Doğu-batı kardeşlik buluşması57 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Gönüllü Kuruluşlar Platformu, Doğu ve Güneydoğu'dan gelen 33 sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini Bursa'da ağırladı.BURSA- Bingöl'lü STK'ları temsilen Memur-Sen İl Başkanı Abdurrahman Ensari, Toç-Bir-Sen İl Temsilcisi Ali Beçene ve İHH gönüllüsü Ahmet Çibik'in de katıldığı toplantıda Kürt Sorunu üç gün boyunca tartışıldı. Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformuyla Doğu ve Güneydoğu illeri STK'larının doğu-batı kardeşlik Bursa buluşması sonuç bildirgesi şu şekilde: “Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu “Doğu-Batı Kardeşlik Buluşması” adı altında Kürt Sorunu ile ilgili sürdürdüğü çalışmalarının ikincisini Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Muş, Siirt, Şanlı Urfa, Şırnak ve Van illerinin katılımıyla 20–22 Ağustos 2010 tarihlerinde Bursa'da gerçekleştirmiştir. Daha önce Kürt Hakları Sorunu ve DOĞU-BATI kardeşliğinin sağlam bir zeminde tartışılmasına yönelik yapılan çalışmada Doğu'lu kardeşlerimizi dinleme gereği duyulmuştu. Bu buluşmada daha önce yapılan çalışmanın bölgede oluşturduğu olumlu atmosferin daha da arttırılmasına yönelik nelerin yapılması gerektiği konusu tartışılmıştır. 20 Ağustos akşamı yapılan istişare toplantısında DOĞU ve BATI illerinden gelen katılımcı STK temsilcileri; “birinci İstişare toplantısının çok olumlu olduğunu ve birlikteliğin sürdürülmesi gerektiği” konusunda ortak kanaate varmışlardır. Temsilciler; sorunu konuşmanın birlik ve beraberliği daha adil, daha sağlam, daha kalıcı ve hakkaniyete uygun zemine taşıyacağına olan inançlarını dile getirmişlerdir. Onlarca yıl süren ve 60 bin annenin ağlamasına sebep olan bir sorunun adını Kürt Hakları Sorunu olarak tanımlamaktan imtina eden anlayışların bu sorunu çözemedikleri dile getirilmiştir. Zira Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde yaşayan halkın ekseriyetini oluşturanlar Kürtlerdir. Kürtlerin dillerini, kültürlerini ve benzerlik arz eden örf ve adetlerini Türk kardeşleri gibi yaşamaları suç görülmemelidir. Kürt Hakları sorunu; statükocu, tek tipleştirici zihniyete sahip yöneticilerin algılamak istemedikleri hak ve özgürlük talepleri nedeniyle oluşmuştur. Sorunun çözümünde hiç kimsenin tasvip etmediği şiddet, “hak arama yöntemi” olarak benimsenmiştir. Yapılan istişarelerde sorunun hak ve adaleti zedelemeyecek boyutta tartışılması gerektiği, 73 milyon insanımızın esenliğini arzulayan ve bunu sağlayacak olan bir anlayışla sonraki aylarda belli aralıklarla ele alınmasının gerekliliği dile getirilmiştir. Zira STK'ların sürecin çözümündeki etkili rolü ve önemi net olarak anlaşılmıştır. Bu süreçte gerçekleştirilen DOĞU-BATI kardeşlik buluşmasının çözümü kolaylaştıracağına ve hızlandıracağına inanılmaktadır. Bu nedenle aşağıdaki çözüm önerilerinin dile getirilmesi uygun bulunmuştur: Çatışmasızlık ortamının sürdürülebilmesi için tüm kesimlerin üzerine düşeni yapması gerekmektedir, Anayasal vatandaşlık temelinde tüm kimlikler tanınmalıdır, Ulusçu devlet anlayışından ve baskıcı uygulamalardan vazgeçilmelidir, İdeolojik eğitimden demokratik ve bilimsel eğitime geçilmelidir, Faili meçhuller aydınlatılmalı ve failleri yargılanmalıdır. Savaştan ve kandan beslenen yapılanmalar deşifre edilmelidir, Anadilin her alanda YORUM YAZIN
|
|