır mı? Gelin Türk Kürt Zaza Laz Çerkez Alevi Sünni hangi etnik kökenden olursak olalım, dini düşüncemiz ve dünya görüşümüz ne olursa olsun Çanakkale'nin intikamını bizden almak için yüz yıldır bize bu coğrafyada rahat vermeyen, yüz yıldır bizlere acı çektiren bu şer güçlerine unutamayacakları bir Osmanlı tokadı indirelim. Öyle sert bir tokat indirelim ki bir daha asla karşımıza çıkmasınlar. Bunun için etnik kökenimiz, dini düşüncemiz, dünya görüşümüz ne olursa olsun, ortak sevdamız Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Ay Yıldızlı Bayrağımız olsun.”