Bingöl'de 'ortak akıl hareketiMemur-Sen, Hak-İş ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı "Yeni Anayasa ve Demokrasi Platformunu" oluşturdu. Bu kapsamda planlanan mitinglerin ilki "Aydınlık Yarınlar İçin Demokrasi ve Milli Egemenlik" adıyla Malatya da yapılacaktır.Düzenledikleri basın toplantısında çalışmalar hakkında bilgi veren Ortak Akıl Hareketi Bingöl Tertip Komitesi, platformun, ülkenin daha katılımcı, sivil ve özgürlükçü bir anayasaya sahip olması için ve ülke yönetiminde oluşturulmaya çalışılan "egemenlikte meşruiyet krizini" aşma yolunda "Ortak Akıl Hareketi Kampanyasını" uygulamaya koyduğunu belirtti. Projenin özünü "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" prensibini zedelemeden toplumsal hayatın her alanına hâkim kılmanın oluşturduğunu aktaran platform üyeleri, bu kapsamda, Türkiye'nin 7 farklı bölgesindeki merkezi illerde gerçekleştirmeyi planladıkları mitinglerin ilkinin "Aydınlık Yarınlar İçin Demokrasi ve Milli Egemenlik" adıyla 28 Haziran 2008 tarihinde Malatya da yapılacağını söylediler. Platform üyeleri, ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir', ‘Bu Memleket Bizim', ‘Bu Devlet Bizim', ‘Türkiye'nin Geleceği Kararmasın', ‘Türkiye Dünyadan Kopmasın', ‘Demokrasi Yoksa Millet De Yok', ‘Sosyal Devlet Yoksa Millet De Yok.' ‘Hukuk Yoksa Millet De Yok' ‘ Demokrasi İçin Sonuna kadar' sloganlarıyla eyleme geçen bu hareketin manifestosunu ise şöyle açıkladılar. “Türkiye; küçük hesapların, küçük hedeflerin, küçük ufukların ülkesi olmayacaktır. Kader bunu Türk milletine yasaklıyor. Şan, şeref, insanlık dersleri ile dolu bir tarihin gözü üzerimizdedir. O tarihi bizimle birlikte yazanların gözü üzerimizdedir. Ağır vebal altındayız. Bütün sorumluluk sahiplerine sesleniyoruz: Aklınızı başınıza alın! “Hâkimiyet, bila kaydü şart milletindir” denmişse, hâkimiyet bila kaydü şart milletindir. Bu kabul duruma göre değişmez, değiştirilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu prensip üzerine inşa edilmiştir. Ülke yönetiminde yetki kullanan herkes ve her anayasal kurum yetkisinin kaynağını bu meşruiyet prensibinden alır. Millet egemenliğinin yanında ya da üstünde egemenlik tanımı yapmak veya o yönde bir yetki tanımında bulunmak, devletin meşruiyet temellerine yapılmış apaçık bir saldırıdır. Bize göre bugün; Türkiye'nin sadece demokrasisi değil, Devlet aklı ve devletin varlık temelleri de büyük tehlikeyle karşı karşıyadır. İçinde bulunduğumuz ve siyaset zeminini destabilize etmeye dönük sürecin müsebbiplerine soruyoruz; Fazla değil, altı yıl öncesine kadar hükümet krizleri altında bunaldığımız dönemleri ne çabuk unuttuk? Buna bağlı olarak, Milletimizi bir gecede yarı yarıya fakirleştiren ekonomik krizleri ne çabuk unuttuk? “Yönetilmeyen ülke” aczi içinde irtifa kaybettiğimiz yılları ne çabuk unuttuk? Halkın hür iradesi ile tesis ettiği ve altı yıldır süregelen; bu ülkede yaşayan herkesin emniyet duygusunu günden güne pekiştiren istikrardan kim, niçin rahatsız oluyor? Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde büyümesinden zenginleşmesinden kim niçin rahatsız oluyor? Çeyrek asırdır görülmemiş bir şekilde, ülke insanlarının demokratik bir zeminde gerçekleştirdiği birlik ve bütünlük projesinden kim niçin rahatsız oluyor? Dünyanın birinci ligine çıkmanın eşiğindeki bir Türkiye kimleri, neden rahatsız ediyor?” ‘Bu sürecin müsebbiplerine sesleniyoruz' diyerek açıklamalarını sürdüren Platform üyeleri, şöyle devam ettiler. “Bilmelisiniz ki, yapılanları hukuki bulmuyoruz, adil bulmuyoruz, ahlaki bulmuyoruz, insani bulmuyoruz. Demokratik bulmuyoruz. Halkın kahır ekseriyetinin iradesiyle oluşmuş bir siyasi tabloyu meşru bulmayanlar ve onu bozmaya çalışanlar bir kere daha düşünmelidirler. Yaşanan sürecin sonunda Türkiye yeniden bir siyasi türbülansa girer ve bütün kazanımlarını bir çırpıda yitirirse; Halkımız yeniden, kronik bir fakirleşmenin kahredici pençesine düşerse; Türkiye bir kere daha dünyada izole olur, bir kere daha çağdaş dünyanın onlarca yıl gerisine savrulursa; Yeniden enflasyon patlar, işsizlik belası bir kere daha ailelerimizi vurursa, Türkiye'nin birlik bütünlüğü üzerinde yeni fay hatları derinleşir, yeniden kardeş kardeşin boğazına sarılırsa; Bütün bu kötülüklerin hesabını kim verecektir? “Geçmişte de böyle şeyler yaşandı. Halk olup biteni sineye çekti” diye düşünenler yanılıyorlar. Artık yeter! Bu sefer sineye çekmeyeceğiz! Bu sefer davamızın takipçisi olacağız. Bu sefer hesap soracağız. Bütün sorumluluk sahiplerine sesleniyoruz: Halkın iradesiyle ve halkın eliyle tarihe gömülmüş kirli ve kaotik bir siyaset tarzını yeniden bu ülkenin başına bela etmeyiniz. Bu millete güvenin, demokrasimize güvenin, milletin engin Devlet şuuruna güvenin. Bunlar bizim ortak değerlerimizdir. Değerler sistemimizin tahribi bu ülkenin başına gelebilecek en büyük kötülüktür” Açıklamanın sonuna, mitinge gidiş gelişlerin ücretsiz olup, katılımcılardan herhangi bir ücret talep edilmeyeceği notu da düşüldü. BingolOnline/Bingöl Kent Haber YORUM YAZIN
|
|