Baykal basın kulübü'nde konuştuKimmiş darbeyi yapacakCHP Lideri Deniz Baykal, Erdoğan Aktaş yönetimindeki Basın Kulübü'nde Murat Yetkin, Fikret Bila, Cüneyt Arcayürek ve İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı. Başbakan'ın kişisel bir sorunu olduğundan hiç kuşkum yok. Daha böyle bir konu yokken belli çevrelerle hesaplaşmak için bir arayış ortaya koymuştur. Danıştay cinayetinin ertesi günü derin bir komplo olduğunu ve bunun içinde benim de olduğumu öne sürmüştü. Başbakan Yardımcısı "Sürprizlere açık olun" demişti. Danıştay kararlarına karşı çıkan birinin, tepkisini ortaya koyan birinin ceza vermesi olarak düşünemiyordu. Bu işle hiç ilgisi olmayan kişilerin böyle bir tertipi hazırladığı inancı içindeydi. Bu bağlantıyı hala savunduğunu söylemektedir. Başbakan bir komplo arayışı peşinde. Muhalefetin de bunun bir parçası olduğunu düşünüyordu. Konu yargıya intikal etti. AKP yanlısı medya da böyle yayın yaptı. Cinayeti işlediği ortaya çıkan kişinin babası "Çocuğun şerefiyle oynamayın, ayıptır" diye tepkisikini koymuştur. Hala bu cinayeti, "Generallerin işlediğini, Balbay'ın işlediğini, Aygün'ün işlediğinin kanıtlayabilir miyiz?"in peşinde. Bu konularda sadece onun değil kabinenin pek çok isminden benzer açıklamalar ortaya çıktı. Türkiye'de daima çeteleşmeler olmuştur. Çeşitli amaçlarla kendilerine misyon edinen yığınla insan var. Onlar ayrı. Devlet bunları izler, gerekirse yakalar, hesabını sorar. Ama burdan saygıdeğer insanlara hesap soracaksınız. Bu ayıp. Hepimiz biliyoruz, bir medya oluşumu gerçekleştirildi. Bu medya, sistematik biçimde belli bir yönlendirme yaptığını biliyoruz. Bir süredir, 1 Temmuz'a gelmeden "Derhal harekete geç" dediler Başbakan'a. Öyle anlaşılıyor ki bu tartışma Başbakanın karar noktasında netleşti. Bu operasyonu kim başlattı? savcılar mı? Arka planını görmezden görmek mümkün mü? Hiçbir dava siyasetle bu kadar içli dışlı olmamıştır. Bu hesaplaşma kapatma davasına misilleme oalarak hazırlanmıştır. Bunu görmemek mümkün mü? "KİMMİŞ DARBEYİ YAPACAK?" Darbe mi var? Nereden çıktı? Toplumu bu fikre hazırlıyorlar. Sanki darbe tehlikesi var. Kimmiş darbeyi yapacak? Emekli komutanlar. Niye görevdeyken yapmadılar? Neye dayandırdılar? Emekli komutanın günlüklerine. Siz onu çağırıp sordunuz mu? Bu operasyonun hedefini, bu operasyonları sahiplenen medyada açıkça görüyoruz. Hiçbir dava belli çevrelerin desteğiyle yürümemiştir. Diyorlar ki "İlhan Selçuk'un kapısı çalınacak" Bu gözaltına alınmadan önce söylendi. Bu sistematik bir olay, bir gazetecilik başarısı değil. Bu birlikte götürülüyor. Bu siyasi oalyın arkasında Başbakan'ın bulunduğu görülüyor. Bu tahkikat yollarında beraber yürüdüler. Kiminle? AKP'nin yandaş kadrosuyla. Bilmem kime doğru genişlenecek dendi, onlara doğru genişledi. Başbakan savcı gibi davranıyor. "Başka kapıya" diyorlar. Muhalefet milletin temsilcisidir. Milletin başına gelecek her şeyin savunucusu elbette siyasetçilerdir. Kuddusi Okkır'ı izlerken üzüzlmüyor musunuz. bunun elbette bir avukatıyız. Ben zaten halkın avukatı olduğumu iftiharla söylerim. Şimdi Mustafa Balbay için hukuk ihlal edilmedi mi? Ne olacak? Van'daki rektöre ne olduysa ona da o olacak? Adli bir olay mı bu? Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin. Burda da aynı olay. Bir ülkede başbakan davaları savcısıysa ben de o davaların avukatıyım. Bu insanların tümü AKP'ye karşı, bu iktidarın laik cumhuriyete karşı olduğunu söylüyor. Milyonlarca insan bunları yapın diye oy vermedi. İşsizliği çözün diye oy verdi. HİLMİ ÖZKÖK'ÜN ÇAĞRISI Türkiye bu noktada ülkenin sorununu doğru tarif edecek, yargıya müdahaleye izin vermeyecek ve topluma güven verecek bir cumhurbaşkanı yok. Sorun da bu. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında hükümetin uzantısı omaması gerektiğini söylemiştik. Ama o zaman binbir demogojiyle buna karşı çıkıldı. Abdullah Bey benim sevdiğim bir insan ama onunla olmaz! Özkok de bir yönlendirme olsa, akil adamlar bir araya gelse diye iyi niyetli bir telkin yapmıştır. AKP'YE KAPATMA DAVASI Kimse telaş etmesin. O acıları yaşayan insanlar bir süre sonra boşuna yaşadıklarını bu acıları görecek. Bırakın biraz daha yaşasınlar. Türkiye buradan çıkar. Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla yeni bir Türkiye çıkacak. Dava reddedilirse AKP ferahlayacak. Davayla hesaplaşma ihtiyacı ortadan kalkacak. Türkiye siyasetinin iç gerilimi ferahlayacak. Bugüne kadarki uygulamalarından ders alacaklar. Savunma öyle söylemiyor ama buradan bir umut bulmaya çalışıyorum. Biz bu Türkiye'nin bu sürece gelişini önlemek için çok yoğun çaba harcadık. 5 yıl sözümüzü dinlediler. Sonra bu yola girdiler. Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olursa olsun gerekli katkımızı yaparız. Dava kabul edlirse taze bir başlangıç yapması halinde yararlı bile olabilecektir. CHP olarak katkı da sunarız. Demokrasi işlemelidir, laik demokratik cumhuriyet korunmalıdır. İstanbul'daki dava bu davadan birebir etkileniyor. Kapatma olursa da olmazsa da İstanbul'daki dava etkilenir. SEÇİM OLASILIĞI Varsayıma dayalı olarak siyasi değerlendirme yapmak doğru değil ama hangi kara halinde seçim olur? meselesi önemli. Kararla Meclis çoğunluğu değişmeyecek. AKP'nin parlamento çoğunluğu nasıl bir siyasi yapılanma içinde olacağı gündeme gelecektir. Ülkenin bu noktaya gelmesinin sorumlusu AKP üst yönetimidir. Bu noktaya girmemesi için çok uğraştık. AKP'nin üst yönetimi değişse de çatışma yaşayacaksak, bu doğru değil. Yeni seçim tartışmasını gündeme getiren Başbakan'ın kişisel konumu. Dokunulmazlık zırhının kalktığı takdirde Başbakan'ın bununla yaşama zorluğu var. Parlamento çoğunluğunda değişim olmayacağına göre Başbakan'ın ihtiyacı doğrultusunda seçim gündeme gelecektir. Dokunulmazlık zırhına ihtiyacı var Başbakan'ın. Seçim ihtiyacı da oradan geliyor. Başbakan'ın bir sürü dava dosyası var. "SENİN KAFANDA HANGİ İSLAMİYET VAR?" Türkiye'de müslümanlar dini bakımdan baskı altındaysa, kaç yıldır iktidardasın. Nereden kaynaklanıyor bu? Anayasa'daki laiklik tanımından dolayı söylüyorsan orada ciddi bir sıkıntı var. Herkes dinini istediği gibi yaşıyor. Bir sıkıntı yok, hetrkes hayatından memnun. Ama Dışişleri Bakanı "Türkiye'deki müslümanlar baskı altında" derse senin kafanda hangi İslamiyet var? AKP kadrolarının zihninde bundan sonra da "Din camiye hapsedilemez" derse...yahu oynamayın bununla. Batı yüzyıl bunun sıkıntısını yaşadı. Atatürk bu sıkıntıları yaşamadan bu ayrımı yaptı. ÖNDER SAV'IN SÖZLERİ Bu konularda bizim anlayışımız net. Herkesin inancına derin bir saygı duyuyorum. Herkesin inancını özgürce yaşamasını savunuyorum. Kimsenin başkasının kutsalına, inancına saygısızlık yapmaya, hakaret etmeye hakkı yok. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Anayasa değişikliğinin altında yargıyı kontrol altına alma çabası var. Bu çok açık ve net. Hakimliğe seçilecek öğrencinin seçimi noktasından başlamak üzere. Yargıtay koridorlarında seçilecek hakim listeleri...En vahim olan bu. Maalesef bunlarla uğraşıyoruz. Bu konuda pek çok siyasal girişim yapıldı. Cemaatleşme, kadrolaşma ile başladı. Daha sonra bunun bir otoportresinin olduğu ortaya çıktı. Bugün kritik noktalarda bu kadrolaşmanın olduğu çok açık. Ergenekon diye bir örgütlenme gündeme getiriliyor. Ondan daha önemli, devlet içine yerleşmiş kadrolar var. Medyaya yerleşti, yargıya yerleşti. Fotoğraf bu. Üzüntüyle izliyoruz. YORUM YAZIN
|
|