Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu, KESK Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.
‘Bir süredir Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızda yaşadığımız polis baskısı Genel Merkez yöneticilerimize kadar ulaştı' ifadesinin yer aldığı açıklamada: “Dün sabah saatlerinde aralarında KESK Merkez Yönetim Kurulu üyesi, Kadın Sekreterimiz Songül Morsümbül ve Eğitim-Sen Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve Kadın Sekreterimiz Gülçin İsbert, KESK Eski Genel Sekreterimiz Abdurrahman Daşdemir ve Eğitimsen Eski Kadın Sekreterimiz Elif Akgün'ün de olduğu 30 arkadaşımız jandarma ve polis tarafından gözaltına alındılar. Polis ve jandarma ekipleri KESK Genel Merkezi'nde arama yaptı.
Bir emek örgütü olan Konfederasyonumuza yönelik tırmandırılan polis baskısı hiç bir demokratik ölçüye uymamaktadır. Her haliyle KESK'i yıldırmayı, sürdürdüğü emek ve demokrasi mücadelesinde yıpratmayı hedefleyen bu faşizan tutum amacına ulaşamayacaktır.
Arkadaşlarımıza yönelik bu tutumu şiddetle kınıyoruz” denildi.
KESK'in, 250 bin üyesi olan demokratik bir kitle örgütü, ulusal ve uluslararası saygınlığa sahip bir konfederasyon olduğunun vurgulandığı açıklamada, “KESK aynı zamanda baskılara, sürgünlere, tutuklamalara tarihi boyunca göğüs germiş, kamu emekçilerinin haklarını savunmak için bedeller ödemiş demokratik bir mücadele örgütüdür. KESK gerçek sendikadır” görüşü yer aldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi.
“Gözaltına alınan arkadaşlarımız toplum içinde tanınan, saygınlığı olan, adresleri belli sendikacılar, kamu emekçileridir. Durum böyleyken baskınlarla gözaltına alınmalarının makul hiç bir açıklaması yoktur. 250 bin üyesi olan bir demokratik kitle örgütü aranırken bir tek savcının bulunmaması kabul edilemez; yapılan aramalarda Konfederasyonumuzun kadın çalışmalarına ilişkin belgelerine, örgüt içi yazışmalara, Başbakanlıkla, Çalışma Bakanlığıyla yaptığımız yazışmalara; üyesi olduğumuz uluslararası konfederasyonlarla yapılan ve çoğu Kadın haklarıyla ilgili, Kreşle ilgili, Doğum izniyle ilgili yazışmalara dahi el konulmuştur. Songül Morsümbül arkadaşımızın bilgisayarı, CD'leri usulsüz bir biçimde alınmıştır. Arayanlar ne aradıklarını dahi bilmemektedir. KESK'te suç unsuru bir şey bulunması mümkün değildir. KESK yasal ve meşru zeminlerde kamu emekçilerinin hakkını savunan, gücünü sadece üyelerinden alan, kimseye diyet borcu olmayan demokratik bir örgüttür. Buradan başta Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere tüm yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: KESK'e yönelik bir adım atarken 40 kere düşünmelisiniz; hele KESK Genel Merkezi'ni aramaya kalkışırken 40 kere düşünmelisiniz. KESK bu tür baskılarla, yıldırma operasyonlarıyla mücadele çizgisinden geri duracak bir Konfederasyon değildir. Arkadaşlarımız derhal salıverilmelidir. KESK'e yönelik baskılar derhal durdurulmalıdır. Tüm demokratik kamuoyunu, siyasi parti ve çevreleri, sendika ve konfederasyonları, meslek örgütlerini ve duyarlı yurttaşlarımızı KESK'le dayanışmaya çağırıyoruz.”