Bingöl'ün, 2 ana aktif fay hattı olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ve Doğu Anadolu Fay (DAF) hatlarının kesişim noktasında yer aldığı belirtilen açıklamada, “Bingöl'de iki ana fay hattı dışında onlarca yerel aktif fay hattı mevcuttur. Bu fay hatlarının, uzmanların yaptığı araştırmalar ve yakın geçmişte yaşanan 1971 ve 2003 Bingöl depremlerine dayanarak büyük ve yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip oldukları açıktır. Naci Görür gibi alanında uzman kişiler, Doğu Anadolu Fay ( DAF) hattında yaşanan Pazarcık ve Elbistan merkezli büyük depremlerden sonra Bingöl'e doğru muhtemel enerji transferinin bulduğunu ve acil önlem alınması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Pazarcık ve Elbistan depremleri, önlem alınmaması durumunda nasıl bir facianın ve ne kadar büyük kayıpların yaşanabileceği hakkında çok acı bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Yaşanan büyük depremlerden sonra Bingöl'de yapılan ilk incelemelerde onlarca ağır hasarlı bina tespit edilmiştir. Bölgemizin deprem gerçeği mevcut durumda insanımızın en acil ve en hayati sorunu olup yetkililerin konuya köklü çözümler üretmesi gerekmektedir” denildi.
AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ NE DEMEK?
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Deprem, yangın, sel, çığ, heyelan gibi doğal afetler sonucu çeşitli bölgelerde yaşam büyük ölçüde olumsuz etkileniyor. Bu doğal afetlerin etkilerini en aza indirmek ve bölgedekilere destek olmak için hasar alan yerler afet bölgesi ilan ediliyor. Bu kapsamda afet bölgesi içerisinde bulunanlar çeşitli desteklerden faydalanabiliyorlar.
AFET BÖLGELERİ İLAN EDİLEN YERLERİN HAKLARI
Bütün sağlık hizmetleri, o bölgedeki herkese ücretsiz verilir. Devlet hastanelerinin yanı sıra, askeri hastanelerde ve özel hastanelerde bulunan hastalara da ücretsiz bakılır.
Bölgedeki ordu birlikleri, kendilerinden istenecek yardımları yapmakla zorunlu tutulur.
Yapılardaki hasarı tespit etmek için gerekirse bütün illerden teknik heyetler görevlendirilir. Bunun için ilgili bakanlıklar, hükümet tarafından bölgede görevlendirilir.
Bölgedeki yurttaşlar, devletin ilgili birimleri tarafından bilgilendirilir ve bilinçlendirilir.
Kamu personellerine düzenli bir şekilde yolluk, harcırah, avans ödenir.
Bölgedeki her bir ailenin ve her bir bireyin psikolojik ve sosyolojik tedavisi için sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar görevlendirilir.
Tüm maddi kayıplar devlet tarafından ödenir. Binaların yıktırılması ya da boşaltılması gereken hallerde bu durum mal sahibine bildirilir. (Mal sahibinin bu karara üç gün içinde itiraz etme hakkı bulunabilir.)
Bütün binalar ve yapılar için ayrı ayrı hasar tespit raporu düzenlenir. Hazırlanan hasar tespit raporlarına 30 günlük itiraz hakkı bulunur. Hasar görmüş binaların tamiri yapılıncaya kadar içine girilmesine izin verilmez. Evleri yıkılmış veya zarar görmüş yurttaşlara yeni ev tahsis edilir. Esnaflar için bütün bankalarda faizsiz kredi imkânı sağlanır.
Bütün şirketlerin, esnafların veya kişilerin devlet birimlerine ve bankalara olan borçları silinir veya borç süresi uzatılır. Bir yıl içinde tamir ettirilmeyen binalar yıkılır. Afet bölgelerinde fen kurullarınca tehlikeli görülen yerler yapı ve ikamet için yasaklanır. İmar planının değiştirilmesi gereken yerlerde, planlar 5 ay içinde yaptırılır. İzin verilen geçici baraka inşaatının 1 yıl içinde yıkılması zorunlu olur. Afetzedelerin taşınmasını gerektirecek durumlarda, bütün giderler bakanlık tarafından karşılanır.
Eğitimi aksayan öğrencilere ek sınav imkânı sağlanır ve merkezi sınavlarda (YKS, ALES gibi) öğrencilere ek puan verilir.
Bingöl'ün doğal afetler (Yangın, Çığ, Heyelan, Sel, Deprem) nedeniyle hassas bir bölge olmasından dolayı etkili önlemler alınması için acil olarak Afet Bölgesi ilan edilerek, bu haklardan yararlanılmasını istiyoruz. Paydaş kurum ve meslek odalarına çağrıda bulunuyoruz gerçekçi bir deprem eylem planı oluşturarak hayata geçirilmesi büyük bir zorunluluktur. Her yıl ilimizde meydana gelen orman yangınlarını önleme konusunda ve yine kuzey ilçelerimizde yaşanan heyelan , çığ felaketlerini önlemek açısından da afet bölgesi ilan edilmesinin ne derece önemli olduğunu belirtmek istiyoruz.
Gerekli önlemler alınması durumunda yaşanacak depremlerin en az zararla atılabileceğini inanıyor ve insanımıza karşı sorumluluk duygusu ile hareket ederek yetkili kurumların gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.”