Eğitim Sen Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamayla Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, eğitim yöneticilerini tehdit ettiğini açıkladı.
Konuyla ilgili yapılan açıklamada: “Emekçilere saldırıların dozu artırılıyor. 23 Mayıs grevinden başarı ile çıkan sendikalara karşı baskılar gelmeye başladı. 30.11.2011 tarihinde alınmış olan ‘'4 güne kadar olan ayakta tedaviler için ücret kesilmeyeceği'' kararı muğlak kararına istinaden kesilemeye başlanacak. Ancak Danıştay daha esas üzerinde bir karar varmamışken böyle bir uygulamanın yapılmış olması açık bir tehdittir. Diğer taraftan yaklaşık 5 aydır tartışılmakta olan 4+4+4 Eğitim Yasası ile ilgili 29.05.2012 tarihinde tam da hakem Kurulunun kararını vereceği gün Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Türkiye'deki tüm eğitim yöneticilerini salonlara doldurarak sözde bilgilendirme ancak esasında tehdit ettiği diğer bir baskı aracı olarak görülmektedir. Sivil toplumu geliştireceğiz diyen bir anlayışın herkesi köle gibi gördüğü çok açık olarak bu olayda da kendisini göstermiştir. Eğitim emekçilerine ‘'Unutmayın siz öncelikle memursunuz, bırakın sivil toplumu ben istediğim zaman sizi baskı altına alabilirim'' anlayışında olan Bakanlık iplerin çoktan elinden kaçtığını unuttu herhalde” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada: “Açıkça ifade etmek yerine meselenin orasından burasından tutup ta ‘'bizim yaptığımız yeniliklere ideolojik yaklaşılarak söylemler geliştiren eğitim yöneticilerini tek tek biliyoruz ve gerekli işlemleri yapacağız ‘' cümlesi her şeyi ele vermektedir. 23 Mayıs grevinde idareci öğretmen ayırımı yapmadan emeğinin hakkını arayan emekçilere karşı böyle bir tavrın bu tarihte geliştirilmiş olması her şeyi ortaya koymaktadır. Dışarıya tatlı görünmek için 23 Mayıs grevinden sonra ‘'hiçbir eğitim emekçisine soruşturma açılmayacak'' diyen bakan, kapalı kapılar ardında tehditler savurmaktadır. Ancak şu unutulmamalıdır ki; Başbakanın memur-öğretmen ayırımından sonra bakanın yönetici- öğretmen ayırımı ile eğitim emekçilerine bölmeye ve bu şekilde yönetmeye niyetleri olduğu açıktır. Unutulan hususu hem başbakana hem de bakana bir kez daha hatırlatıyoruz: Emekçiler artık alın terinin mücadelesini verirken ne senin ne de başkasının siyasi rantını düşünmüyorlar. Bütün emekçiler haklarını isterken bunu ideolojik yaklaşıyorsunuz yakıştırmalarıyla bölmeye ve parçalamaya gücünüz yetmeyecektir. Tek bir kelimenize kanıp ta bütün haklarını size peşkeş çekecek eğitim emekçisi yok artık bunu böyle anlamanız gerekiyor” denildi.