Coşkun: 'Hizmet mücadelemizde asla yorulmadık'Detay Dergisi'ne konuşan Yusuf Coşkun: 'Halkımıza hizmet ederken asla yorulmadım, böyle bir yorgunluk hissini hiçbir zaman da yaşamadım. Aksine, içimde bitmeyen bir hizmet aşkı, bu aşkla yürütülen çalışmalarda harcadığım ve harcamakta olduğum bir enerji var. Çünkü hizmet üretmek ve halkımıza faydalı olmak beni mutlu ediyor, bu mutluluk da beni her daim dinç tutuyor.'Bingöl'de ‘halkçı siyasetçi' diye tanımlanan ve kendisini “En kolay ulaşılan siyasetçi” diye tanımlayan, enerjik yapısı, halkla olan yakın diyaloğu, kibirden uzak yaklaşımı ve yüzünden eksik olmayan tebessümü, çoğu zaman eleştirilerle yıpratılmak istense de eleştirenlerin de ilk olarak kapısını çaldığı bir siyasetçi olmayı başarabilen bir isim… Kaymakam vekilliği, Avukatlık, siyasi partilerde Anavatan Partisi ve AK Parti İl Başkanlıkları, 23. Dönem AK Parti Bingöl Milletvekilliği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı Üyeliği ile 64. 65. 66. Hükümette Kalkınma Bakan Yardımcılığı görevlerini yürüttü, halen parti içi birçok etkin oluşum ve organizasyonda sorumluluğunu ve faaliyetlerini sürdürüyor. Ve bizler, siyaset basamaklarını sabırla çıkan, her seçim döneminde adına makamlar yakıştırılan Av. Yusuf Coşkun'a konuk oluyor ve dünden bugüne geçen hayat serüvenini özetle dinliyoruz. Öncelikle siyasete giriş dönemlerinizden başlayalım istiyoruz. Nasıl bir başlangıç oldu, hangi süreçlerden bugünlere uzandınız? Avukatlık büromuzu açtıktan sonra o yıllarda siyaset sahnesine sürüklendik. O dönemde Anavatan Partisi İl Başkanlığı görevini yürüttüm. Daha sonra aktif siyasete devam ettim ve 2002'de Türkiye'nin makûs kaderini değiştirmek, güçlü yarınlar inşa edebilmek için kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nde siyasete devam ettim ve 2003'te AK Parti İl Başkanı oldum. 2007'de, il başkanlığım sürecinde siyasi olarak elde ettiğim bilgi, birikim ve tecrübelerimi taçlandırmak adına milletvekili aday adayı oldum ve aday gösterildim, bu seçimde Bingöl olarak Türkiye rekoruna imza attık. 23. Dönem Bingöl Milletvekilliği görevim süresinde TBMM Başkanlık Divanı Üyeliği görevini de yürüttüm. 2014 Mahalli İdareler Seçimi arifesinde Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın oluruyla yeniden AK Parti Bingöl İl Başkanlığı görevi şahsıma tevdi edildi ve kısa sürede teşkilatlarımızı toparlayarak güçlü bir seçim çalışması yürüttük. Gerek adaylarımız, gerekse teşkilatlarımızın azim ve koordineli çalışması neticesinde yine rekorlara imza attık. 64. 65. 66 Hükümette Kalkınma Bakan Yardımcılığı görevlerini yürüttüm. Daha sonra Parti çalışmalarında yer aldım ve Şırnak ile Muş koordinatörlüğü görevlerini yürüttüm. Halen parti içi çalışmalarda etkin bir sorumlulukla hizmet etmeye devam ediyorum. Bunca hareketli bir siyasi yaşam sizi yormadı mı? Bir yorgunluk hissetmiyor musunuz? Gerek İl Başkanlığı, gerek milletvekili, gerekse Bakan Yardımcılığı görevlerim sürecinde her daim bir tek hedefe odaklandım. “Hizmet Üretmek” Siyaset yaparken Ankara'dan bir görev alıp “Gidip çalışın, kazanın” denilmedi. Siyasi tecrübemiz, halkımızın teveccühü ve duası ile üstlendiğimiz her görevi layıkıyla yerine getirebilmenin gayreti içerisinde oldum. İlimizin gelişim sürecini tamamlaması, daha güzel ve yaşanabilir bir il olması, üreten, gelişen ve kalkınma yolunda güçlü bir temele oturan bir Bingöl hayalimiz vardı ve bu uğurda elimizden gelen gayreti gösterdik, önemli başarılar da elde ettik çük şükür. Halkımıza hizmet ederken asla yorulmadım, böyle bir yorgunluk hissini hiçbir zaman da yaşamadım. Aksine, içimde bitmeyen bir hizmet aşkı, bu aşkla yürütülen çalışmalarda harcadığım ve harcamakta olduğum bir enerji var. Çünkü hizmet üretmek ve halkımıza faydalı olmak beni mutlu ediyor, bu mutluluk da beni her daim dinç tutuyor. Halkla yakın diyaloğunuz kadar kolay ulaşılan bir siyasetçi profiliniz de var. Özellikle ücra yerleşim birimleriyle farklı bir diyaloğunuz bulunuyor. Bu zor olmuyor mu? Yada bunu nasıl başarıyorsunuz? İnsanların hatırlaması, akılda kalıcı olmak ve her daim aranan olmak, yıllardır verdiğimiz siyasi mücadele ve hizmet yolundaki çabamızın neticesidir. Bazen il merkezine yakın yerleşim birimlerine gidilerek siyaset yapılır veya halk diyalogları geliştirilir. Ben ise tam aksine, en ücra noktalara öncelik veriyorum. Kuzey diye nitelendirilen ilçelerimizle çok sıkı ve güçlü bir bağım var. Diğer ilçe, belde ve köylerimizle de yakın ilişkilerim mevcut. Gitmedik köy, gitmedik hane bırakmamış bir siyasetçiyim ve bunu da halkımızın teveccühü ve güç veren duası yaptırmıştır. Sadece siyaseten gitmiyoruz buralara. Taziyelerde de, düğünlerde de, hasta ziyaretlerinde de gidiyorum. Zaten sadece oy için insanlarımızın kapısını çalan bir siyasi profilimiz olsaydı, bugün insanlarımızın sevgisiyle karşılaşamazdık, toplum tarafından halen aktif siyasette var olmamız istenmez ve bu teveccüh gösterilmezdik. Kalplere sirayet etmek, gönüllerde yer bulmak adına ortaya koyduğumuz çabamızın karşılığını alıyorum, bu mutluluğu her daim yaşıyorum çok şükür. Bir röportajınızda “Hiçbir zaman telefonumu da kapımı da hemşerilerimin yüzüne kapatmadım, kapatmayacağım” demiştiniz. Halen aynı iddianız sürüyor mu? Siyaset yaparken “Seçimde oy versinler, seçildikten sonra kimse umurumda olmaz” gibi aciz bir düşünceyi asla taşımadım. Siyasete girdiğim ilk günden buyana en kolay ulaşılan siyasetçilerden biri oldum. Günün her saatinde arayan ulaşabiliyor, varsa bir makamımız gelenler de başımızın üstünde ağırlanmıştır. Gece uyurken bile vatandaşımızın telefon aramalarıyla uyandığım çok olmuştur. Ama bundan şikâyet etmemişimdir. Çünkü insanımız ihtiyacı yoksa, başı darda değilse, memleketin bir sorunu bulunmuyorsa aramaz ki zaten. Arıyorsa da vardır bir sıkıntısı. Siyasetçi olarak bize düşen de bu sorunla ilgilenmek, çözüm üretmektir. Dünden bugüne bu alanda değişen bir şey olmadı. Aktif bir görevde olmasak da insanımız arıyor, yine de elimizden geldiğince dertlerine dermen oluyoruz. Bingöl özelinde siyaset düşünceniz nedir? Bundan sonraki süreçte neler düşünüyorsunuz? Şuanda bir hedeften bahsetmek yakışıksız olur. Bizim hedefimiz hizmet üretmektir, halkımızın sorunlara çare bulmaktır. “Gelecekte şu görevde bulunacağım” demek siyaseten doğru olmaz. Partimizin vereceği bir görev olması durumunda sorumluluktan kaçamayız ancak şuanda bir görev isteme durumunda da değiliz. Bu konular üzerinden asılsız iddialar geliştiren çevreler olacaktır ancak bizler yine de önümüze bakalım, hizmet mücadelemizi sürdürelim. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yolunda, davamıza adanmış bir nefer olarak partimiz ve halkımız için çalışmaya devam edeceğiz. Biraz da ülke gündeminden bahsedecek olursak, pandemi süreci nasıl geçiyor? Toplumun ve ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl özetlersiniz? Covid-19 pandemisine ben de yakalandım. Çok zor geçen bir süreçti. Rabbimin izniyle hastalığı yendik ancak bu süreçte birçok sevdiğimiz dost, arkadaşı da ebediyete uğurladık. Rabbim hayatını kaybedenlere rahmet, hastalık pençesindekilere de acil şifalar versin. Tabi hastalık sürecinden ülke olarak da toplum olarak da nasiplendik. Tüm dünyanın zor bir dönemden geçtiği gerçeğiyle bakacak olursak, özellikle mali açıdan öne çıkan bir sıkıntıdan bahsetmek mümkündür. İş dünyası bu süreci en derin sarsıntıyla geçiriyor. Özel sektörde yaşanan bu duraksama, istihdam sorununa da yansıdı ancak ülke olarak yine de güçlü bir direnç gösterdiğimizi, Hükümetimizin yaptığı desteklerle halkın ve esnafın bir nebze de olsa nefes almasının sağlandığını söylemek mümkündür. Sıfır sıkıntı diyemeyiz elbette. Ancak aşılama çalışmalarının başlamasından sonra hastalık yayılma hızının düştüğünü görüyor, önümüzdeki birkaç ay içerisinde tedbirlerin elden bırakılmamasıyla önemli bir toparlanma sürecine gireceğimizi de söyleyebiliriz. Son olarak vermek istediğiniz bir mesajınız olacak mı? Öncelikle bizleri siyasi hayatımızın ilk anlarından bugünlere taşıyan bir sohbete imkân tanıdığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Ayrıca siyasi hayatımız boyunca yanımızda olan dava arkadaşlarıma, teveccüh ve dualarıyla bizleri her daim güçlü kılan halkımıza sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
KAYNAK: DETAY DERGİSİ
YORUM YAZIN
|
|