En yüksek standartta demokrasi hedefliyoruzWashingtonda bir dizi ziyaretler gerçekleştiren Kalkınma Bakanı Yılmaz, ABD'deki Türki-Amerikan Birliğini (TAA) ziyareti esnasında yaptığı açıklamalarda, son referandumla birlikte Türkiyenin kritik bir eşiği atlamış olduğunu ifade ederek, Demokrasi açısından artık farklı bir düzleme çıktı. İnşallah önümüzdeki dönem ileri demokrasi diyoruz artık, en yüksek standartta demokrasi hedefliyoruz dedi.ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarını sürdüren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ABD'deki Türk çatı kuruluşlarından Türki-Amerikan Birliğini (TAA) ziyaret etti.
TAA Başkanı Faruk Taban'ın ev sahipliğinde düzenlenen ve TAA'ya bağlı alt kuruluşların temsilcileri ile ABD'deki Türklerin de katıldığı programda bir konuşan Yılmaz, ABD'deki Türk vatandaşlarının bir taraftan Amerikan toplumuna entegre olup, bu toplumda gerekli niteliklerle donanmaları, diğer taraftan da geldikleri toplumsal özelliklerini unutmamaları gerektiğini belirterek, bunun sağlanması uğrunda TAA'nın, çalışmalarıyla önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.
Bakan Yılmaz, 2023 yılında 2 trilyon doların üzerinde milli gelir, 500 milyar dolardan fazla ihracat ve 25 bin dolardan yüksek kişi başına gelir hedeflediklerini söyledi. Türkiye'nin bilhassa Avrupa ve Amerika'da bir imaj sorunu olduğunu, yeterince tanınmadığını ifade eden Yılmaz, bu sorunu gidermek amacıyla TAA'nın önemli çalışmalar yaptığını öğrenmekten memnuniyet duyduğunu, ABD'deki kanaat önderlerini bilgilendirilmesi ve Türkiye'yi ziyaret etmelerinin sağlanmasının çok önemli olduğunu belirtti. Türkiye ile ABD'nin iki önemli stratejik ortak ve dünyada çeşitli konularda bir arada hareket etmesi gereken iki ülke olduğunu belirten Bakan Yılmaz, “Her ülkenin tabii bazı konularda farklı düşünceleri, menfaatleri olabilir, ancak resmin bütününe baktığınızda Türkiye ile ABD, uzun zamandır stratejik işbirliği içinde olan iki ülke” dedi. Türkiye'nin imparatorluk geçmişi olan, köklü bir medeniyete sahip bir ülke olduğuna işaret eden Yılmaz, “Dolayısıyla dünyaya daha farklı bakma konumunda olan, coğrafyasında farklı sorumluluklar üstlenen bir ülke. Bu açıdan ben doğrusu Türkiye ile ABD'nin ortak perspektife sahip olduklarına inanıyorum” diye konuştu.
25 bin doların üzerinde kişi başına gelir hedefliyoruz Türkiye'nin bugün yeniden çok güçlü bir şekilde coğrafyasında sorumluluklar üstlendiğini ve özellikle ekonomik açıdan son dönemlerde ciddi başarı sağladığını vurgulayan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Son 10 yılda milli gelirimizi üçe katladık. 2002 yılında sadece 230 milyar dolarlık bir ekonomimiz vardı. 2011'de muhtemelen 780 milyar dolarlık bir ekonomi olacağız. Dolayısıyla 3 katından fazla gelişme var. 2023 yılında, yani Cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümünde bunu bir üçe daha katlamak istiyoruz. 2 trilyon doların üzerinde milli gelir, 500 milyar dolardan fazla ihracat, 25 bin dolardan yüksek kişi başına gelir hedefliyoruz.”
Yılmaz, bütün bunları gerçekleştirmenin dünya ile daha iyi ve yoğun ilişkiler kurmakla mümkün olduğunun altını çizerek, ABD'nin de bu anlamda Türkiye'nin ciddi ortaklarından birisi olduğunu ifade etti.
ABD'nin çok büyük bir ekonomi olmasına karşın, Türkiye ile arasındaki ticaretin tam arzu edilen düzeyde bulunmadığını kaydeden Yılmaz, bu ticareti çok daha geliştirebileceklerini, diğer taraftan da doğrudan yatırımları, turizm hareketlerini geliştirmenin, hizmetlerde çalışmalar yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. ABD'de yaşayan Türk toplumunun da bu konuda ciddi katkıda bulunacağına inandığını söyleyen Yılmaz, bu bağlamda buradaki Türk toplumunun bir köprü vazifesi görebileceğini ve ABD ile her alanda ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunmaya devam edebileceğini belirtti.
Belli çevrelerin etkisiyle ilkesel politikalarımızdan asla vazgeçmeyiz Türkiye'nin, bölgesinde artık farklı bir konumda yer aldığını ifade eden Yılmaz, “Bu zaman zaman tabii başka ülkelerle tartışmalı konuların da gündeme gelmesine sebep olabiliyor. Gücünüz arttıkça sorumluluğunuz da artıyor. Belki daha önce hiç etliye sütlüye dokunmaz bir pozisyondayken çeşitli tartışmaların içine de girebiliyorsunuz. Buna da artık alışmamız lazım. Önümüzdeki dönem Türkiye, giderek daha fazla konuda söz söyleyen, tartışmalara taraf olan bir ülke haline gelmek durumunda. Zaten o hale de büyük oranda gelmiş durumda. Burada da yine evrensel ilkelere dayalı bir şekilde, hiçbir şekilde aşırılıklara kaçmadan, sapla samanı karıştırmadan hareket ediyoruz. Hukuk dahilinde hareket ediyoruz. Menfaatlerimizi de daha ilkesel bazda ele alıyor ve savunuyoruz. Bunu da çeşitli çevrelere anlatıyoruz. Böyle yapmaya da devam edeceğiz. Hiçbir şekilde Türkiye, belli çevrelerin etkisiyle ilkesel politikalarından vazgeçecek durumda değil. Çünkü baktığınız zaman, gerçekten de savunduğumuz politikalar başkalarını da aslında kucaklayan projeler. Biz bölgemizde barış istiyoruz, daha fazla huzur, ekonomik zenginlik olsun, refah artsın istiyoruz, demokrasi gelişsin, insan hakları daha güçlü şekilde bizim bölgemizde kök salsın istiyoruz. Bu değerler bütün dünyanın paylaştığı değerler. Türkiye de bunları yapmaya çalışıyor. Bunları yapmaya da devam edecek. Bu çaba içindeyken şu veya bu şekilde Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden, gelişmesinden rahatsız olan çevreler, onların yapacağı bir takım faaliyetler olabilir ama biz bunlara hiç bakmadan kendi yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Yılmaz, önümüzdeki dönemin Türkiye için yine güçlü bir dönem olacağını belirterek, siyasi istikrarın olduğunu, parti olarak 9 yıldır görevde olduklarını belirtti.
Artık ileri demokrasi istiyoruz
2015 yılına kadar milletin kendilerine bu görevi yüklediklerine işaret eden Yılmaz, “Milletimiz, bize 2015'e kadar da görev yüklemiş durumda. 2023'e kadar da bir perspektif oluşturmuş durumdayız. Onu da adım adım gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki dönemde yeni Anayasa konusundaki çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını ve diğer partiler ve ilgili tüm taraflarla diyalog ve işbirliği içinde bu çalışmaya katkıda bulunmaya davet edeceklerini söyledi.
Demokrasi konusunda adımlar atmaya devam edeceklerini vurgulan Yılmaz, “'Türkiye, artık ileri demokrasiye geçsin istiyoruz. Şu anda normal demokratik standartlara belli bir oranda geldik. Özellikle son referandumla birlikte Türkiye, kritik bir eşiği atlamış oldu ve demokrasi açısından artık farklı bir düzleme çıktı. İnşallah önümüzdeki dönem ileri demokrasi diyoruz artık, en yüksek standartta demokrasi hedefliyoruz. Onun da merkezinde yeni Anayasa çalışmaları ve diğer bazı farklı çalışmalarımız var” diye konuştu. Ekonomide dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmak istediklerini belirten Yılmaz, “Ekonomide şu anda 16'ncı durumdayız. Sosyal alanda da güçlü toplumu savunuyoruz. Eğitime, sağlığa, insan kaynaklarına yatırıma ve yoksullukla mücadeleye devam edeceğiz. 'İnsan kaynağımızı 21. yüzyıl şartlarına daha uygun şekilde yetiştireceğiz” dedi.
Birçok insan gülüp geçmişti... Şehirlerin altyapısını geliştirdiklerini, yaşanabilir şehirler oluşturmaya çalıştıklarını belirten Yılmaz, Türkiye'yi fiziki anlamda da farklı bir yere taşıdıklarını kaydederek, “2002'de 15 bin kilometre duble yol yapacağız dediğimizde birçok insan gülüp geçmişti. 70 küsur yılda 6 bin kilometre yapılmış, 15 bin hayal diyorlardı ama bu gerçekleşti bugün. Ağustos itibariyle ilave 15 bin kilometreyi buldu. Bunu devam ettireceğiz, bir 15 bin kilometre daha düşünüyoruz. Toplu konutta 500 bin konut hedefi koymuştuk, bir 500 bin daha düşünüyoruz. Hızlı trenler yapıyoruz. İstanbul-Ankara'yı 2013'te bitireceğiz. Ankara, Sivas, Erzincan ve Erzurum'a kadar giden bir doğu hattı, yine hızlı trende oluşturuyoruz. İzmir'e bağlantılar oluşturuyoruz. Yani altyapıda da Türkiye farklı bir yöne doğru mesafe alıyor, almaya devam edecek” diye konuştu. Kalkınma Bakanı Yılmaz, Türkiye'nin, dış politikasında da aynı şekilde etkinliğini devam ettireceğini, başta komşu ülkeler olmak üzere tüm dünyayla sürekli şekilde ilişkiler geliştiren, reaksiyonel değil, aksiyonel davranan, gündemi belirlenen değil, gündemi belirleyen bir ülke olarak bu aktif dış politikasını sürdüreceğini, barışçıl ve diyaloğa dayalı bir anlayış içinde dünyadaki konumu güçlendirmeye devam edeceğini söyledi. Türkiye'de, her demokraside olduğu gibi farklı düşünen siyasi partiler, çevrelerin olabileceğini, bunun yurt dışında da aynı şekilde olduğunu kaydeden Yılmaz, “Biz onları da hiçbir şekilde dışlayıcı veya farklı bir yere koyan bir yaklaşım içerisinde değiliz, hiçbir zaman böyle olmadık. Hele yurt dışında bu tür farklılıkların bir kenara bırakılması, ülkemizin menfaatleri söz konusu olduğunda, ülkemiz ile ilgili önemli gündem maddeleri olduğunda mutlaka birlik ve beraberlik sağlanması, değişik kesimlerin bir araya gelebilmeleri, güç birliği oluşturabilmeleri son derece önemli. Bütün dünyada bunu bekliyoruz. ABD'deki vatandaşlarımızdan da bunu bekliyoruz” diye konuştu.
Yılmaz, konuşmasının ardından TAA'nın ofisinin bulunduğu binanın terasını gezerek, ABD Kongresi manzarasıyla fotoğraf çektirdi.
YORUM YAZIN
|
|