Bingöl Üniversitesi'nde son dönemlerde enteresan durumların yaşandığını kaydedilen açıklamada: “Üniversite girişine aylar önce siyah boyalı demirden koca kapılar yapıldı. Nedeni için de gece köpeklerin kampüs içinde kol gezdiği, kapıların da köpeklerin girişini engellemek için yapıldığı söylendi. Ancak üniversitede öğrencilere karşı yaşanan baskı ve polis müdahalesinde gördük ki kapılar aslında öğrencilerin giriş-çıkışını engellemek ve öğrenciyi polisin önüne atmak için yapıldı. Akşam saat 17.00'dan sonra kampüs içine taksiler giremiyor. Bunun için de taksiler müşteri bıraktıktan sonra kampüs içinde tur atıp öğrencileri rahatsız ediyorlar dendi. Akşam oldu, işinizden, dersinizden çıktınız elinizde kitaplar, çantalar var, yağmur-kar yağıyor ama taksi kapıya kadar gelmiyor çünkü yasak. Ta İktisat Fakültesi'nden Veterinerlik Fakültesi'nden üniversitenin girişine kadar yürümek zorundasınız. Gelelim yaklaşık 1,5 ay önce hizmete giren yeni rektörlük binasına. Binanın girişinde turnikeler var ve her giriş-çıkışta kart okutmak zorundasınız. Stada, adliyeye girer gibi binaya giriyorsunuz. Personel değilseniz daha sıkıntı. Turnikelerin karşısında masada konumlanan polis edalı güvenlikçilerin rahatsız edici bakışlarına ve kimi zaman da sor(g)ularına maruz kalıyorsunuz. Üniversite kütüphanesi Selahaddin-i Eyyubi Kütüphanesi'nden öğrenciler ve akademik-idari personel faydalanabiliyor. Dışarıdan gelen kullanıcılar kütüphanede ders çalışabilmek için önce dilekçe veriyor, ardından yanıt gelmesini bekliyor. Tabi sabahtan akşama kadar çalışamıyorsunuz. Belli saatler arasında ve sadece kütüphanenin Okuma Salonu denen bölümünü kullanabiliyorlar. Bir de yaka kartı mevzusu var, dışarıdan gelen kullanıcı belli olsun diye yaka kartı takmak zorunda. Okuma Salonu dışında görülen ya da yaka kartı takmayan kullanıcı ise fena halde azarlanıyor. Vize-final zamanlarındaysa dışardan gelenler kütüphaneye alınmıyorlar. Birkaç hafta önce İşletme bölümünde Yüksek Lisans düzeyinde İngilizce eğitim vermek üzere öğrenci alındı. Güney Kürdistan'dan gelen öğrenciler 3 dil biliyorlar, İngilizce-Arapça ve Anadilleri olan Kürtçenin Sorani Lehçesi. Burada ve öğrencilerde sorun yok. Sorun şu ki dersleri veren akademisyenler (!) yeterli düzeyde İngilizce bilmedikleri için öğrencilerle anlaşamıyorlar ve öğrencilere Türkçe öğretmeye çalışıyorlar. Bu durumdan son dönemde gelen yaklaşık 30un üzerinde Güney Kürdistanlı öğrenci mustarip. Bu ve benzeri daha çok trajikomik olay var. Akademik ve Bilimsel çalışma ortamı yaratması gereken üniversitelerin siyaset elinde oyuncak olması bu sonucu doğurmuştur. Bingöl'e üniversite kazandırdık diye siyaseten havalananlar bu tür trajikomik olayların da kendilerine ait olmasını kabul ediyorlar mı acaba?” denildi.