Başbakan için Bingöl önemli bir yere sahiptir. Bingöllü her dönemde kendisine gerekli desteği sağladığı için gönül rahatlığı ile bir etkileşim kurulabiliyor. Aslına bakılırsa Bingöl halkı karizmatik kişiliği ve liderlik vasfını beğenerek yerinin doldurulamayacağı bir başbakan olarak görüyor. Bu kadar özellikli bir başbakanın Bingöl'de bu denli sevilmesi tarihte görülmemiştir.
Başbakan ilçelerden başlıyor konuşmasına, alfabetik sıraya göre sayıyor ve arkasından alkış tufanı kopuyor. Meydandakiler çok sevdikleri ve empati duydukları başbakan ile çok kolay etkileşim kurabilmenin verdiği cesaret ve güçle meydan adeta mahşer günü gibi dolup taşıyor.
Muhtemelen kırk bin kişiden oluşan kalabalığın gösterdikleri tezahürat adeta Bingöl'de tarihi bir günün yaşanmasına neden oluyor. Doğrusu bu kadar insanın sevgisini kazanmak bence bir ayrıcalıktır, insan olarak etkilenmemek mümkün değildir.
Başbakan sekizinci defadır “başbakan” sıfatıyla Bingöl'e geldiğini söylüyor. “Ücra demedik, işimiz var demedik geldik “çünkü Bingöllü seviyoruz diyor. Zaten mahşeri kalabalık kendisinin de ne kadar sevildiğini açıkça gösteriyor.
Sabah saat dokuzdan itibaren meydanı doldurmaya çalışan halk, yaklaşık olarak altı saat boyunca başbakanı kızgın güneşin altında beklemeye başlıyor. Aslında başbakana olan sevgilerini gizleyemiyorlar. Anlaşılan Bingöl halkı ile başbakan arasında bir illiyet bağının olduğunu ve bunun çok eskilerden geldiğini gösteriyor.
Başbakan Bingöl'den mutlu bir şekilde ayrılıyor. Umarım 12 Haziran'da çok sevdiği Bingöl halkı kendisine en iyi ve dostane yaklaşımını sandıkta gösterecektir.
Bayram Keskin-Haber analiz