Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu, İsveç'te yaşanan elim olayı protesto etmek için Dörtyol Saat Kulesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Özgür-Der Bingöl Şubesi Başkanı Yusuf Boğatekin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Biz Kur'ân'ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” (İsra,17/82)
“Değerli halkımız, bu ayetten de anlıyoruz ki bilumum kâfir, fasık, facir ve zalimlerin Kur'an'a düşmanlığının ana sebebi, Kur'an'ın onların şeytani karanlıklarını nurlandırma çabasıdır. Ama onlar, bu karanlıklar içinde nice zulüm, haram, günah ve ahlaksızlığı işlerler. Kur'an, onları deşifre ettiği için, nefsi ve şehevi arzularına dayalı hayatlarını tehdit ettiği için onlar Kur'an-ı Kerimi sevmezler. Kur'an'a karşı hasutturlar, öfkelidirler. Kur'an'ın ilahi gücü ve cazibesi karşısında acizdirler ve kinini her çeşit kusmak isterler. Daha önce Salman Rüştü'nün yaptığı, sonrasında Danimarka ve Hollanda'da yapılan saygısızlıklar ve dünde alçakça bir cüretkârlıkla İsveç'te Kur'an'a yönelik yapılan çirkin saldırı aynı amaçladır.”
“Onlar Kur'an'ın nurunu söndürmek istiyorlar.”
“Onlar Kur'an'ın nurunu üflemekle, kızmakla, hakaret etmekle, saygısızlığı tırmandırmakla söndüremezler. Malumunuz adı bile anılmaya değmez bir alçak, insan müsveddesi bir ırkçı İsveç hükümetinin de desteğiyle Türkiye Büyük Elçiliği'nin önünde Kur'an-ı Kerim'i yakma girişiminde bulundu. Bu olay, kişisel bir hadsizlik ve ifade özgürlüğü olarak geçiştirilemez. Bu olay, Batı'nın İslam'a ve Kur'an-ı Kerim'e topyekûn düşmanlığının sadece somut bir örneğidir. Gerçekleşen olayı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Tabi bu gösteriye İsveç hükümetinin gerekli resmi izinleri vermiş olması da ayrıca büyük bir skandaldır. Böyle haddi aşan kelimelerle ifade edilemeyecek bir gösteri, bir eylem ve bir devlet suçu işleniyor ve buna da İsveç devleti müsaade ediyor. Biz de Kur'an-ı Kerim'i yakma girişiminde bulunan hadsize, İsveç hükümetine ve onlara çanak tutan tüm Batılı emperyalistlere sesleniyoruz:
Bu çabanız boşunadır. Hz. Âdem'den bu yana Allah'a ve dinine düşmanlık yapanlara dünyada bir rüsvaylık düştü, ahirette de azap onları kuşatacaktır. Siz de bu kötü sonuçtan kurtulamayacak ve kaçamayacaksınız.”
“De ki: “Ey Ehl-i kitap! Siz Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulamadıkça tuttuğunuz yol, yol değildir.” Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun azgınlığını ve inkârcılığını kuşkusuz arttıracaktır. Kâfirler topluluğu yüzünden üzülme!” (Maide: 68. Ayet)
“Kur'an-ı Kerim'in bu ayeti bizi iki sonuca götürür: Yüce kitabımız ve hayat rehberimiz iman edeni temizler, onun imanını artırır. Kâfiri küfrün bataklığına atar ve onun küfrünü, kinini artırır. Kur'an-ı Kerim, Allahu Teâla'nın insanlığa vahiy yoluyla gönderdiği kitabıdır. Kur'an; Allah'ın kelamı, muttakiler için hidayet rehberi, müjdeleyici, korkutucu, ve hayat düsturudur. Bu sebeple Kur'an bizim için değerli ve kutsaldır. Biz Kur'an'ı canımız, malımız ve aile efradımızdan daha aziz biliriz.”
“Kur'an'a düşmanlık edenler bilmeli ki onlar aslında Allah'a, Peygambere, meleklere ve tüm Müslümanlara düşmanlık etmektedir. Nefret ve kinlerinin sonucu olarak dünyada zelil olmuş ve İnşaallah diğer dünyada da zilletin en büyüğünü tadacaklardır. Bu saldırılar, basın ve medyasıyla, her türlü hile, entrika, oyun ve tuzaklarla Kur'an sevgisini gönüllerden atamayan zavallıların son çırpınışlarıdır… Kitabımıza, mukaddesatımıza, İslam dünyasına ve ümmete uzanan küfrün necis ellerini ve arkasındaki güç odaklarını iyi biliyoruz! Ey kutsallarımıza alçakça saldırıyı yapan zavallılar! Bilin ki, Kur'an'a, İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık kimseye fayda vermemiştir, size de fayda vermeyecektir. “Tebbet yeda ebileheb'in vetteb!” İlahi hükmünce sizlerin elleri hem bu dünyada kırılacak hem de Ahirette kuruyacaktır.”
“Allah'ın ve Müslümanların öfkesini çeken söz ve davranışlarınıza derhal son verin!
Kitabımıza uzanan necis ellerinizi hemen çekin. Böylesi zavallılara söylenecek en özlü söz elbette ki Allah'ın sözü olacaktır. Yüce Rabbimiz Saf Suresi'nde mealen şöyle buyurmaktadır:
Onlar/ kâfirler ve zalimler Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. O (Allah), müşrikler hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.
O halde en büyük tepki ve sahiplenme olarak seleflerimizin yaptığı gibi Kur'an'ı okuyacak, öğretecek, anlayacak, koruyacak ve hayatımızın her alanında ahkâmını hayata geçireceğiz!”