Baluken'den atalay için iddialı sözlerBDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili Baluken ile Bingöl belediye Başkanı Atalay arasındaki söz düellosu giderek kızışıyor. Atalayın açıklamalarına aynı sertlikle yanıt veren Baluken, bu kez iddialı sözler sarf etti. İşte Balukenin o iddiaları ve eleştirileri![]() Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili Dr. İdris Baluken ile Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay arasında son günlerde yaşanan sözlü düelloda “Kendine güveniyorsan BDP'nin belediye başkan adayı ol” diyen Atalay'a Baluken'in yanıtı net oldu. Atalay'a cevap vermek istemediğini ancak kamuoyunu bilgilendirmenin kaçınılmaz olduğunu belirten Baluken, Atalay'ın seçim düellosu çağrısına “Bundan sonra da partimiz, halkımız için hangi görevi yerine getirmenin faydalı olacağı ile ilgili herhangi bir görev tanımı yapılırsa, o görevi layıkıyla yerine getirme gayreti içerisinde olacağımızı belirtiriz. Bir partinin Eş Genel Başkanlarından sonra en üst görev ve sorumluluğun olduğu Grup Başkanvekilliğini siyasi mücadele için belediye başkanlığına aday olmaya davet etmenin siyasi derinliğini de tartışmak gerekir. Bingöl Belediye Başkanının bugüne kadar yaptığı çalışmalarla ve üslubundaki düzeyle bırakın AKP Grup Başkanvekilliğine yükselmesini, AKP'den tekrar belediye başkanlığı için aday olabileceğine de ihtimal vermiyoruz” sözleriyle karşılık verdi. BAŞARISIZLIĞINI SİYASİ POLİMİKLERLE MASKELEMEYE ÇALIŞIYOR Kendisi ve BDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir hakkındaki iddiaları yanıtlarken Bingöl belediye Başkanı Atalay'ı başarısızlıkla suçlayan Baluken: “Öncelikle belediye başkanı olarak başarısızlığı tüm Bingöl halkı tarafından bilinen, kendi alanındaki başarısızlıklarını siyasi polemikler üzerinden maskelemesi ile tanınan bir kişiliğe inisiyatifimiz dışında böyle bir fırsat verdiğimiz için kullandığı üslup ve düzey ile Bingöl halkının gündemini meşgul ettiğimiz için tüm Bingöl kamuoyundan ve halkından özür dileriz” dedi. MAL VARLIĞINI AÇIKLIP BAŞBAKAN ERDOĞAN'I İŞARET ETTİ “13 yıllık hekimlik dönemim boyunca Bingöl kamuoyunun da yakından bildiği gibi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Asistanlığı ve Uzmanlığı görevini yerine getirdim.” Diyen Baluken: “13 yıllık hekimlik mesleğim boyunca Bingöl hasta-hekim ilişkisini maddi hiçbir temele dayandırmadığımı tüm Bingöl halkı ve özellikle tedavisini gerçekleştirdiğim hasta ve hasta yakınları net bir şekilde bilmektedir. Eşim ve çocuklarım dahil olmak üzere aileme ait mal varlığını milletvekilliği çalışmalarına başlamadan önce TBMM kayıtlarına geçmek suretiyle kamuoyuna ibraz ettim. Bu mal varlığım 13 yıllık hekimlik mesleğimin icrası sırasında Türkiye İş Bankasından alınmış konut kredisi ile alınmış bir ev, Yapı Kredi Bankasından çekilmiş taşıt kredisi ile alınmış bugünkü toplam karşılığı elli bin TL olan iki araçtan oluşmaktadır. Ailemin birinci derece yakınlık olan hiçbir bireyinde de bana ait belirttiğim mal varlığından daha fazla mülk veya nakit sahibi olma durumu söz konusu değildir. Siyasete girdiğim tarihten itibaren değil herhangi bir malvarlığı edinmek, siyasi çalışmalarımı yürütmek için Garanti Bankası Diclekent Şubesinden çekmiş olduğum nakit kredinin ödemeleri de halen devam etmektedir. Bizler, banka kredileri ve halkımızın emeği ile özgürlük mücadelemize devam ederken bizimle aynı görevi yapan, söz konusu belediye başkanının da idolü olan ve benimle aynı işi yapmakta olan R. Tayyip Erdoğan nasıl oluyor da oğluna gemicikler alıyor, İsviçre, Avusturya hariç sadece Türkiye bankalarında bir yıl içerisinde 3,3 Trilyon para biriktiriyor? Bu vesileyle, Bingöl'ün diğer milletvekillerini de birinci derece yakınları ile beraber malvarlıklarını açıklamaya davet ediyoruz.” Baluken, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü. “AKP'DEN TEKRAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN ADAY OLABİLECEĞİNE DE İHTİMAL VERMİYORUZ” Kamuoyunun da bildiği üzere; sadece geçen yıl 300 Triyona yakın Hazine yardımı alan AKP'nin aksine BDP Hazine'den tek bir kuruş yardım almadan, halkın emek terinden biriktirdikleri ve kendi örgütsel dayanışmasından aldığı güçle yoluna devam eden bir siyasi partidir. Dolayısıyla BDP'de siyaset yapmak rant elde etmek değil, halkının özgürlük mücadelesine katkı sağlamaktır. Ayrıca BDP'de kişilerin koltuklara talip olmasından öte halkın ve partinin görevlendirmesi esastır. Milletvekilliği adaylığına halkımız ve partimiz tarafından nasıl layık görüldüysek, bugün de partimizin Eş Genel Başkanlarından sonra en ağır görev ve sorumluluğun üstlenildiği Grup Başkanvekilliği görevini yapmak üzere partimiz ve halkımız tarafından yetkilendirilmiş bulunmaktayız. Bugünkü konumumuzla, partimizin görevlendirdiği bu ağır sorumluluğu halkımıza ve mücadelemize en layık biçimde yerine getirme gayreti içerisindeyiz. Dolayısıyla bundan sonra da partimiz, halkımız için hangi görevi yerine getirmenin faydalı olacağı ile ilgili herhangi bir görev tanımı yapılırsa, o görevi layıkıyla yerine getirme gayreti içerisinde olacağımızı belirtiriz. Partimiz tarafından Bingöl Belediye Başkanlığı için aday tespiti başarısız, polemikler üzerinden kendini var etmeye çalışan bir belediye başkanının çağrısı üzerinden değil, halkımızın ve partimizin yürüteceği tartışmalar ve çalışmalar neticesinde Bingöl halkına layık olabilecek ilkeli, dürüst, düzeyli bir arkadaşımızın belirlenmesi sureti ile şekillendirilir. Kaldı ki; partimiz şahsıma veya başka herhangi bir şahsa endeksli olarak kişiler üzerinden kendini var etmeye çalışan bir mücadele tarzını hiçbir zaman esas almaz, önemli olan adayın kim olacağı değil, halkımızın örgütlü mücadelesidir. Tabii ki şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz. Bir partinin Eş Genel Başkanlarından sonra en üst görev ve sorumluluğun olduğu Grup Başkanvekilliğini siyasi mücadele için belediye başkanlığına aday olmaya davet etmenin siyasi derinliğini de tartışmak gerekir. Eğer kişisel hırslar üzerinden siyasi bir rekabet içerisinde girilecekse siyasi hiyerarşi içerisinde de uygun olanı belediye başkanının daha iyi çalışarak, halkına layık olarak AKP Grup Başkanvekilliğine yükselmesi olacaktır. Aksi bir siyasi rekabet mantığı siyaset kurumunun işleyişinden habersiz olmakla eş değerdir. Bingöl Belediye Başkanının bugüne kadar yaptığı çalışmalarla ve üslubundaki düzeyle bırakın AKP Grup Başkanvekilliğine yükselmesini, AKP'den tekrar belediye başkanlığı için aday olabileceğine de ihtimal vermiyoruz.” “BU ÇIKIŞLARIN AMACI KENDİNİ GÜÇLÜ GÖSTERİP BAŞKALARININ ÖNÜNÜ KESMEKTİR” Bu çıkışların ve polemiklerin amacının da adaylığı ile ilgili netleşmiş süreçler olduğu algısı yaratmak, bu şekilde adaylık için partisi içerisinde kendi örgütleme çalışmalarına güç katmak, daha iyi yapma iddiasında olan adayların da önünü kesmek olduğunu da çok iyi şekilde bilmekteyiz. Aslında söz konusu şahsın bu açıklamasına cevap vermesi gerekenlerin öncelikle AKP delegeleri ve AKP Bingöl İl Teşkilatı olduğu da açıktır. Eğer AKP Bingöl Belediye Başkan adayını belirleyen bir çalışmayı bitirmişse bu çalışmanın bütün detay ve sonuçlarını Bingöl kamuoyu ve Bingöl halkı ile paylaşmak zorundadır. BİNGÖL ve DİYARBAKIR BELEDİYELERİNİN MUKAYESESİ Diyarbakır Büyük Şehir Belediyemizin hizmetlerini ve ortaya koyduğu pratiği takip etmekten Bingöl'e hizmet getirmeyi unutan söz konusu şahsa hatırlatmakta fayda var ki; su kaynaklarının Bingöl'e göre çok sınırlı olduğu bir kent olan Diyarbakır'da belediye hizmetlerimizden dolayı şehrin su problemi bulunmamaktadır. Mübarek Ramazan ayı boyunca da Diyarbakır'da halkı hayatından bezdiren su kesintileri de hiçbir şekilde yaşanmamıştır. Yine aynı şekilde Belediye hizmetlerimiz neticesinde Diyarbakır'da yol sorunu, çöp sorunu ve altyapı sorununu çözmüş bulunmakla beraber belediye bünyesinde ve taşeron firmalar bünyesinde çalışan herhangi bir emekçinin de maaşı aksatılmadan ödenmektedir. Yıllardır AKP hükümeti ve temsilcilerinin seçim vaadi olup bir türlü bitirilemeyen doğalgaz çalışmaları Diyarbakır'da Belediyelerimizin çalışmaları neticesinde bitirilmiştir. Yine dini siyasete alet eden belediye başkanı bilmelidir ki; kendi geleneklerinin iktidar olduğu dönemlerde Kutsal Dinimizin ibadet yerleri olan Camiiler için Diyarbakır'da imar izni verilmezken, BDP'li belediyeler ile beraber ibadet yerlerine imar plan ve izinlerinde özel bölgeler ayrılmıştır. Belediyelerimizin bu hizmeti ve yardımı neticesinde Said-i Nursi(Kurdi), Şex Said, Ahmede Xani gibi alimlerimizin isimlerinin yaşatıldığı ibadethaneler, parklar açılmıştır. Bu hizmetleri ve daha fazlasını da AKP hükümetinin ve görevlendirdiği müfettişlerin tüm engellemelerine rağmen gerçekleştirmekteyiz. Diyarbakır Büyükşehir Belediyemizin ihale süreçleri ve mali yapısındaki şeffaflıkla ilgili olarak Bingöl Belediyesinin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyemizin 2009 yılından beri yapılan ihale süreçleri ve mali yapılarının Bingöl'deki Sivil Toplum Kuruluşlarından oluşan bağımsız ve tarafsız bir heyet tarafından derinlemesine incelenmesi ve sonuçlarının tüm kamuoyu ile paylaşılması çağrısını yapıyoruz. Eğer Bingöl belediyesi bu çağrımıza olumlu yanıt verirse gerekli heyetin oluşturulması, incelemenin yapılması ve sonuçlarının tüm halkımıza duyurulması noktasında hazır olduğumuzu belirtmek isteriz. Diyarbakır Belediye Başkanımız Sayın Osman Baydemir, yerel seçimlerde başbakanın hayali konumundaki Diyarbakır'da her seçim oylarını arttırarak belediye başkanlığını kazanmakla beraber son dönemde yapılan kamuoyu araştırmalarında da yüzde 69 oy oranı ile kente yaptığı hizmetin ve siyasi pratiğin sonuçlarını ortaya koymaktadır. Yüzde 99'u Kurmanci ve Zazaki konuşan Bingöl ilimizde halka anadilde hizmet vermek bir yana makam odasının tabelasında bile Zazaki veya Kurmanci tek kelimeye rastlayamayacağınız Bingöl Belediye Başkanına hatırlatmak gerekir ki; başta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Baydemir ve Sur Belediye Başkanımız Abdullah Demirbaş olmak üzere Zazaki ve Kurmanci de dahil çok dilli belediyecilik hizmeti veren belediyelerimiz yüzlerce soruşturmaya tabi tutulmuş, belediye başkanlarımız cezaevlerine atılmıştır. Bingöl Belediye Başkanının Zazaki konuşmasından öte asıl sorunun Zazaki'nin ve Kurmanci'nin kamusal bir hizmet olarak verilmesi cesaretinin gösterilmesidir. YİNE DİN-SİYASET İLİŞKİSİNİ KENDİ SİYASETİ LEHİNE ÇEVİRMEK İSTİYOR Bölgede siyaset yapan tüm siyasetçiler bölgedeki en önemli güç ve dinamiklerden biri olan PKK'nin ideolojik çalışmalarının Marksist-Leninist olmadığını, Demokratik Modernite tezlerini savunduğunu bilir. Fakat Bingöl Belediye Başkanı yine din-siyaset ilişkisini kendi siyaseti lehine çevirmek amacı ile PKK'nin ideolojisi ve malvarlığı üzerinden açıklamalarda bulunmuştur. Belirtmek gerekir ki; PKK'nin malvarlığı ve ideolojisi ile ilgili soruların muhatabı BDP ve BDP'li milletvekilleri değil, bizatihi PKK ve PKK'li yetkililerin kendisidir. Eğer bu konuda bilgi almak istiyorsa başvuracağı kişiler de BDP ve BDP'li siyasetçiler değil, PKK ve PKK'li yetkililer olması gerektiğini hatırlatmak gerekir. YORUM YAZIN ![]()
|
|