Çirkin saldırılara bir protesto da solhan'dan geldiBingöl'ün Solhan İlçesi'nde faaliyet gösteren; Solhan Çağrı Eğitim Kültür Sağlık Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ÇAĞRI-DER), Amerika'da 11 Eylül olaylarının yıl dönümünü bahane edilerek başlayan ve İsrail'de devam eden Kuran-ı Kerim'e yönelik saldırıları protesto etti.Solhan İlçesi'nde faaliyet gösteren ÇAĞRI-DER tarafından Kuran-ı Kerim'i yakma küstahlığını protesto etmek amacıyla bir araya gelen vatandaşlar, Kuran'a yapılan saldırıyı kınadı. Vatandaşların yoğun katılımı ile başlayan basın açıklamasını ÇAĞRI DER adına, ÇAĞRI DER Başkanı Nesim Yıldırım okudu. Yıldırım, küfür dünyasında İslam düşmanlığının yeni bir tezahürü olarak ilki Amerika'da, ardından Avustralya'da ve derken İsrail'de Kuran-ı Kerim'e yönelik yırtma, yakma ve Kur'an sayfalarını sigaraya sarma gibi haddini aşan aşağılık eylemlerin gerçekleştiğine vurgu yaparak, bir Müslüman'ın bu kine sessiz kalmasının düşünülemez olduğunu söyledi. Bu Alçakça Eylemler Peygamberimize Karşı Yürütülen Amansız Savaşın Bir Devamıdır Yıldırım, “Öyle ki ses çıkarmak da artık yetersiz gelmektedir. Mademki onlar, İslam düşmanlığını kutsal kitabımıza alçakça eylemlerle ortaya koyuyorlar. Biz de savunmamızı, mücadelemizi Kuran'ımız üzerinden yapalım ki böylesi rezil hevesler o haddini bilmezlerin kursağında kalsın ve öfkeleri içinde geberip gitsinler! Bu olaylar bir ilk değildir, ders alınmazsa son da olmayacaklar. Bu alçakça eylemler, yüzyıllardır İslam'a, Kuran'a, Peygamberimize karşı yürütülen amansız savaşın bir devamıdır. Bu olaylar, yüz yıl önce İngiltere sömürgeler bakanının “Bu Kur'an Müslümanların elinde bulundukça, biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp edip, bu Kuran'ı onların elinden almalıyız yahut Müslümanları Kuran'dan soğutmalıyız.” sözlerinin bir parçasıdır. Salman Rüştü, Teslime Nesrin, Turan Dursunların kininin ve Aziz Peygamberimiz aleyhinde çizilen iğrenç karikatürlerle saldırı silsilesinin farklı bir halkasıdır. Böylesi saldırılar, tarih boyunca İslam'la savaş halinde olan Haçlı-Siyonist ittifakın günümüzdeki bir versiyonudur” dedi. Bu Saldırılar, Kur'an Güneşini Söndürme Ve Önünü Kapatma Çabasıdır Yıldırım, “Elbette bu olaylar, bir milyar beş yüz milyon İslam âlemini derinden yaralamış ve üzmüştür. Çünkü Kuran-ı Kerim, Allahu Teala'nın insanlığa vahiy yoluyla gönderdiği kitabıdır. Kuran; Allah'ın kelamı, muttakiler için hidayet rehberi, müjdeleyici, korkutucu, müminler için şifa kaynağı ve hayat düsturudur. Kuran'ın her harfi bizim için değerli ve kutsaldır. Canımızdan, malımızdan, aile efradımızdan daha aziz biliriz Kuran'ı. Kurana düşmanlık edenler bilmeli ki onlar aslında Allah'a, Peygambere, meleklere ve tüm Müslümanlara düşmanlık etmektedir. Nefret ve kinlerinin sonucu olarak dünyada zelil olmuş ve İnşallah diğer dünyada da zilletin en büyüğünü tadacaklardır. Bu saldırılar, senelerdir söndürülemeyen, önüne geçilemeyen ve gün geçtikçe daha da parlayan Kuran güneşini söndürme ve önünü kapatma çabasıdır” diye konuştu. Aynı Kaynaktan Beslenen Müslüman Yapılar, Farklı Yaklaşımlarla Birbirini Suçlamayı Bırakmalı Kur'an yakma girişiminin arkasında Siyonistlerin olduğuna vurgu yapan Yıldırım, İslam âlemini derinden üzen bu iğrenç olayın faillerine gereken cezanın verilmesini istedi. Yıldırım, “Bu olayların arkasında İslam ve Hıristiyan âlemini karşı karşıya getirmek isteyen, Müslümanların mukaddesatlarını çiğneyen, Mecsid-i Aksa'yı işgal eden, Gazze'ye ambargo uygulayan, her türlü fesat çalışmalarıyla ülkeleri fitneye boğan, Mavi Marmara Gemisi'ne saldıran, dünyanın her tarafında Müslüman kanı akıtan Siyonistler var. Irak, Afganistan, Pakistan'ı işgaliyle “haçlı seferi başlattık!” diyen rezil müşrik zihniyet var! Hıristiyan âlemi, özelde kilise din adamlarına çağrımız, sonuçları çok vahim olacak bu olay kınanmalı, tekrar etmemesi için gereken önlem ve açıklamalar yapılmalı, İslam'a ve mukaddesatlarına yapılan bu saldırı mahkûm edilmelidir. Tüm Müslümanlardan isteğimiz; İslam'ın mukaddesatlarına yapılan saldırılara karşı sessiz kalmamalarıdır. Sessiz kalmamız durumunda bu tür saldırıların daha şiddetlisinin geleceğini bilelim. Aynı kaynaktan beslenen Müslüman yapılar, farklı yaklaşımlarla birbirini suçlamayı bırakmalı; o pak ayetlerin ışığında tevhidi birlikteliği sağlamalıdır. Bilmek lazım ki düşmana cüret veren, onu Kuran ve Peygamberimize yönelik saldırılarda cesaretlendiren bizlerin tefrika ve ayrılığıdır. Müslümanların farklı içtihatlarla ortaya çıkan ihtilafını rahmet bilelim, bu farklı yorumları niza sebebi yapmayalım!” ifadelerini kullandı. Müslüman, Müslüman'la Kardeş Olmalı Dinler arası diyaloga da değinen Yıldırım, Müslümanların fitne, fesat ve alçak saldırılara asla boyun eğmeyeceklerini belirterek, “Ayrıca diyalog safsatalarıyla İslam düşmanlarına gülücükler dağıtmayalım, alçakça saldırıları için yumuşayıp prim vermeyelim! Müslüman, Müslüman'la kardeş, birlik, cemaat olur. Bizim onlarla birliğimiz ancak Peygamberimizi tasdik etmeleriyle mümkündür ya da onlarla bir arada yaşamamız İslam'a karşı saygılı davranmalarıyla mümkündür. Yoksa biz Müslümanlar asla fitne, fesat, yıkım, zalimlik ve saldırganlık amaçlı girişimleri kabul etmiyor; Din Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz!”dedi. Kuran'a Yönelik Son Alçak Saldırılar Karşısında Hükümet Gerekli Tepkiyi Ortaya Koymalı Hükümete de hatırlatmalarda bulunan Yıldırım, Siyonist saldırganlığa karşı tavır alındığı gibi, ‘One Minute'lerle meydan okunduğu gibi her Müslüman'ın hassasiyeti olan Kuran'a yönelik son alçak saldırılar karşısında da hükümetin gerekli tepkiyi ortaya koymasını isteyerek, “Diplomatik, siyasi alanda gereken ağırlığını koymalıdır. Öyle ki, ilişkileri dahi yeniden değerlendirecek tedbirler almalıdır! Böylesi saldırıların Amerika'da, Avustralya'da, İsrail'de veya başka bir yerde olması fark etmez. Saldırıyı yapanların Hıristiyan, ateist, Siyonist, Hindu veya sözde Müslüman olması da önemli değildir. Bu tür alçakça saldırıların ve çirkin hilelerin arkasındaki kirli, ikiyüzlü aktörleri tanıyalım. Tepkimizi sağduyulu, Müslüman'ca ve Kuran'i ölçülerle ortaya koyalım. Kuran'ımıza alçakça saldırıyı yapan bu zavallılara ve arkalarındaki güç odaklarına sesleniyoruz! Kuran'a, İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık kimseye fayda vermemiştir, size de fayda vermeyecektir. “Tebbet yeda ebileheb'in vettebbe!” İlahi hükmünce onların elleri hem dünyada kırılacak hem de ahirette kuruyacaktır. Allah'ın ve Müslümanların öfkesini çeken söz ve davranışlarınıza derhal son verin! Kuran'ımıza uzanan necis ellerinizi hemen çekin; çünkü Kuran'ımıza ancak temizleneler ve halis niyetle ona yönelenler dokunabilir. Sizin ona dokunma ehliyetiniz yoktur ve Müslümanlar da bu hakkı size vermeyeceklerdir” diye konuştu. Kâfirler İstemeseler De Allah Nurunu Tamamlayacaktır Yıldırım, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Kuran-ı Kerim'e iman etmiş ve gönül verenler, onun aşkıyla yanıp tutuşanlar olarak; İslam'a, Kuran'a, Peygamber'imize, topraklarımıza, camilerimize ve mukaddesatlarımıza yönelik yapılan her türlü saldırıyı lanetliyoruz. Bu saldırıları bertaraf etmek için var gücümüzle mücadele edeceğimizi haykırıyoruz. Böylesi zavallılara söylenecek en öz, en güzel, en etkili söz elbette ki Allah'ın sözü olacaktır. Yüce Rabbimiz Saf Suresi'nde mealen şöyle buyurmaktadır: “ Onlar/ kâfir ve zalimler Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. O (Allah), müşrikler hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.” O halde en büyük tepki ve sahiplenme olarak seleflerimizin yaptığı gibi Kuran'ı okuyacak, öğretecek, anlayacak, koruyacak ve hayatımızın her alanında ahkâmını hayata geçireceğiz!” Sık sık tekbir getiren vatandaşlar Kuran'a yapılan hakareti kınadı. Yapılan açıklamanın ardından vatandaşlar olaysız bir şekilde dağıldı. YORUM YAZIN
|
|