Türk Eğitim Sen Bingöl Şube Başkanı Sedat Dursun, Danıştay 8. Daire'nin ‘and' ile ilgili verdiği karara destek vererek, tepki gösterenleri ise sert bir şekilde kınadı.
Dernek binalarında yazılı bir açıklama yapan Türk Eğitim Sen Bingöl Şube Başkanı Sedat Dursun, Cumhuriyetin ve milli devlet yapısının büyük saldırılarla karşı karşıya olduğunu iddia etti.
Dursun; “Ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz ve bugünlere taşıdığımız Devletimizin bu coğrafyadaki varlığı, millet olma özelliğimiz ve etrafında kenetlendiğimiz değerlerimizin korunmasıyla mümkündür. Nitekim daha birkaç yıl önce, adına “Çözüm Süreci” denilen, gerçekte ise çözülüm süreci olan birtakım uygulamalarla milli kimliğimiz yok edilmek istenmiş, bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır. O dönemde milli değerlerimizin içinin boşaltılmasının, milli kimliğimizin yok edilmesinin, bizleri tek bir millet olarak bir arada tutan değerlerin yağmalanmasının karşısında durmuş, sürecin ülkemizi bir felakete sürüklemekte olduğu gerçeğini haykırmıştık. Bu rezaletler zincirinin bir halkası da 1933 yılından beri okullarımızda okutulmakta olan Andımızın kaldırılması olmuştu. Nitekim, yaşadığımız acı tecrübeler sonunda, yanlış yoldan dönüldü ama bu yanlışlar, hendek operasyonlarında 793, Fırat Kalkanı Harekatı'nda 71 ve Zeytin Dalı Harekatı'nda 53 vatan evladının şehadetine mal olurken içimizde de onulmaz ve unutulmaz yaralar açtı. Hatırlanacağı üzere o tarihlerde gerek bireysel gerekse Türk Eğitim-Sen olarak açtığımız davalarla, sözde Çözüm Sürecinin bir parçası olan Andımızın kaldırılmasını, Danıştay nezdinde yargıya taşımıştık. Nitekim Danıştay 8. Dairesi de 24.04.2018 tarihli kararıyla Öğrenci Andını kaldıran işlemi hukuka aykırı bularak, 1933 yılından 2013 yılına dek 80 yıl boyunca okullarımızda okutulan Andımızın yeniden okutulmasının önünü açtı” ifadelerine yer verdi.
SENDİKALARA YÜKLENDİ
Dursun; “Danıştay'ın Öğrenci Andı kararına ilk tepki gösterenler arasında bir de adı memur sendikası olan ama yaptıkları sendikacılıkla bağdaşmayan bir kuruluş var. Bunlar iki yılda bir ortaya çıkar, memuru toplu sözleşmede pazarlar, sonra iki yıl boyunca ortalarda görünmezler. %4+3,5 zamma imza atıp %24,5 enflasyona karşı gıkını çıkarmazlar. Memurlar ek gösterge beklerken tek kelime edecek takati göstermezler. Dolar 7 TL'ye ulaştığında, alım gücünün korunmasına karşı bir tedbir önermezler. Mülakat denen kıyım sistemiyle hak yenirken sus pus olurlar. Aileleri parçalanmış sözleşmeli personel için tek kelime etmezler. Memurun, sözleşmelinin, emeklinin mağduriyetlerini sorun etmezler. Ek zam istemeye hiç cesaret edemezler. Kısacası memur sorunlarına karşı kafalarını kuma gömer ama iş, Türk düşmanlığı oldu mu, girdikleri delikten bir anda fırlar, 81 ilde basın açıklaması yaparlar. Bunlar Andımızı, Türkiye Cumhuriyeti ve Devletimizin kurucu kadrosuyla hesaplaşmanın aracı yaparlar. Artık gerçeği görmenin zamanı gelmedi mi? Daha ne kadar Devletimizle, Devletimizin kurucularıyla, Türklükle, milli kimlik ve birliğimizle sorunu olan bu zihniyete destek vermeye devam edeceksiniz? Konu memur olduğunda rahat koltuklarından kalkamayanlar, iş milli değerlerimize ve kavramlarımıza savaş açmaya geldiğinde, ihanet bayrağını kapıp en önde meydanlara koşuyorlar. Çözüm sürecinin akilleri, bölünme sürecinin yol başçıları, FETÖ'cülerin hamileri bunlar değil miydi? Milli ve manevi değerlerine önem veren tüm kamu görevlilerini artık maskesi düşmüş, deşifre olmuş, tescilli memur düşmanı bu sendikalardan istifa etmeye ve Konfederasyonumuz çatısı altında birlik olmaya davet ediyorum. Bunlar diyorlar ki, “Türk'üm demekle Türk olunmaz.” Doğrudur Türk'üm demekle Türk olunmaz, ancak bilmiyorlar ki, Türk'üm demeyi engelleyerek de Türk milleti yok olmaz. Demokrasi adına, bu topraklardan Türk kimliğini kazımaya çalışanların, bir milliyeti olmayan ABD'de, 1892 yılından beri okullarda okutulan bağlılık yemininden haberleri yok mudur? O yeminde, bölünmez vatana, tek millete, bayrağa ve devlete bağlılık yer almaktadır. Bilinsin ki biz, milliyetinden gocunmayan, Türk olmaktan gurur duyan, Türkoğlu Türkleriz. Gerekirse her sabah önce şehadet getirir, sonra çocuklarımıza Andımızı biz okuturuz. Siz ise çocuklarımız Türk'üm, doğruyum, çalışkanım demesin diye eylem yapan sendika olarak tarihe geçeceksiniz” şeklindeki ifadelerine yer verdi.