Bingöl'de tesettür seferberliğiMustazaf-Der Bingöl Şubesi tarafından düzenlenen 'Tesettür Seferberliği' konulu seminerde tesettürün önündeki en büyük engelin 'zihinlerdeki yasak' olduğu vurgusu yapıldı.
Türkiye'de "Tesettür Seferliği" başlatan Mustazaflarla Dayanışma Derneği (Mustazaf-Der) bu kapsamda düzenlediği etkinliklerine Bingöl'le devam etti.
Bingöl Mustazaf-Der tarafından organize edilen seminere konuşmacı olarak bölge alimlerinden Molla Sahaf Korkutata ve Av. Nihat Buğrahan katıldı.
Tesettürün İslam inancının bir parçası, aynı zamanda bir farzı olduğunu ifade eden Korkutata, "Bu mücadele ta Adem ve Havva annemiz (a.s) döneminden başlayıp günümüze kadar devam ede gelmiştir. Hak ve batıl mücadelesi var oldukça bu konudaki şuurlu gayretler de hız kesmeden sürecektir. Dolayısıyla Müslümanların da böyle bir farzı kesinlikle bırakmamaları gerekir" dedi.
Kuran-ı Kerim'den ayetlerle örnek veren Korkutata, “Allah (cc) kendi kitabında örtünmenin farz olduğunu belirterek, bunun kendisinin, kesin emri olduğunu söylüyor. Bu nedenle bizler de buna iştirak edip bu farzı yerine getirmeliyiz. Örtünmek için insanların Kuran'a başvurmaları yeterlidir. Özellikle Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim'in iki ayeti olan Ahzap süresi ve Nur süresini dikkate almalı, bu ayetleri unutmamalıdır” şeklinde konuştu.
Başörtü ve tesettürle ilgili hukuki konularda bilgi vermek için mikrofona gelen Av. Nihat Buğrahan, ortada bir yasak olmamasına rağmen sanki bir yasak varmış gibi toplumun baskı altına alındığını belirterek, insanların kafasında oluşturduğu yasakçı zihniyetle şimdiye kadar başörtülülerin kamusal faaliyetlere katılmasına engel olunmaya çalışıldığını söyledi.
YORUM YOLUYLA YASAK OLUŞTURULAMAZ
Hukukta hürriyetlere getirilecek kısıtlamaların ve yasakların açık ve net bir ifadeyle belirtilmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Buğrahan, “Yorum yoluyla yasak oluşturulamaz. Başörtüsü ister inanç hürriyeti, ister kişilik bütünlüğü hakkı olarak düşünülsün sonuçta insani hak ve hürriyet kapsamındadır. Bu hak ve hürriyeti kısıtlamak veya yasaklamak hiç kimsenin hakkı olmadığı gibi direk yasak olduğunu belirtir hiçbir yasa ve yönetmelik te yoktur” dedi.
Buğrahan, "Şu an Kenan Evren'in anti demokratik döneminde çıkarılan (1981 Tarihli Kılık Kıyafet Yönetmeliği) yönetmelik üzerinden hürriyetleri kısıtlama ile ilgili yorumlamalar yapılarak başörtüsüne yasak gösterilmek istenmektedir” şeklinde konuştu.
“İslam'i toplumun kamuda kendisini hissettirmesine tahammül edemeyen zihniyet, hissedilecek İslam'ın, vicdanlarını ve kafalarını ahiret muhasebesine yönelteceği korkusu taşımaktadırlar” diyen Buğrahan, “Bu nedenle bulundukları alanlarda başörtüsünü İslami çağrışım yapmasından dolayı görmek istememektedirler. Tıpkı mezarlık kapısında ölümü hatırlatan ayeti görmek istemedikleri gibi…” şeklinde konuşmasını sürdürdü.
TESETTÜRLE İLGİLİ ZİHİNDEKİ YASAKLAR DIŞINDA YASAK YOKTUR
Tessettür ile ilgili olası problemlere karşı tavsiyelerde bulunan Buğrahan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Duyarlı Müslüman! Senin kızına ilköğretimde başörtülü okuduğu için senin zihnine yerleştirilen yasak dışında yasak yoktur. Bu zihnindeki yasağı kır. Bu saatten sonra Allah indinde ikrah savunması yapamazsın. Çünkü seni baş açtırmaya zorlayabilecek senin şartlandırılmış zihnin dışında başka bir neden kalmamıştır. Yeni eğitim ve öğretim yılının başından itibaren örtülü okumak isteyen kızının yanında okula git. Kızına güven ver onun yanında olduğunu hissettir. Okul yönetiminin diretmesi durumunda yasal prosedürü hatırlat. Keyfi davranışlarında sivil toplum kuruluşlarını çağır. Hiçbir mevzuatta okula almama gibi bir yaptırım yoktur. İlköğretimde İslam'a uygun giyinmeyen çocuk sonra edindiği alışkanlıkla uygunsuz giyimi normal karşılamaya başlayacaktır. Çocuğunuza baskı yapmayın ama örtünmeye başlamışsa sonuna kadar onunla olun. Şu an İlköğretimde eğitim zorunlu olup veli çocuğunu çıplak dahi gönderse okul yönetimi öğrenciyi almamazlık yapma yetkisine sahip değildir. İlköğretimde 5. sınıfa kadar disiplin cezası olmayıp sadece ilköğretim orta kısmında okula uyum sağlayamamak adı altında başka okula gönderme uygulamasından öte bir yaptırım bulunmamaktadır. Mevcut yasakçı sistemin, ilköğretimdeki çocuklarımızın Meryemi iffet ve İslam şiarıyla okumasını engellemek için sadece kafalarda oluşturduğu yasak dışında bir yasak yoktur. Bu kafalarda oluşturulan yasak da artık kırılmaya başlamıştır. Hz. Meryem'in eğitim almasını engellemek isteyen hahamlar nasıl Hz Meryem'in eğitimini engellemekte başarısız olmuşlarsa ve engelleyecek bir kural, kitaptan bir yasa bulamamışlarsa günümüzdeki takipçileri de aynı başarısızlığa mahkûmdurlar. Kızlarımızı, okumak istiyorsanız Allah'ın emrini çiğneyeceksiniz diyen günümüz haham bozuntularının insafına ve merhametine terk edemeyiz. Olmayan yasak Ecenur kızımızın simgeleşen direnişi ve sonrasında yüzlerce kızımızın direnişiyle kafalardan da silinmeye başlamıştır. Artık yüzlerce kızımızın direnişiyle yasakçı sistemi sahiplenenlerin tüm çırpınmalarına rağmen yasağın sadece zihinlerde olduğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
Av. Buğrahan, yasa ve yönetmeliklerden örnekler vererek konuşmasını sonlandırdı. YORUM YAZIN
|
|