Chp ve mhp çözüm istemiyorErgezen: “Türkiye bu problemi çözdüğü takdirde ülkenin önü açılacaktır. Ama MHP ve CHP olayı başka yöne götürmeye, hedefi şaşırtmaya ve bu projeyi başarısız kılmaya çalışıyor. Güçlü bir Türkiye istemedikleri için fırsat buldukça oyunlar oynuyorlar. Irkçılığı yasak edende Allah'tır. Allah'ın emrettiği kardeşliğe ihtiyacımız vardır”...Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda geçtiğimiz hafta yapılan demokratik açılım görüşmelerinin ardından Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın "demokratik açılım"ı teşkilatlara anlatmak üzere 62 milletvekiline özel görev vermesinin ardından Bingöl'de bir toplantı düzenlendi. AK Parti, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda geçtiğimiz hafta içinde yapılan demokratik açılım görüşmelerinin ardından ülke genelinde açılımı anlatmak için Bingöl'de bir toplantı düzenledi. Cumartesi günü saat 15.00' da İl Kültür Merkezi'nde yapılan toplantıya Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, Bingöl Milletvekilleri Yusuf Coşkun ve Kazım Ataoğlu, Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, AK Parti İl Başkanı Cevdet Çalbay ve partililer katıldı. Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın ise farklı programlar nedeniyle bu programa katılamadığı belirtildi. Toplantıda açılış konuşmasını İl Başkanı Çalbay yaptı. Açılış konuşmasının akabinde konuşan Milletvekili Coşkun: “Yıllardır Türkiye'nin kanayan en temel yarası, cesur bir şekilde TBMM'de tartışmaya açılmıştır” dedi. Bakan Ergezen'e övgü dolu sözler Konuşmasında Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen'den övgüyle bahseden Milletvekili Yusuf Coşkun, “Bir siyasetçi için hayatında en güzel şey hizmetlerle anılmaktır” dedi ve Düzağaç Kavşağı'na verilen ‘Zeki Ergezen Bulvarı' ismine dikkat çekerek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü. “Şuan bulunduğumuz güzergâh Sayın Bakanımız Zeki Ergezen'in şerefli hizmetlerinden ve memleketimize sunduğu katkılardan ötürü ismi verilerek onure edilmiştir. Hükümetimiz deprem döneminde ilimize desteklerini esirgemedi. Fakat Sayın Zeki Ergezen Bingöl'le özel olarak ilgilenmiş ve elinden geleni yapmıştır. Deprem zamanında okullarımızda, hastanelerimizde ve diğer yerlerde şantiyeleri yerinde inceleyerek yaralarımızın sarılmasında büyük emek sarf etmiş ve katkıda bulunmuştur. Bu yüzden Bingöl halkı hiçbir zaman onu unutmayacak ve gönüllerinde kalacaktır” ‘Kandan beslenenler açıkça ortaya çıkmıştır' Coşkun: “Son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdığımız ‘Demokratik Açılım Projesi' konusunda kimlerin savaştan, kimlerin barıştan ve kimlerin kan dökülmesine karşı yâda taraf olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Yıllardır Türkiye'nin kanayan en temel yarası, cesur bir şekilde TBMM'de tartışmaya açılmıştır. Bugün Türkiye'de model üretenler, muhalefet üretenler bizlere Dersim modelini örnek gösteriyorlar. Bu örnekle gerçek yüzlerini ortaya çıkarmışlardır. Fakat bizim sağduyulu insanlarımız bu kanı ve gözyaşını durduracak Milli Birlik Projesini sahiplenecek ve bu kanın durmasına katkıda bulunacaktır. Bu zihniyet değişimine katkı sunacak siz değerli üyelerimizle birlikte bu kanın durmasını engellememiz imkânsız değildir” diye konuştu. “Herkes teşhisi koydu ama tedaviyi yapamadı. Biz yapacağız” Bu meselenin Türkiye'nin en önemli meselesi olduğuna dikkat çeken Milletvekili Ataoğlu: “Türkiye tabiî ki önemli sorunlarını Meclis'te tartışacaktır. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşmakta olduğumuz ve konuşacağımız mesele herkese açık bir şekilde tartışıldı. Önceki gün gerçekten tarihi bir gündü. Çünkü Cumhuriyetimizin kuruluşundan buyana bu mesele çeşitli şekillerde adlandırılıyor. Kimisi ‘Kürt Meselesi' diyor, kimisi ‘Demokratik Açılım' diyor. İlk defa TBMM'de bu konu enine boyuna konuşulmuştur. Peki, bunu getiren kimdir? AK Parti. Bir meseleyi konuşmamak suretiyle onu yok saymak mümkün değildir. Türkiye'nin kanayan bir yarasıdır. Bizim bölgemizde kan ve gözyaşının dökülmesine neden olan bir meseledir. Ekonomik boyutuna baktığınızda sadece devletin kasasından çıkan para yaklaşık 400 milyar dolar civarındadır. Bu çok büyük bir rakamdır. Diğer yönleriyle birlikte trilyon doları aşmıştır. Türkiye'nin eti ne, budu ne? Bu ülke, büyük ölçüde kaynaklarını maalesef böyle bir mesele için sarf etmek zorunda kalmıştır. Ülkemizi yönetenler cumhuriyet tarihi boyunca şu veya bu kadar yaklaşmıştır. Evet, böyle bir mesele vardır demiştir, ismini koymuştur Kürt meselesi demiştir, doğu meselesi demiştir, ama teşhisi dahi koyulmadan tedaviye de yanaşılmamıştır. Ortada bir hastalık veya bir sıkıntı varsa tedavi etmek lazım. Bir hasta doktora gittiği vakit doktorun yapacağı ilk iş teşhis koymak ve akabinde tedavi etmektir. Bu meselenin adını konuşulmuş, teşhisi konuşulmuş fakat tedavisi hiç yapılmamıştır. Zor bir meseledir. Geçmişte bazı siyasetçiler, şahsiyetler bu meseleye şöyle veya böyle yaklaştıkları için iktidardan olmuşlardır, siyasi hayatları adeta son bulmuştur. ‘Neye mal olursa olsun biz bu meselenin arkasında durmaya devam edeceğiz ve sorunu çözüme kavuşturacağız' diyen Sayın Başbakanımız önemli bir görev üstlenmiştir. Kime güvenerek bu taşın altına elini sokmuştur? Önce parlamento grubuna, yani bizlere güvenmiştir. İkinci önemli destek grupları da siz değerli AK Parti üyeleridir. Sizler birer şerefli Ak Parti üyesi olarak Sayın Başbakanımızın güvendiği önemli bir güç unsurusunuz. Biz bu meseleyi kendi meselemiz haline getireceğiz. Bu meseleyi 72 milyon vatan evladıyla birlikte konuşacağız. Belki bu aylarca sürer.” “Terörü bitirmek için komşularımızla geçinmeliyiz” ‘Biz bu meseleye bugün değil, kurulduğumuz günden itibaren programımıza aldık ve sahip çıktık' diyen Ataoğlu, şöyle devam etti. “Suriye size düşman iken, Irak size düşman iken, İran düşman, Yunanistan düşman. Bir köyü düşünün etrafında ki büyük köyler o köye düşman. O köyün gelişmesi ve dünyaya açılması mümkün müdür? Türkiye ne yaptı? Bütün komşularıyla ilişkilerini en iyi hale getirdi. Şimdi saydığım ülkeler arasında Ermenistan da dâhil, aramızda sorun olan hiçbir ülke yok. Bu terör meselesini çözmek için öncelikle komşularınızla iyi ilişkiler kurmak zorundasınız. Türkiye bütün komşularıyla çok iyi ilişkiler içerisindedir. Daha düne kadar Suriye'nin bize hangi gözle baktığı belli değimiydi. Bizim hangi gözle baktığımız belli değimliydi. Şimdi başbakanımız o ülkeye gittiğinde alkışlanır hale gelmiş. Komşularınızla aranızı yapmadan bu meseleyi ele alamazsınız. Bu meseleyi konuşmanın tam zamanıdır. Birçok ülkeyle görüşmeler yapılıyor. Önemli bir problemdir. Türkiye bu problemi çözdüğü takdirde ülkenin önü açılacaktır. Bingöl olarak bu mevcut anayasanın Türkiye'yi idare edemeyeceğini yıllar önce söylemiştik. Şimdi konuşulanları Bingöl halkı 20 yıl önce konuşuyordu. Biz Bingöllüler bu anayasanın oylamasında hayır diyerek ülkeyi idare edemeyeceğini 27 yıl önce söylemiştik. Şimdi bu konu daha yeni tartışılmaya başlanmış.” “Güçlü bir Türkiye istemiyorlar” ‘Ben Bingöllüleri çok severim ve 1971 depreminde Bingöl merkezde çadırda üç ay yattım' diyerek konuşmasına başlayan eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Bitlis Milletvekili Ergezen: “O yıllarda öğrenciydim. Yıkılan evleri tek tek yazmıştım. O zamanlar burada bir lokanta vardı, orada bir domates ekmekle karnımızı doyururduk. 2003 yılında meydana gelen depremden sonra Bingöllülerle daha yakinen tanışma imkânım oldu. Buraya gelmemizin nedenini hepimiz biliyoruz. Yakın temasın çok büyük faydaları vardır. Bu sohbetlerin ve toplantıların önemli faydaları vardır. Bizim yaşadığımız bölge çok önemli bir bölgedir. Enerji koridoru bir ülke. Gerek yeraltı, gerekse yer üstü zenginlikleriyle eşsiz bir ülkeyiz. Bu bölgede yıllardır gözyaşları eksik olmadı. Ağlayan anaların sayısı azalmadı. Yetimlerin, dulların ve sakatların sayısı gün geçtikçe arttı. Evsizler, barksızlar, yurtsuzlar gün geçtikçe bir zincir gibi artarak geldiler. Osmanlıyı yıkanlar Ortadoğu'da güçlü bir İslam ülkesinin var olmasını arzu etmedikleri için Osmanlıyı yıkma projelerini geliştirdiler. Bu projeler bugün Türkiye üzerinde de oynanıyor. Güçlü bir Türkiye istemedikleri için fırsat buldukça oyunlar oynuyorlar. Bizim hedefimiz, maksadımız bu oyunları bozmaktır” dedi. “CHP ve MHP süreci tıkamaya çalışıyor” TBMM'nin tarihi bir gün yaşadığını vurgulayan Ergezen: “Burada insanların gerçek yüzleri ortaya çıktı. Samimi olanlar ve olmayanlar belli oldu. Demokratik Açılımın hedefleri belirlendi. Türkiye'nin en önemli sorunu terör sorunudur. Sorunları çözmekte cesur, kararlı ve azimli olmamız lazım. Türkiye'nin üniter yapısı bu süreçte tartışılmayacak. Resmi dil ve istiklal marşı ile ilk üç madde tartışılmayacak. MHP ve CHP olayı başka yöne götürmeye, hedefi şaşırtmaya ve bu projeyi başarısız kılmaya çalışıyor. Bunu başarmak için her türlü oyunlara başvuruyorlar. Bu sorun sadece Türkiye'nin değil, İran, Irak ve Suriye'nin de sorunudur. Bu sorun sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun değil, 72 milyonun sorunudur. Bunu başaracağımıza inanıyorum.” dedi. “Özal'ın öldürüldüğü halen tartışılıyor” Türkiye'nin, geçmişte önemli adımlar atarak bugünlere geldiğini aktaran Ergezen, Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğini vurguladı ve ekledi. “Menderesi hatırlayın. Demirel'in dönemi statükocu dönemdir. Özal'ı ve Erbakan'ı hatırlayın. Abdullah ve Tayip Bey'i hatırlayın ve değerlendirmeler yapın. Menderes önemli hizmetler yaptı. Demokrasinin önünü açtı ve ezanları aslına döndürdü. Özalp'ta Kürt kardeşlerimizi kurşuna dizen Muğlalı Paşayı da hapse mahkûm etti. Çok önemli şeyler yaptı Menderes. Nur içinde yatsın. Özal çok önemli şeyler yaptı. Öldü mü, öldürüldü mü? Halâ öldürüldüğü tartışılıyor.141 ve 142'yi kaldırdı. İnsanlar haksız yere komünist diye suçlanıyor, mahkemelere götürülüyor itilip kakılıyordu. 141 ve 142 kalktı Türkiye'ye komünizm de gelmedi ve komünist sayısında arışta olmadı. 163'ü de kaldırdı rahmetli Özal. Kitap okumak suç, bir araya gelmek suç, takke takmak suç olarak görülüyordu. DGM'lerde yargılanan insanların bir daha yargılanması için 163'ü kaldırdı. Kıyamet kopmadı. Şimdi kıyametleri koparanlar o zaman da kıyametleri koparmıştı. Türkiye bu işi komşularıyla birlikte çözmek için kolları sıvadı. Komşularını düşman değil dost edinerek ve bu anlayışla yola çıktı. Geçmişte bir olay olduğu zaman ya İran'a, ya Irak'a, yâda Yunanistan'a ihale etmek suretiyle ülke kamuoyunu kandırmaya, hedef şaşırtmacalara gidiliyordu. Ak Parti iktidara gelinceye kadar bunlar devam etti. Artık bu oyunlar bitti. Komşular düşman değil dost komşulardır.” MHP'yi Azerbaycan ile vurdu Hafızalarınızı yoklayın. Çok kısa bir süre önce Konya'da bir tatbikat oldu. İlk defa İsrail bu tatbikata alınmadı. İlk defa İsrail'e seninle değil, Müslüman kardeşimiz Suriye ile Anadolu tatbikatını yapacağız dediler. İsrail hop oturup hop kalktı ve bizimkiler aldırış etmeden Suriye ile işbirliği çerçevesinde sınırlar kalktı ve vizeler kaldırıldı. Kim yaptı bunu? Ak Parti iktidarı yaptı. Yakında Ürdün ve Azerbaycan ile vizeler kalkacak. Ermenistan ile kurduğumuz ilişkilerden rahatsız olan bazı vatandaşlarımız olabilir. Ermenistan Azerbaycan'ı işgal ettiği zaman MHP o zaman ki hükümetin gayri resmi ortağıydı. Sen Azerbaycan'a ‘kardeşim' diyeceksin, ‘tek millet, iki devlet' diyeceksin, onların topraklarını işgal edenlere buğday ve elektrik vereceksin, ben şeffaf olarak kamuoyunun gözleri önünde terörü önlemek için anlaşma yapacağım, sen kalkacaksın hedef şaşırtacaksın. Azerbaycan'a çadır vermeyen tek ülke Türkiye'ydi o gün. Ben orayı ziyaret ettiğimde Azerbaycanlı kadınlar, ‘Siz Türkler bize köme eylemediniz' dediler. Bütün dünya bize çadır verdi siz vermediğiniz halde Ermenistan'a buğday ve elektrik verdiniz' dediler. Sonra bizim parti kanalıyla 450 çadırı götürüp Azerbaycan'a yerleştirdim. Amerika'nın eli mahkûmudur. Türkiye'ye yardım etmek zorundadır. Düne kadar Amerika bize emirler yağdırıyordu. Şimdi ise biz Amerika'ya ‘istersen yardım etme' diyoruz. Türkiye bugün o noktaya gelmiştir. Bundan dolayı hükümetimizi kutluyoruz. Verdiğiniz oylar sevap hanenize yazılıyor. Bunlar boşa gitmiyor” diye konuştu. “İşkence bitti, yol aramaları da bitecek” AK parti'nin ülkedeki birçok engeli kaldırdığını anlatan Ergezen: “Olağan hali kim kaldırdı? Ak Parti. Ülkeyi bölmek için gelen çekiç gücü geri gönderen kimlerdir? Ak Parti. Abdullah Gül o gün başbakandı bende bakandım. Çekiç gücü onlar getirdi, biz gönderdik. Güneydoğu'da otonom bölge oluşturmuşlardı. Kanunlar ayrı, maaşlar ayrı, uygulamalar ayrı ve davranışlar ayrıydı. Türkiye bir bütün olarak oluşturan yine Ak Partidir. İşkenceden dolayı AHİM'e giden başvurulardan dolayı Türkiye paraları ödeyemez noktaya gelmişti. İşkenceye sıfır toleransı kim getirdi? Tabiî ki yine Ak Parti iktidarı. Bugün işkence Türkiye'nin gündeminden kalkmıştır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri bir cebellüt gibi olmuştu. İnsanlar bu ismi duydukları zaman tiksiniyorlardı. Kim kaldırdı? Yine AK Parti dönemimde oldu. Diyarbakır Cezaevini kim kapattı? Yine AK parti. Hiç bir tehdit ve dayatmacı güce aldırış etmeden bu projeyi hayata geçirdi. Siyasi partiler, seçim sürecinde kendi bölgelerinde kendi dil ve lehçeleriyle propaganda yapabilecektir. Bundan sonra 12–15–18 yaşındaki çocuklar teröre bulaşmış olsalar bile çocuk mahkemelerinde yargılanacaktır. Bunlar çok önemli yaralardır. Yollardaki aramalar azaltılacak, yaylalar tamamen serbest edilecek ve ayrıca işkenceye maruz kalanların başvurabileceği sivil bir birim oluşturulacaktır. Başbakanlıkta insan haklarını savunan bağımsız sivil bir örgüt kurulacaktır. AK Parti'nin, faili meçhullerin katillerini bulmak için gösterdiği çabayı sabah, öğlen, akşam alkışlasak azdır. Uğur Mumcu'yu öldürenler mutlaka bulunacak. Eşref Bitlisin uçağını düşürenler mutlaka bulunacaktır. Bunlar bizce biliniyor. Ama bunların Türk kamuoyu tarafından da bilinmesi lazım. Şimdiye kadar CHP'nin Dersim aleyhine konuştuğuna kimse şahit olmamıştır. Dersimi savunarak alevi kardeşlerimizin oyunu alan bir partiydi. Ama bunların gerçek yüzü iki gün önce meydana çıktı. Bu gerçekler de bir bir ortaya çıkacaktır. İnsanlar gerçek yüzlerini gizliyorlar. Artık bu iki yüzlülükten kurtulmaları lazım.” “Irkçılığı Allah yasaklamıştır” ‘Türk ve Kürt tarih boyunca hiçbir zaman ayrılmamıştır. Kürt ile Türk etle kemik gibidir' diyerek konuşmasını sürdüren Ergezen: “Ayırmaya kalkışanlar veya Kürt'ün varlığını inkâr etmeye kalkışanlar ülkeye de kendilerine zarar verirler. Türk ve Kürt kardeştir. Bunu veren Allah'tır. Buna zarar vermeye kalkışanlar ahiretlerine de dünyalarına da zarar vermiş olurlar. Kardeşlik lafla değil, inanmakla olur. Bu inancın ve imanın gereğidir. Bunun için ne Kürt'ü Türk yapmaya çalışsınlar, Kürt'ü Türk'ten ayırmaya kalkışsınlar. Irkları yaratan Allah'tır. Irkçılığı yasak edende Allah'tır. Allah'ın emrettiği kardeşliğe ihtiyacımız vardır. Doğunun insanının kaderi dağda mı yaşamak? Doğunun insanının kaderi cezaevlerinde mi olmak. Allahın yeryüzünde verdiği nimetlerden yararlanmak varken, neden Allah'ın emrettiği kardeşliği bozarak dünya ve ahiretimizi heba edelim. Biz bundan sonra bölgemizi ve Ortadoğu'yu dullar, sakatlar ve yetimler diyarı olmak değil, yüzleri gülen onurlu bir toplumun yaşadığı bir diyar yapacağız” şeklinde konuştu. Toplantı soru cevap şeklinde basına kapalı olarak devam etti. Basına kapalı olarak yürütülen toplantıda Ergezen'in, ‘Türkçe mecburidir ama Kürtçe, Lazca, Çerkezce de ihtiyaçtır” dediği öğrenildi. Bingol Kent Haber/Bingol Medya YORUM YAZIN
|
|