Bingöl'ün, Serdar Atalay'ın keyfi uygulamalarına esir, şahsi tasarruflarına kurban edildiğini savunan Karasu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'a “müdahale edin” çağrısından bulundu.
“Bingöl talan ediliyor, Bingöl'ün her tarafı yağmalanıyor. 2B Yasası'ndan sonra talan daha da artacaktır” diyen Karasu: “Bu talan ve yağma anlayış ‘sobalı evlerden kaloriferli evlere, dar evlerden geniş evlere geçiyorsunuz, sayemizde ev sahibi oluyorsunuz' gibi cazip ve bir o kadar da istismara açık bir yöntemle yayılıyor. İnsanlarımız kendilerine kabul ettirilen projeleri olabilecek en iyi proje olarak görüyor. Bunun örneklerinden birisi de İnönü Mahallesindeki uygulamadır. Oradaki hak sahipleri haklarını koruyamıyor, daha iyisi olamaz mı? Sorusunu sormuyor. Sözleşmeyi imzalayan hak sahiplerinin çoğu neyi imzaladıklarını da bilmiyor. Kendilerine taahhüt edilen daire hangi adada, hangi kat olacak bilmiyor. Kent, Sayın Serdar Atalay'ın keyfi uygulamalarına esir, şahsi tasarruflarına kurban ediliyor. Şehrin sorunlarıyla uğraşacağına emlakçılık yapıyor. Bingöl ‘çöp eve' dönmüş, her taraf pislik içinde. Türkiye'nin en kirli şehridir, kendi ilçelerinin bile çok gerisindedir” dedi.
BAKAN YILMAZ'A SİTEM
Bingöl'ün kent dokusunun dejenere edildiğini, bunun en çarpıcı örneklerinden birinin de İnönü Mahallesi için düşünülen kentsel dönüşüm çalışması olduğunu aktaran Karasu, bu mahallenin konut alanı olarak düşünülmesinin cinayet olduğunu söyledi.
Karasu: “Bingöl'ü bitirmektir. Buna ortak olanlar cinayetin ortakları olacaktır. Sayın Cevdet Yılmaz müdahale etmelidir. Bu denli ciddi bir konuya duyarsız kalmasının gerekçesini anlayamıyoruz. Serdar Atalay'ı bu sevdadan vazgeçirmelidir, yetkisini ve gücünü kullanıp Şehircilik Bakanlığını devreye sokmalıdır. Aksi halde birinci dereceden sorumlu olacaktır. Öyle anlaşılıyor ki, Sayın Cevdet Yılmaz için Merkez Bankasının Ankara'dan İstanbul'a taşınması Bingöl'ün varlığından daha önemlidir. İnönü Mahallesi şehir merkezi olarak planlanmalıdır. Konut yapacağım, içinde alış-veriş merkezi de olacak anlayışı yanlıştır, sakattır. Çevre illere Malatya, Elazığ, Diyarbakır'a bakın, her ilde kaç tane şehir merkezi var? Bir de Bingöl'e bakın. Kurulduğu günden beri tek şehir merkezi olan bir il. Avuç içi kadar çarşı merkezinde insanlar yürüyemiyor, trafik büyük bir sorun. Kiralar almış başını gidiyor. Sayın Serdar Atalay bu sorunların tamamını yeni şehir merkezlerini projelendirerek ortadan kaldırma imkânına sahip iken bunu yapmayı tercih etmiyor, en verimli yerleri bina dikerek öldürmeye çalışıyor. Sayın Serdar Atalay'ın bu ‘ev' merakı nerden geliyor anlamış değiliz” diye konuştu.
“ATALAY, KENTLEŞMEYİ BİRİLERİNE RANT SAĞLAMA OLARAK ALGILIYOR”
50 yıl sonrasının düşünülmediğini, imar planları ve kentleşme çalışmalarının rant mantığıyla sürdürüldüğünü öne süren Karasu, yeşil alanlar üzerindeki tahribat, şehirleşmeden sadece bina sayısının çokluğunun anlaşılması ve kentleşmenin insanlara rant sağlama olarak düşünülmesinin Bingöl'ün şehir kimliğini kazanmasını engellediğini vurguladı.
Belediye Başkanı Atalay'ın kenti tahrip ettiğini savunan Karasu: “Atalay, kentleşmeyi birilerine rant sağlama olarak algılıyor. Rant sağlayan insanların şehre katkı sunmaların sağlayamıyor. En önemlisi de modern kent dinamiklerini ve bileşenlerini oluşturamıyor. Çok basit bir örnek verelim. Tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasına karşıyız. Bunu daha önce dile getirdik. Ama bildiğini okuyor ve bu uygulama kimi Bingöllülerin hoşuna gidiyor. Bunun değerlendirmesini gelecek kuşaklar yapar. Ama Serdar Atalay'ın şehir yönetimiyle ilgisinin olmadığını Kültür Mahallesindeki uygulama vizyonu ortaya koyuyor. Niye mi? Çevre Yoluna kadar tarım arazilerini imara açmayı düşüneceksin, Kültür Mahallesini yapılaşmaya açacaksın, yolların genişliği aynı olacak. Çok yazık. Şu an Kültür Mahallesinin ana caddelerinin genişliği Bingöl Belediyesinin yönetim ufkunun ölçüsüdür. İki araba yan yana geçemiyor. Bu çağda, bu kadar dar yollar yönetmeyi becerememenin vesikasıdır!” şeklinde konuştu.