BDP İl Başkanı Yurtsever, dün saat 13.00'da parti binasında basın açıklaması düzenledi. Gerçekleşen basın açıklamasında Yurtsever, referandumu boykot edeceklerini açıkladı.
Barış ve Demokrasi Partisi'nin iki hedefinin olduğunu söyleyen Yurtsever, “BDP'nin geçmişten günümüze gelen bir netliği vardır. Bu netlik, 12 Eylül Anayasası'nın komple değiştirilmesidir. Şuanda hâlihazırda sistem ve iktidar partisi, yamalı bohça haline getirdiği 12 Eylül Anayasası'nın değiştirdiği birkaç maddeye halka diyor ki buna evet deyin. İkinci cephe ise CHP ve MHP'nin cephesidir. Bunların cephesi de diyor ki, aman karışmayın 12 Eylül Anayasası aynı kalsın. Ama biz ne CHP ve MHP'nin dediği şekilde ne 12 Eylül Anayasası'na ‘hayır' diyeceğiz, neden AKP'nin dediği gibi ‘evet' diyeceğiz. Biz üçüncü bir cepheyiz. Biz diyoruz ki, 12 Eylül Anayasası'nın içerisinde Kürtler olmadığı gibi, Aleviler olmadığı gibi, azınlıklar, diğer halklar olmadığı gibi, benim kültürümün, inancımın, kimliğimin, dilimin içinde olmadığı bir anayasa bizim anayasamız değildir. Bu anlamda bu anayasa bizi kapsamıyor. Bu anayasa bizi kapsamadığı için diyoruz ki, 1921 Anayasası'nın ruhu günümüze uyarlanarak, günümüz şartlarında kapsayıcı bir anayasa olarak, bütün halkları, bütün kültürleri, bütün dilleri, bütün inançları kapsayabilecek şekilde demokratik bir anayasanın çıkarılmasıdır” dedi.
“Bingöl halkı gururlu bir halktır. Başı dik bir halktır. Nasıl ki 12 Eylül Anayasası'na yüzde 76 gibi büyük bir çoğunlukla ret oyu verdiyse, inanıyorum ki 12 Eylül günü sandığa gitmeyecek, 12 Eylül Anayasası'nı o gün toprağa gömdüğü gibi bu referandumda da sandığa gitmeyerek ret edecektir” diyen Yurtsever, Türkiye'nin çağdaş ve medeni bir ülke olma çabasında olduğunu ifade ederek, “Çağdaş ve medeni bir ülkede çağdaş ve medeni bir anayasanın da hazırlanması gerekir. Böyle bir anayasa hazırlandığı zamanda bütün sivil toplum örgütlerine, bütün siyasi partilere ve halka gidilerek ortak bir anayasanın hazırlanması amacındayız. Bizin bütün hedefimiz budur. 12 Eylül Anayasasıyla milyonlarca insanımız zarar görmüştür. 12 Eylül darbesiyle bu coğrafyada 3.5 milyon insanımız göç ettirilmiştir. 3 bin köy boşaltılmış, yakılmıştır. 10 binlerce insan gözaltına alınmış, 60 bin insan bu coğrafyada bedellerini vermiştir. Kimisi toprağa verilmiş, kimisi zındana atılmış, kimisi sürgün edilmiştir. Bu kadar bedelden sonra tekrar bu anayasada ısrar etmek, çağdaşlık, medenilik değildir” şeklinde konuştu.