Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, TBMM'de Bingöl tarihi üzerine bir konuşma yaptı.
Meclis tutanaklarına geçen konuşmasında Baluken: “Bingöl'ün sorunlarıyla ilgili bu kürsüden sizlere defalarca hitap ettik. Bingöl'ün yoksulluğunu, hizmet yoksunluğunu, günlük yaşamın her alanını ilgilendiren sağlık, eğitim gibi sorunlarının yaşamı nasıl çekilmez bir hâle getirdiğini defalarca burada dile getirdik. Sorunlar aynı şekilde devam ediyor ancak ben bugün bu sorunlara girmeyeceğim, genelde Kürt halkına, özelde Bingöl halkına yönelik, toplumsal hafızamızı yok etmeye yönelik sistematik olarak uygulanan politikaların getirmiş olduğu sorunlardan bahsedeceğim” dedi.
Bingöl'ün en fazla travmanın yaşandığı illerden biri olduğunu vurgulayan Baluken: “Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar uygulanan inkâr, ret ve asimilasyon politikalarının en fazla travma yaşattığı, en fazla acı hadiselere yol açtığı coğrafyalardan biri de Bingöl ilimizdir, Bingöl ili coğrafyasıdır. Özellikle 1925 yılında bu politikalara karşı Şeyh Sait öncülüğünde başlayan başkaldırıyla beraber, devletin bu başkaldırıya zorla, askerî operasyonlarla, imha operasyonlarıyla yönelmesi sonucunda bugüne kadar tarifsiz, sayısız acılar yaşanmıştır. Özellikle, 1925 başkaldırısında, başkaldırının öncülüğünü yapan Şeyh Sait Efendi başta olmak üzere, Gökdere bölgesinden Şeyh Şerif Bey, Modan bölgesinden Fakih Hasan Bey, Zıkte bölgesinden Hacı Sadık Bey, Çan bölgesinden Şeyh Abdullah, Şeyh İbrahim Bey, Melekhan bölgesinden Şeyh Abdullah Bey, Musyan ile Yamaç bölgelerinden Molla Cemil Bey ve Ali Badan Bey, Karlıova bölgesinden Halid Bey, Az bölgesinden Süleyman Bey, Çapakçur bölgesinden Ali Arab Abdi Bey ile Yusuf Bey ve diğer arkadaşları istiklal mahkemelerinin aldığı hukuk dışı kararlarla darağaçlarında idama gönderilmiştir. Bu idamlar infaz edildikten sonra, bu halkımızın değerlerini temsil eden şahsiyetlerin mezar yerleri devlet tarafından bilinçli bir şekilde kaybedilmiştir” dedi.
“YAPILAN KATLİAMLAR ORTAYA ÇIKARILMALI”
Bingöl'ün köylerinde yapılan katliamlara değinen Baluken: “1925'ten bugüne kadar, idamın yaşandığı tarihten bugüne kadar Kürt halkı, Bingöl halkı kendi dedelerinin, atalarının mezar yerlerini istemektedir. Bizler, bugün, Bingöl halkının iradesini temsil eden milletvekilleri olarak bu Meclise vermiş olduğumuz önergelerle, bu yolda bir aşama kaydetmek istiyoruz, bu yönde çaba gösteriyoruz ancak vermiş olduğumuz önergelerin tamamına bu hafızayı yok edecek cevaplar geliyor. Başbakanlığa en son gönderdiğimiz dedelerimizin mezar yerlerini istediğimiz önergeye, İçişleri Bakanlığı aracılığıyla verilen cevapta, belgelerde böylesi mezar yerlerinin bulgularına rastlanmadığıyla ilgili bir cevap bize gelmiştir, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Özellikle, 1925 tarihinde Genç ve Solhan başta olmak üzere, Guev Köyü'nde yapılan katliam, Şemsan Köyü'nde, Seyfan Köyü'nde, Girnas Köyü'nde yapılan bütün katliamların açığa çıkarılması ve o dönem yaşanan bütün acılarla yüzleşilmesinin yolu, bu âlimlerimizin, dedelerimizin mezar yerlerinin tespitinden geçiyor. Biz, bunun, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar sistematik bir politika olduğunu, Dersim'den de Seyit Rıza'dan da biliyoruz. Tıpkı Şeyh Sait ve arkadaşları gibi, Seyit Rıza ve arkadaşlarının da mezar yerlerinin nerede olduğunu bilmiyoruz. Bugün milyonlarca insanın gönül verdiği, düşüncelerinden, risalelerinden faydalandığı Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının nerede olduğunu bilmiyoruz. Bu ülke tarihi açısından, bahsettiğim bu olayların tamamı bir utanç kaynağıdır. Bu utanç kaynağı, bu Meclisin üzerinde, bir an önce kaldırılması gereken önemli bir görev ve sorumluluk olarak durmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Ailelerinden koparılan Dersimli ve Bingöllü kızların, ailelerin akıbetlerini ortaya çıkarmak yine bu Meclis'in görevi”
Yapılan asimilasyon politikalarına da dikkat çeken Baluken: “Yine o tarihlerde, özellikle ve Bingöl ve Dersim bölgesinde bu asimilasyon politikalarının bir sonucu olarak zorla ailelerinden alınan kayıp kızların batı bölgesindeki ailelere zorla verilmesiyle ilgili, yine bu Meclis düzeyinde bilgi istemek üzere soru önergesi verdik; hâlâ, önergemize bir cevap almış değiliz. O tarihte kendi ailelerinden koparılan Dersimli ve Bingöllü kızların, ailelerin akıbetlerini ortaya çıkarmak, yine bu Meclisin önünde önemli bir toplumsal, sosyal ve siyasal görev olarak durmaktadır. Bugüne kadar yaptığımız çabalardan herhangi bir sonuç almayışımız, bu işin peşini bırakacağımız anlamına gelmiyor. Başta iktidar partisi olmak üzere, bütün Meclisi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.