Bu savaşın bitmesi lazımGündeme dair değerlendirmelerde bulanan HDP Bingöl Milletvekili Özsoy, çözüm sürecinin devam etmesi gerektiğini vurguladı. Özsoy; Diplomasi alanında, basın alanında, yine halk ve ilişkiler, Sivil Toplum Örgütleriyle görüşerek bir şekilde bu rayından çıkmış gibi görünen süreci bir daha rayına oturtmaktan başka çaremiz yok. Bu savaşın bitmesi lazım![]() Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, kentte görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya gelerek, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Suruç'ta 32 kişinin hayatına mal olan patlama ve akabinde iki polisin şehit edilmesiyle çözüm sürecinde yaşanan olumsuzluğu değerlendiren Özsoy, “Bu Suruç olayından sonra bir anda film koptu gibi ve inanılmaz bir şiddet sarmalına sürüklendik. Her gün F-16'lar bombalamalar yapıyor, karşı taraf suikastlar yapıyor. Ortalık şuan için hepimizin içini acıtan bir durumda. Ama genel olarak biz, ‘umutsuzluğa, karamsarlığa yer yoktur' diyoruz. Çünkü tüm Türkiye'de savaş bayağı bir zamandır sürdürülebilir değil, bu savaşın bitmesi lazım. Barış süreçlerinde dönem dönem aksamalar olur, kırılmalar olur, dökülmeler olur, çatışmalar başlıyor, sonra müzakereler devam ediyor. Tabi ki bu çatışmaların hiç olmaması yâda minimize edilmesi, en alt seviyede olması için inanılmaz bir çaba sarf ediyoruz. HDP olarak hem genel merkez düzeyinde, hem yerelde bu barış söylemini bir daha canlandırmak ve müzakere masasını yeniden oluşturmak, tarafları oraya çekmek hususunda gerçekten elimizden geleni de, gelmeyeni de yapmaya çalışıyoruz. Diplomasi alanında, basın alanında, yine halk ve ilişkiler, Sivil Toplum Örgütleriyle görüşerek bir şekilde bu rayından çıkmış gibi görünen süreci bir daha rayına oturtmaktan başka çaremiz yok. Barış basit bir seçim yâda taktiksel bir söylem değil, bir stratejidir. Yaklaşık iki buçuk yıldır devam eden bir rahatlama süreci vardı burada. Bunu ciddi bir şekilde toplumda hissediyordu. Sanırım şuan bu çatışmalı durumun gösterdiği ilk önemli şey aslında barışın ne kadar değerli olduğu. Şuan insanlar hepsi gerçekten bir anda ‘biz ne kadar rahattık, her şey yolunda gidiyordu' diyor ama bir anda şoka girmiş durumdalar. Sadece halkımız değil siyasiler de bu işin şokuna girmiş durumda. Herkes bir şekilde çaba göstererek biz ne yapabiliriz, yeniden bu çatışmalı durumun önüne geçip müzakere sürecini başlatabiliriz demeli” dedi. “MEMLEKET SEÇİM UĞRUNA KAN GÖLÜNE ÇEVRİLDİ” Partisine yönelik hakarete varan durumlar ve itibarsızlaştırma politikasının yapıldığını ifade eden Özsoy, erken seçim uğruna memleketin kan gölüne çevrildiğini öne sürdü. Son dönemlerdeki gerilim ve çatışma durumlarını seçime bağladıklarını kaydeden Özsoy, şöyle devam etti: “Bu Türkiye'yi erken seçime sürüklemek ve erken seçime sürüklerken de kaos ve savaşın faturasını da HDP'ye çıkarmak isteyen Recep Tayip Erdoğan'ın projesidir. Bu konuda son derece netiz. Niye netiz? Recep Tayip Erdoğan'ın söylemlerine bakın! Ak Parti'de demiyorum, Davutoğlu da demiyorum. Davutoğlu'na kalsa bir hafta içerisinde koalisyon hükümetini kurar. Kılıçdaroğlu'na kalsa oda kurar.” “ERDOĞAN, KARARINI ANKETELERE GÖRE VERECEK” Koalisyon görüşmelerini ‘hiçbir geçerliliği olmayan' görüşmeler olarak değerlendiren Özsoy, “Hiç kimse koalisyon kurulamamasının faturasını ödemek istemediği için birbirine kibar davranıyor. Efendim çok verimli geçti, çok iyi geçti diyorlar. Hâlbuki üzerinde anlaştıkları hiçbir konu yok. Ama yarın öbür gün AKP diyecek ki ‘CHP işi yokuşa sürdü' , CHP diyecek ki ‘AKP işi yokuşa sürdü.' Hâlbuki ikisinin de karar verdiği bir durum değil. Recep Tayip Erdoğan önümüzdeki hafta bir anket yaptırıyor. Bu anket sonuçlarına göre ya erken seçim diyecek veyahut baktı durum kötü, oylar yükselmiyor bir daha onun faturasını ödememek için zorla da olsa en azından kısa dönemlik bir koalisyon seçeneğine gidecek.” “SAVAŞI ÇIKARAN ERDOĞAN'DIR” Son günlerde yaşananların faturasının HDP'ye kesilmek istendiğini kaydeden Özsoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi. HDP'nin itibarsızlaştırılarak önünün kesilmek istendiğini savunan Özsoy; “Bu şiddet, gerilim, kaos durumunun faturası HDP'ye çıkarmak isteniyor. Savaşı sanki çıkaran biziz, 32 kişiyi sanki Suruç'ta öldüren biziz. Bize fatura etmeye çalışıyorlar, biz kabul etmiyoruz. Bu savaşı çıkaran Recep Tayip Erdoğan'dır. Seçimden önce B ve C planlarımız var demişti. Kaos ve gerilim yaratıp millete aslında şunu diyor; ‘Ben yoksam yaşayacağınız budur' diyor. 8 Nisan'dan bu yana Abdullah Öcalan üzerinde tecrit var. İki yıl görüştünüz, her türlü görüşmeyi yaptınız. Hatta bazı iktidara yakın gazetelerde Abdullah Öcalan'a methiyeler diziliyordu. Allah sizden razı olsun. Bir görüşme yaptınız, bu kötü bir şey değil. Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş barış sürecinde emeği geçen bütün Ak Partililere teşekkür etti. Kötü bir şey yapmadınız, iyi bir şey yaptınız. Abdullah Öcalan'ı sevmeyebilirsiniz. Ama Türkiye'de Kürt siyaseti üzerinde sözü geçen, bütün hareket üzerinde sözü geçen tek insandır. Şuan artık kozları biraz açık oynamaya başladılar. Şuana kadar bunlar basınla paylaşılmıyordu. Nisan başında anlaşma şöyleydi; Bunlar devletin karar altına aldığı şeylerdir. Abdullah Öcalan'ın yanına bir devlet heyeti, bir gözlemci heyet ve bir HDP heyeti olacaktı. Bunlar ortak bir şekilde gidecekti Abdullah Öcalan'ın yanına, orada PKK'nin silah bırakma kongresi toplaması için Abdullah Öcalan çağrı yapacaktı. Bu son görüştü. HDP heyeti gitti, ne gözlemci heyet geldi, ne de devlet heyeti. Yani 10 yıldır PKK silah bıraksın diyorsunuz. Burada silahsızlanma çağrısı yapılacak, niye göndermiyorsun? Dolmabahçe mutabakatı yaptınız Allah sizden razı olsun. Dolmabahçe'de yapılmasının sebebi Davutoğlu'nun şu düşünceydi; “ ben o fotoğraf karesinde yer alamam ama Dolmabahçe'de yaparsanız herkes bilir ki ben bu işin arkasındayım.' Çünkü onun ofisi. Cumhurbaşkanının da rızası alınmış, Başbakanın da rızası var burada. Bu kadar önemli bir meselede Yalçın Akdoğan kendi başına karar almış değil. Barış sürecinin sekteye uğramasının sebebi, 2 puanlık oydur. Süreci, seçim sonuçlarına kurban ettiler” dedi. “BARIŞ TESİS ETMEK CİDDİ BİR İŞTİR” ‘Barış tesis etmek ciddi bir iştir, böyle oturup seçim siyasetiyle bu mevzuya bakarsak heba ederiz' diyen Özsoy, “Ama biz bir söz verdik. Ne kadar zor olursa olsun biz barış diyoruz. Bu barış süreci bazen kırılganda olsa nihayete erecek. Türklerin, Kürtlerin Ortadoğu'da barış yapmaktan başka bir şansları yok. Mecburen barış yapacaklar. Barışı istemeyen, göreceksiniz çözülüp gidecek. Bu memlekette barışı kim istemezse o çözülür. Bizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bizim barajı geçme dışında hiçbir suçumuz, günahımız yok. Meclise sadece 2 defa gitmişiz. Bu sıkıntılı durumu aşmak için halkın barış iradesini ortaya koyması lazım. Biz kimseye demiyoruz, gitsin devlete bağırsın, çağırsın. Barış istiyoruz. Desin. Bunu bizden isterken aynı şekilde AK Partili vekilden de istemesi lazım” diye konuştu. “SAVAŞ İSTEMİYORUZ” İki hafta öncesine kadar Suriye'de YPG saflarında çatışırken hayatını kaybeden Türkiye vatandaşlarının cenazelerinin ülkeye kabul edilmemesine sitem eden Özsoy, şunları söyledi: “20 yaşındaki çocuklar, bir tane tırın içerisine koymuşlar. Senin bir halkın ölüsüne saygı duymuyorsun. Dinde yeri yok, ahlakta yeri yok, siyasette yeri yok. Ailesi ver bir mezar taşı yapayım diyor. Toplumu geriyorlar. Bu rastgele bir şey değildir. Kürtleri bilinçli bir şekilde savaş alanına çekmek istiyorlar. Biz savaş istemiyoruz. Bizim barış sürecini bozmak için hiçbir sebebimiz yok çünkü bizim barışta çıkarımız var, biz barış istediğimiz için yüzde 13 oy aldık. Bir bakım bu gerilimden kim nemalanıyor. Biz AK Parti'nin de zarar gördüğünü düşünüyoruz. Ebediyete kadar bu savaşın sürdürülemez. 40 yıldır devam eden bu savaş, 40 yıl daha devam etse eninde sorunda müzakere masasına oturulacak. Dünyada hiçbir etnik sorun yoktur ki masa başında bitmemiş olsun. Oraya giden yolu kısaltmamız lazım. Mümkünse ölüm olmadan bu yapmamız lazım. Bu konuda herkesin barış sesini yükseltmesi lazım. İnşallah bir hafta, 10 gün içerisinde taraflar bir frene basarlar ve çatışmasızlık başlar.” YORUM YAZIN ![]()
|
|