KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
20 Mart 2025 Perşembe
°C

Baluken, dersim için kanun teklifi verdi

BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, ‘Dersim Katliamının Yarattığı Mağduriyetlerin Giderilmesi ve Katliama Maruz Kalan Dersim Halkından Özür Dilenmesi Hakkında Kanun Teklifi’ verdi.

Baluken, dersim için kanun teklifi verdi
03 MAYIS 2013 CUMA 09:37
0
1607
5
AA aa

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulan kanun teklifinde, Dersim'de yaşanan acılara dikkat çeken BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili Baluken, Dersim halkından özür dilenmesini istedi.

Gerekçesini şu sözlerle açıklayan Baluken: “Türkiye Cumhuriyeti'nin inşası sürecinde; 1920 yılında Büyük Millet Meclisi(BMM)'nin açılması ile ortaya çıkan kurucu irade; Türkiye halklarındaki farklılıkların bir arada yaşaması üzerine oluşturulan 1921 Anayasasının etnik ve inançsal kimliklere saygı gösteren ruhu barındırmaktaydı. Bu saygı temelinde gelişmeler seyrederken, 1924 Anayasası ile beraber inkâr, ret ve asimilasyon politikalarının uygulamaya konması, bu politikalara karşı gelişebilecek tepkilere ve hak arayışlarına karşı da zor ve imha yöntemlerinin devreye sokulması, doksan yıllık tarihte, bu topraklarda büyük acıların yaşandığı hadiselere yol açmıştır. Acılara sebep olan bu hadiselerin başında gelenlerinden biri 1938 yılında yaşanan Dersim Katliamıdır. Dersim katliamının ana nedeni, merkezileşmenin sağlanması, etnik ve inançsal farklılığı olan bir bölgenin devlet Türklüğü içerisinde eritilmesi ya da yok edilmek istenmesidir. Bu kapsamda daha sonraki tarihlerde yapılan bilimsel çalışmaların çoğu Dersim Katliamının planlı ve sistematik olarak gerçekleştiğine dair bilgiler, yorumlar getirmiştir. Kronolojik olarak Dersim Katliamına giden yolun taşları ise şöyle döşenmiştir: Resmi ideoloji siyasi elitlerinin Dersim'e yönelik yaklaşımı özellikle 1924 yılı ile biçimlenmeye başlamıştır. Böylece Kürtlere yönelik sistematik zor politikaları devreye sokulmuştur. Bu politikalar çerçevesinde, Dersim'e ilişkin tedip ve tenkit merkezli planların hazırlıkları da 1926 yılında başlamıştır. 1926 yılında Müfettiş Hamdi Bey “Dersim gittikçe Kürtleşiyor, mefkûreleşiyor, tehlike büyüyor […] Hükümeti senelerden beri işgal etmekte bulunan Dersim meselesi idari sabıkanın bir mirası seyyiatından başka bir şey değildir.” Dersim üzerine yazılan ilk raporda bu ifadelere yer veren Müfettiş Hamdi Bey, Dersim meselesinin bazen baskıcı bazen de adaletli politikalar neticesinde sorunlu bir hale geldiğini ifade eder. Bu ifadeden sonra ise şu cümleleri ile Dersim olarak belirlenen sorunun tespitini de ortaya koyar. “Dersim, cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır.”

Geçmiş yıllarda Dersim ile ilgili raporlara da değinen Baluken: “Müfettiş Hamdi Bey yapılan okul açma, göç ettirme, modern sınıfları oluşturacak amele ve işyerini oluşturmanın Dersim Sorununu çözmek için hayali girişimler olduğunu belirtir. Genelkurmay'ın Dersim raporunda ise “Dersim halkı cahildir. Şekavet ruhu hâkimdir. Bununla beraber şekavete, tecavüze, soygunculuğa asıl müessir rüeası olmuştur.” ifadelerini kullanarak askeri gözle kriminalize edilen bir halka yönelik silahlı müdahaleye giden yolun taşlarını döşemeye çalışmıştır. Dersim'e yönelik 1930 yılında Mareşal Fevzi Çakmak da bir rapor hazırlar. Bu raporda en ilgi çekici öneri, Dersim'in başındaki memurlara koloni yönetimi yetkilerinin verilmesidir. “Dersimli okşamakla kazanılmaz, silahlı kuvvetlerin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve ıslahın esasını teşkil eder, dersim daha çok koloni gibi nazara alınmalı, ıslahatın ilk safhasını reislerin, bey ve ağaların, seyitlerin bir daha gelmemek üzere batı Anadolu'ya nakli, reisler alındıktan sonra halkın da en şerir olanlarının Dersim'den çok uzak olan ovalara sevk ve Türk köyleri içerisinde dağıtılması oluşturur, özellikle sakıncalı aileler bölgeden çıkarılmalı ve Trakya'ya gönderilmeli…” Tüm bu ifadelerle beraber aslında Dersim 38 katliamına doğru ilerleyen sürecin anlamlandırılabilmesini en iyi açıklayabilecek ifadelerden biri Cumhuriyet'in İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya aittir. “Devlet, sadece saygılı halk üzerinde etkindir. Aşiretlere hiçbir buyruğunu dinletememekte ve etkinlik kuramamaktadır. Dersim'de düzenli hükümet olmasına karşın tümüyle ‘anarşi' yaşanmaktadır […] Eğer ivedilikle ve kararlılıkla önlem alınmazsa bu ateş günden güne gücünü arttıracaktır. Bu da Dersim'in kendine özgü sisteminin genişlemesine yol açacaktır. Dersim'deki aşiret sistemini zararlı ve tehlikeli yapan şey aşiretlerin silahlı olmalarıdır. Silah miktarı 18-20 bin dolayındadır. Öncelikle Dersim silahtan arındırılmalı ve aşiret başkanları bölgeden uzaklaştırılmalıdır. Bunun uygulanması ‘askeri bir harekâta' bağlıdır…” “1938 Tek Partisi CHP'nin kurultayında Ebedi Başkan ilan edilen M. Kemal'den sonra gelen Milli Şef İsmet İnönü'nün Kürt Raporu'nda ifade ettiği “Dersim Vilayetinin yeniden teşkil ile askeri bir idare kurulması ve Dersim ıslahının bir programa bağlanması gerektiğini” ifadeleri Dersim 38 katliamının da ön habercisi konumundadır. Bu raporların yanı sıra aynı tarihlere paralel olarak hukuki düzenlemelerle Kürtlere yönelik politikalar sürdürülmüştür. 25 Şubat 1925 Sıkıyönetim ilan edilir. 4 Mart 1925 yılında Takrir-i Sükun ilan edilir ve Türkiye 5 Umumi Müfettişliğe ayrılarak Şark Islahat Planı devreye sokulur. Son olarak ise Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun, 25 Aralık 1935'te kabul edilmiş ve 2 Ocak 1936'da yürürlüğe girmiştir. Dâhiliye ve Maliye Vekâletleri tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulunda 6 Kasım 1935'te görüşüldükten sonra TBMM'ye sunulan kanunun gerekçesinde; “en iyi usul kanununun uygulandığı yörenin özellik ve ihtiyaçlarına en çok uyan kanun olduğu belirtilmiş, Dersim yöresinde Cumhuriyet kanunlarının yetersiz kaldığı ileri sürülerek bu yöreye özgü bir kanun çıkarılmasının zorunlu hale geldiği savunulmuştur.” Bu kronoloji bile Dersim Katliamının nasıl bir arka planın sonucu olduğunu ortaya koymaktadır. Dersim'e yönelik askeri harekât bittiğinde ise ortaya çıkan manzara insanlık tarihinin gördüğü en büyük katliam ve yıkımlardan birini ortaya çıkarmıştır” dedi.

“Munzur Suyu kan akmıştır”

İnsanlık tarihinin en büyük dramlarından birinin Dersim'de yaşandığına dikkat çeken Baluken: “Dersim 38'de, on binlerce yurttaşımız yaşamını yitirmiş, kız çocukları ailelerinden alınarak ülkenin diğer bölgelerindeki ailelere asimilasyon amaçlı verilmiş, süngüler ile katledilen bedenler karşısında Munzur Suyu kan akmıştır. Ekolojik talan gerçekleşmiş, Dersim bir bütünün insansızlaştırılma dayatması altında kalmıştır. İnsanlık tarihinin yazdığı en büyük dramlardan biri Dersim ilinde gerçekleşmiştir. Dersim'de bir isyan olmamıştır, Dersim'de devletin zor gücünü kullanarak bir askeri harekatı karşısında direniş sergilenmiştir. Bu direnişin amacı, bin yıllık özgür/özerk yaşamın sürdürülmesi, dilin ve kültürün yaşatılmasıdır. Tarih içerisinde pozitivist, determinist devlet anlayışı aşınırken, Dersim 38 gerçekliği, yaşanan acılar, yeniden yaşama tutunma ise hep toplumsal bellekte varlığını sürdürmüştür. Türkiye'de dünyadaki gelişmelere paralel olarak resmi ideolojide aşınma, hak ve kimlik mücadelelerinin ivme kazanması tarihsel gerçeklerle yüzleşme ve bunların onarımı için adım atılmasını da gerekli kılmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalı”

‘Dersim katliamının araştırılarak sorumlularının tarih ve adalet önünde yargılanması gerekmektedir' diyen Baluken: “Özellikle Kürt Sorununun demokratik siyaset kanalları ile çözülmesi noktasında beliren irade, bu gerekliliği kaçınılmaz kılmaktadır. Bu kapsamda; öncelikle Dersim halkından ve farklı kimliklere sahip halklarımızdan devletin resmi olarak özür dilemesi gerekmektedir. Dersim 38 katliamının anıldığı tarih olan 4 Mayıs tarihinin yas ilan edilmesi ve her yıl bu tarihte yasın yaşatılması için etkinlikler düzenlenmesi gerekmektedir. Dersim Katliamında idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması ve Dersim katliamına ilişkin tüm arşivlerin koşulsuz, istisnasız tüm halklarımıza açılması kaçınılmazdır. Dersim katliamının yapılmasından gelen Tunceli adının Dersim olarak değiştirilmesi ve Dersim 38 katliamını anımsatan tüm yer/mekan adlarının Dersim'de yaşanan acılar lehinde değiştirilmesi gerekmektedir. Dersim katliamında gerçekleşen ekolojik yıkımın bir devamı olarak algılanan Baraj yapımlarından derhal vazgeçilmelidir. Dersim katliamı esnasında sürgüne gönderilen ailelerin ve çocuklarının kimlikleri ve akibetleri tüm kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Dersim'in dil, inanç, kültürünün yaşatılması için gerekli adımlar atılmalıdır. İnanç ve kültürün tanınması ve serbesitiyeti sağlanmalıdır. Son olarak ise Dersim katliamının araştırılarak sorumlularının tarih ve adalet önünde yargılanması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
BİNGÖLLÜ (@Misafir_13405)
05 Mayıs 2013 Pazar 19:21
sayın baluken siz önce katletiğiniz kürtlerden ve zazalardan özür dileyin.Dersimliler yıllarca C.H.P ye ve ulusalcılara hizmet ettiler.tabi sizin içinde bulunduğunuz partililerde yetmişli yıllarda C.H.P ye ve ulusalçılara hizmet ettiler şimdi kalkmışsınız DERSİMLİLERİ SAVUNUYORSUN.Sevgili hakan ok onlarda iktidar partisi olsaydı parayı onlarda cebine doldururdu gelmiş geçmiş partililere bak hepsi aynı. MAAŞINI almıyormu senimi düşünecek lermi
vedat koc (@Misafir_13404)
05 Mayıs 2013 Pazar 19:06
umut ve abuzer , hicbir sey bilmedikleri o kadar belirgin ki , yazdiklarina acaba kendileri de inaniyorlar mi acaba ? Kürt kimligini hala anlamayan insanlarin olmasi gercekten aci , ve vekilin yaptigi isleri takip ediyorum yakindan bizzat ankara dan buradan tebrik ediyorum , iyi günler bingölonline ailesi
umutbütün (@Misafir_13392)
03 Mayıs 2013 Cuma 22:55
Abuzer siga kardeş çok güzel özetlemiş sen gerçekten ZAZA isen önce kendi halkın içi kafa yor onlar hallerinden memnun kürtlere çalışıyorsun sayın baluken bilinçli veya bilinçsiz uyan ve şöyle bir derinlemesine düşün eğer gerçekten ZAZA kökenli isen o kadar
Abuzer Siga (@Misafir_13383)
03 Mayıs 2013 Cuma 18:21
Tunceliler orda CHP orda Katliam Yapanlar belli CHP Özür Dilemiyor. CHP Genel Başkanı Dersimli katliyam yapan kendi partisiydi.
Gerçekten Vicdanın sızlıyorsa Bingöl 'de yapılan 33 korumasız insan için neden vicdanın sızlamıyor. Yıksa onlar insan değiller miydi ? , onların kanı akmadı mı? Sizin siyasetiniz laf olsun torba dolsun hesabı. Önce kendimizi bir sorgulayalım , Dersimliler hallerinden memnun , CHP yi daima alkışlıyorlar.Tasası sana mı kaldı mübarek.
hakan ok (@Misafir_13382)
03 Mayıs 2013 Cuma 16:43
öyle akp milletvekilleri gibi cebini parayı düşünmüyor ihale derdinde değil.onun derdi halkın talepleri ve sorunları helal olsun sayın baluken
20.03.2025
02:30
12 Bingölspor`dan çağrı:
12 Bingölspor'dan çağrı: 'Şimdi kenetlenme zamanı!'
Şampiyonluk yarışının önemli virajlarından biri olan Bitlis Özgüzelderespor maçı öncesi Bingöl halkına 'tribünleri doldurma' çağrısı yapan 12 Bingölspor Kulübü Yönetimi, 23 Mart 2025 Pazar günü oynanacak ve canlı yayın yapılmayacak karşılaşma için 'Bu maç, sadece bir 90 dakika değil, bir şehrin hayali, mücadelesi ve zafer yürüyüşüdür! Tribünleri dolduralım, birlikte tarih yazalım! Şimdi kenetlenme zamanı!' açıklaması yaptı.
20.03.2025
02:29
Bingöl`de TYP kapsamında 120 geçici işçi alınacak
Bingöl'de TYP kapsamında 120 geçici işçi alınacak
Başvurular 20-22 Mart 2025 tarihleri arasında İŞKUR İl Müdürlüğü, İŞKUR e-şube, e-Devlet ve ALO-170 iletişim hattı üzerinden alınacak. Noter kurası 25 Mart'ta. Başvuru koşulları ise şöyle;
20.03.2025
02:28
Bingöl`de AOB Programı gerçekleştirildi
Bingöl'de AOB Programı gerçekleştirildi
Bingöl'de Acil Obstertik Bakım (AOB) programı gerçekleştirildi. Bebek Dostu Hastane ve Bebek Dostu Yenidoğan Yoğun Bakım unvanını kazanan hastanelere de belgeleri verildi.
20.03.2025
02:28
Sağlık Bakanlığı duyurdu! Bingöl`e 13 kadro açıldı!
Sağlık Bakanlığı duyurdu! Bingöl'e 13 kadro açıldı!
Sağlık Bakanlığınca yurt genelindeki sağlık kuruluşları için 2 bin 859 münhal kadro açılırken, Bingöl'deki sağlık kuruluşlarında görevlendirilmek üzere Bakanlık tarafından 2 doktor, 8 diş hekimi ve 3 eczacı kadrosu açıldı.
20.03.2025
02:27
İmamoğlu açıklaması! Kızılboğa:
İmamoğlu açıklaması! Kızılboğa: 'Yaşananları sokak sokak anlatacağız'
İYİ Parti'nin 81 il başkanlığı tarafından, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili ortak bir açıklama yapıldı. İyi Parti Bingöl İl Başkanı Hasan Kızılboğa; 'İstanbul'da, bu sabah, şafak vakti yaşanan ve darbe dönemlerini aratmayan saçmalığı, il il, ilçe ilçe, sokak sokak milletimize anlatacağız.'
19.03.2025
12:39
Korkutata: ‘Gazze`de yaşananlar savaş değil, soykırımdır`
Korkutata: 'Gazze'de yaşananlar savaş değil, soykırımdır'
AK Parti Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze'deki saldırılarını 'vahşi bir soykırım' olarak nitelendirdi. Korkutata, İsrail'e destek veren güçleri suç ortağı olarak tanımlarken, uluslararası hukukun hiçe sayıldığını belirtti. 'Gazze halkının yanındayız, bu insanlık suçunu lanetliyoruz' dedi.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın