BBP MKYK Üyesi Eğin, yaptığı yazılı açıklamada 15 yıl önce yapılan 28 Şubat Postmodern darbesini kınadı.
“28 Şubat diyince akıllara gelen kötü hatıralar, hüzün dolu bir 28 Şubat anıyoruz” diyen Eğin, şu ifadeleri kullandı:
“Bin yıl süreceğine inanan zihniyet ve onlara çanak tutan taraflı medya onlara yardım eden iş dünyası bir gecede istifa eden 40 milletvekili devletin tek sahibi gibi kendini gören milletin üzerine tankları yürüten zihniyet laikliğin arkasına sığınarak Müslümanlara ilticacı adını takanlar bankaları soyup soyduranlar fırlatılan anayasa kitapları ve kırılan yazarkasalar 5 yıl sonrasını göremeyen zavallılar bin yıl sürecek iddiasıyla ahkam kesen kanun hukuk tanımayan postmodem ve ihtilalciler ve onun yandaşları evet 28 Şubat denince zihinde kalan şeyler Başörtülülerin ötekileştirilmeleri kurulan senaryolarda Fadime Şahin Müslüm Gündüz ve sahte şeyh uyuşturucu tüccarı Ali Kalkancı bunlar aktör seçilmişlerdi. Başörtülüleri karalamak için meyhanelerde konsamatris olarak çalıştığı söylenilen sahte tesettürlü Fadime Şahin ve aslı olmayan sahte tarikat şeyhleriyle de İslam'a zarar vermek için bu tür bir darbeye başvuran zavallılar İslam'ı tehlike görenler bu milletin vergileriyle maaş alan darbeciler darbecilerin asker ayağı medya ayağı iş dünyası ayağı soyguncu banka ayağı ve rektör ayağı elbirliği ile ülkeyi bataklığa sürükleyen sözde laikler sahte Kemalistler tarih ve insanlık bunları asla affetmeyecektir. İslam dinini bu kadar tehlikeli gördüklerine göre acaba vasiyet etmeyi düşünüyorlar mı? Öldüklerinde musalla taşına yatmamak için cenaze namazlarının kılınmaması için dini vecibelere uygun bir cenaze merasimi olmaması için acaba bir cenaze merasimi olmaması için acaba bir vasiyetleri var mı? Eğer var ise hangi dine göre bir merasim kabul ederler merak ediyorum. Şimdi özlemle bekliyorum yeni bir anayasayı. Hayalim Türkiye Büyük Millet Meclisinde tesettürlü kadın milletvekili, saçı açık kadın milletvekilinin beraber ülke menfaatlerinde birleşerek parlamento da komisyonlarda çalışmalarını. İşte keser döner sap döner bir gün olur hesap döner bu olsa gerek. 12 Eylülde 17 yaşındaki Mustafa Pehlivanoğlu'nu asabilmek için kendilerine göre kurdukları bir mahkemede yaşını büyüterek idam sehpasında salladılar. Merhum MUSİN Yazıcıoğlu'nu 5.5 yıl hücrede 7.5 yıl cezaevinde yatırdılar ve merhum Yazıcıoğlu 7.5 yılın sonunda ceza almadan berat etti. Şimdimi akıllarına geldi bas bas bağırıyorlar yargılama süreci uzun sürüyor diye o gün ki ihtilal mahkemelerini işkence hanelerini kim kurmuştu? Aynı zihniyet değimliydi dönemin başbakanını asan. İşte 28 Şubat deyince Türkiye halkının hafızalarında kalanlar. Ekonomi çöktü ülke batağın eşiğinde sadece savaş eğitimi almış insanlar ülke yönetmeye kalkarlarsa bu kadar becerebilirler ekonomiden anlamaz, iç politikadan anlamaz, dış politikadan anlamaz yatırımdan anlamaz tek şey bilir bir düdük yat bir düdük kalk ve sürekli emir vermek. Bunların demokrasi anlayışı budur. İşte 12 Eylülcüler yargılansın diyenler işte mahkemelere gidip dava açanlar işte nizami alan ülkücüsü olarak kendilerini tanımlayanlar işte kendini alperen olarak görenler işte akıncılar işte ak gençlikler işte sağcılar işte solcular aleviler suniler Kürtler Türkler hepiniz darbecilerin hedefinde değimliydiniz. İşte keserde sapta döndü bugün hesapta döndü. Ogün parti kapatmalarında Ankara'da savcı varmış diyenlere cevap olsun evet Ankara'da savcı var İstanbul'da da savcılar var ve Türkiye'nin her tarafında savcılar var. Analardan öyle aslanlar doğuyor ki bugün hesap soranları davacı olanları hep beraber görüyor ve izliyoruz ve o günleri kötü anıyoruz hakkımızı helal etmiyoruz.”