Konuyla ilgili dernekten yapılan yazılı basın açıklamasında: “Söz konusu bildiri Yemen'e Müdahaleyi ‘Yabancı Müdahale' olarak değerlendirirken, İran'ın Suriye ve Irak'taki varlığına ne olarak baktığını merak ediyoruz. Ayrıca bildiride Husi darbesini gözden kaçırma çabaları da açık bir tutarsızlıktır. Oysa biliyoruz ki Arap Baharı sürecinde 30 yıldır iktidarda olan Ali Abdullah Salih'in değişimiyle beraber bir geçiş süreci yaşanmaktaydı. Bu süreçte Yemen'de en güçlü muhalif parti olan İhvan hareketinin başını çektiği Islah Partisi giderek etkinliğini artırmaktaydı. Husi darbesi de bu ortamda gerçekleşti. Husiler Sana'yı ele geçirdiğinde ABD konsolosluğuna dokunmazken Islah Partisinin tüm bürolarını yakıp yıkmış, yöneticilerini de tutsak etmişti. Gelin görün ki birilerinin ‘İslam Devrimi' dediği Husi darbesi, ABD'ye dokunmazken ülkenin İslamcı partisinin bürolarını yakıp yıkmaktaydı. O dönem Arap Baharının en etkin hareketi olan İhvan ve onun çizgisi, Suudi krallarını da epey endişeye sevk ettiğini ve Yemen'de İhvanın tasfiyesi için Husilerin kral Abdullah'la işbirliği yaptığını biliyoruz. Söz konusu bildiri ümmetin selameti düşünülmüş bir kılıfta sunulurken, İran'ın bölgesel çıkarlarını gözeterek kaleme alındığı açıktır. Bildiride öne çıkan anti Amerikancı söylemde bir o kadar tutarsız ve ilkesiz bir söylemdir. Bugün biliyoruz ki İran, ABD'nin hava desteği ile Irak'ta operasyonlar yapmakta. Afganistan ve Irak'ın işgali ile ortaya çıkan ABD ve İran müttefikliği artık herkesin malumudur. Biz Bilgi ve Düşünce Derneği olarak Yemen'e yönelik Suud'un başını çektiği müdahalenin temelde Yemen halkının maslahatını değil, statükoyu koruma telaşını yansıttığının altını çizerken, bu müdahalenin zeminini hazırlayan ve sadece Yemen'le de sınırlı kalmayıp tüm bölgeyi tehdit eden İran yayılmacılığını görmezden gelen her yaklaşımda sorunlu buluyor, tüm İslam dünyasında olduğu gibi Yemen'de de halkın iradesini bastırmaya dönük tüm müdahaleleri reddediyoruz” denildi.