Depremden kurtuldu, acılarından kurtulamıyorTürkiye, 17 Ağustos Marmara depreminin 10. yıldönümünde yaşanan acıları bir kez daha hatırlarken, bir acı hikaye de 1 Mayıs 2003 tarihinde meydana gelen Bingöl depreminden hatıra kaldı...1 Mayıs 2003'te 3 öğretmenin hayatını kaybettiği Bingöl depreminde 7 saat göçük altında kaldıktan sonra kurtarılan öğretmen Murat Beşiktepe, yaklaşmakta olan 17 Ağustos depreminin yıldönümünde 6 yıl önce yaşadığı acıları bir kez daha hatırladı. Depremden kısa bir süre önce eşi ve yeni doğan bebeğini Malatya'ya gönderen Beşiktepe, gece 03.25 sularında meydana gelen 6.4 şiddetindeki depremde yerle bir olan 5 katlı binanın enkaz altında kalmış. Sabah saat 10.00'a kadar kurtarılmayı bekleyen Beşiktepe, depremde 16 kişinin öldüğü binadan en son ve tek canlı olarak kendisinin çıktığını gözleri dolarak anlatıyor. Behiye ve Faruk Korkmaz ile Serkan Akyaz öğretmenlerin hayatını kaybettiği depremden sağ kurtulan Murat öğretmen, aylarca süren tedavilerinin ardından çok sevdiği öğrencileriyle buluşmuş. Enkaz altından çıkarılıp, Bingöl Devlet Hastanesi'ne, ardından Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edilen Beşiktepe, burada 12 gün kaldıktan sonra Bursa Uludağ Üniversitesi'ne sevk edilmiş. Burada da 13 gün tedavi gören Beşiktepe, daha sonra özür tayini ile atandığı Bursa'daki görevini sürdürüyor. Halen her deprem haberinde aynı korkuyu yaşadığını belirten Beşiktepe, "Depremi duyduğumda 'bende bunu yaşamıştım, diyorum. Aynı psikolojiyi yaşayıp korkuyorum. Deprem kelimesini duyduğumda sanki depremi yeniden yaşıyorum." diyor. İlk görev yeri Bingöl Dikköy'de 6 yıl çalıştığını belirten Murat öğretmen, "Geç saatlerde gürültülü bir sesle sıçradım. Deprem olduğunu anladım ve kalkmaya çalışırken, bina üzerime çöktü. Biranda kendimi zifiri karanlık bir ortamda enkaz altında buldum. Hareket edemiyor, nefes alamıyordum. Çok acı çekiyordum. Panikledim ve ölmekten çok korktum. Kendimi henüz ölüme hazır hissetmiyordum. Ölmenin bu kadar zor olduğunu ancak o an anladım. Ümidim gittikçe azaldı ve artık ölümün gelmesini bekliyordum. Ancak; 'Allah'ım sana layık bir kul olamadım ama yine de sana geliyorum, sen affedici ve büyüksün, sen bilirsin' diyebildim." Acı ve korku içinde beklerken dışarıdaki çalışma seslerini duyunca çok sevindiğini belirten Beşiktepe, ekipten birinin 'Kimse var mı?' diye seslenince, 'imdat' diye bağırdığını, ancak sesini duyuramadığını belirtiyor. Görevlinin sessizliği sağladıktan sonra yine 'Kimse var mı?' diyerek yeniden seslenmesi üzerine olanca gücünü kullanarak 'İmdat' diye bağırdığını söyleyen öğretmen Beşiktepe, aynı görevlinin 'aşağıdan ses geliyor sözü ile rahatladığını belirtiyor. Anlatıyor. Asıl acıyı geride kalanların yaşadığını anlatan Murat öğretmen, insanı en çok üzenin ise sahipsizlik ve onlarca kişiye mezar olan binaları yapanlara hesap sorulmaması olduğuna dikkat çekiyor. Bingol Kent HAber/Bingol MEdya YORUM YAZIN
|
|