Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Yerel Yönetimler İstişare Toplantısı hafta sonu gerçekleştirildi.
Kültür Merkezi'nde yapılan toplantıya Genel Merkez Yerel Yönetim Başkan Yardımcısı ve Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy, Belediye Başkanı Serdar Atalay, AK Parti İl Başkanı Cevdet Çalbay, AK Parti ilçe ve belde belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri ve partililer katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını AK Parti Bingöl Yerel Yönetimler Başkanı Mahsum Asutay yaptı.
AK Parti İl Başkanı ve Belediye Başkanı Serdar Atalay'ın birer konuşma yaptığı toplantıda yerel yönetimlerin önemine vurgu yapıldı.
Yerelde yapılacak çalışmaların çok önemli olduğunu belirten Genel Merkez Yerel Yönetim Başkan Yardımcısı ve Sinop Milletvekili Ersoy, “Yerelde insana verilecek hizmet çok farklıdır. Hizmeti ne kadar iyi yaparsanız yapın, bunu iyi anlatamadığınız, bunu davranışlarınızla perçinleyemediğiniz sürece etkili olamıyor” dedi.
Toplantıda yaptığı konuşmayla Türkiye'de yapılmaya çalışılan Türk-Kürt ayrımına değinen Sinop Milletvekili Ersoy, Türkiye'nin her tarafını gezdiğini söyleyerek, “İki çocuğum var, biri erkek biri kız. Bu çocuklarım doğulu bir kardeşimizle tanışıp evlenebilir. Şimdi soruyorum sizin Zazalığınıza, sizin Kürtlüğünüze, sizin Türklüğünüze kendi adına karar verme hakkını kendinde bulanlar. Benim torunlarımın adını nasıl verecekler. Siz onlar gibi düşünüyorsanız Kürtsünüz, Zazasınız, onlar gibi düşünmüyorsanız hainsiniz. Onlar gibi düşünüyorsanız, yaşama hakkınız var onlar gibi düşünmüyorsanız, sizin hakkınızdan CHP gelir. Böyle bir zihniyet olabilir mi? CHP bir anket yaptırmış halkın yüzde 85'i 4+4+4 sistemine karşıymış, ankette ne sormuşlar biliyor musunuz? Zorunlu eğitimin 4 yıla indirilmesini onaylıyor musunuz? Halkta buna hayır demiş, siz insanlara yaşlan konuşursanız, olmayan bir şeyi sorarsınız elbette ki hayır derler yüzde 85 az bile. Çünkü biz hepimiz çocuklarımızı rahatça okutmak daha iyi okullarda okutmak istiyoruz. Her zaman yaptıkları gibi yine toplumun yasayı incelemeyen kesimlerini kandırmaya çalışıyorlar. Bizler doğru bildiğimizden geri adım atmıyoruz. Çocuklarımız zorunlu olarak 12 yıl okuyacaklar. Şunu diyoruz, 8 yıl aynı eğitimi alacaklarına kabiliyetlerine göre eğitim alsınlar, insanların tercih hakları olsun. Sanat, yabancı dil, iş eğitimi veya din ağırlıklı eğitimi tercih etsinler mesela. İşte hepsini söylediğimiz zaman sıkıntı yok, kimsenin karşı çıkacağı bir şey yok. Ama din eğitimini söylediğimiz gibi, ya bu çocukların binde 5'i imam hatiplere gidiverse, ya bu çocukların üçü beşi ortaokul döneminde Kuran-ı Kerim okumak isterse, korkusuyla her gün komisyonu bastılar. Altı gün boyunca bizleri çalıştırmadılar. ‘Ya bizim dediğimiz olacak, ya buradan kan çıkacak' dediler. Artık eskiden olduğu gibi güvenecekleri ağabeyleri yoktu. Artık meydanlara çıkıp darbelere davet edecekleri orduları yoktu. Artık eskiden olduğu gibi YARSAV'ın militanlarından oluşan yüksek yargıları yoktu. İşi tutular zorbalığa döktüler. Olsa olsa biz bu milletin dinini öğrenmesini zorbalıkla engellemeye çalışırız dediler, onu da denediler, şükürler olsun ona muvaffak olamadılar” ifadelerini kullandı.