Baluken: 2014 kalıcı barışın yılı olsun2013 yılı değerlendirmesini paylaşan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: 2014'ün, kalıcı barışın, bin yıllık kardeşliği esas alacak şekilde Anadolu ve Mezopotamya topraklarına geleceği bir yıl olmasını diliyoruz' dedi.![]() Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, 2014 yılının Türkiye'ye, Ortadoğu halklarına ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni etti. 2013 yılının büyük sıkıntıları, acıları, savaşları, katliamları barındıran bir yıl olduğunu belirten Baluken, süregelen çatışma süreçlerinin gelecek açısından da herkeste ciddi kaygılar uyandırdığını söyledi. 2014 yılının, başta bu acı savaş tablosunun yaşandığı yerler olmak üzere barışın egemen olduğu, demokrasi ve özgürlüklerin geliştiği bir yıl olmasını dilediklerini ifade eden Baluken: “2013'te başlayan çözüm süreciyle beraber, hemen yanıbaşımızda bütün bu kaotik ortam ve çatışmalı süreçlerden ülkemiz bir yönüyle korumuş oldu" dedi. "2014'ün, kalıcı barışın, bin yıllık kardeşliği esas alacak şekilde Anadolu ve Mezopotamya topraklarına geleceği bir yıl olmasını diliyoruz" ifadesini kullanan Baluken: “Bu da uzak bir ihtimal değildir. Belki iki yıl önce olsaydı insanlar bunu çok uzak bir ihtimal gibi algılayabilirdi. Ancak artık 2013 yılında yaşanan gelişmelerle beraber 76 milyonun tamamında sorunlarımızın konuşarak çözülebileceğine dair güçlü bir algı oluştu. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor. Burada özellikle yapılması gereken bazı yasal ve anayasal değişiklikler hızla yapılmalı. Bu değişiklikler hem yüz yıllık bir Kürt meselesinin çözümü için hem de Türkiye'nin genel olarak evrensel demokrasi kriterlerine ulaşması için son derece önemli. Ben umutluyum, umutluyuz. Parti olarak da umutluyuz. Her ne kadar son dönemde iktidar odaklı devlet içerisinde bazı kavgalar insanları umutsuzluğa sevk ediyorsa da asıl Türkiye'yi önümüzdeki yüz yıllara hazırlayacak sürecin bu çözüm süreci olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki yılı, umarım ki kalıcı barışını sağlamış, yanıbaşındaki ülkelerin bu tarz sorunlarının çözümü için örnek oluşturmuş bir ülke pratiğiyle bitiririz. Siyaset kurumunun bu konuda daha fazla sorumluluk almaması gerekiyor” diye konuştu. "2013'te ciddi sıkıntılar yaşandı" 2013'ün, Türkiye açısından çok önemli bir fırsatın yaratıldığı bir yıl olduğunu belirten Baluken: “Barışın, demokrasinin, özgürlüklerin kapısının aralandığı, o kapıdan girmek için de siyaset kurumunun sorumluluğa çağrıldığı bir yıldı ama maalesef aralanan kapıdan siyaset kurumu hak ettiği gibi içeriye giremedi" dedi. Gerekli olan yasal ve anayasal düzenlemeler, demokratikleşme, AB standartlarına uyulmasıyla ilgili pek çok şeyin, AK Parti hükümetinin yaklaşımları nedeniyle ıskalandığını savunan Baluken, 2013 yılında ülke demokrasisinin ciddi sıkıntılar yaşadığını kaydetti. Baluken: “Önceki yıllarda Kürt coğrafyasında çatışmalardan kaynaklanan ölümlerin olmaması sevindirici. Ancak gerek Kürt gerek Türkiye sahasında toplumsal gösterilerde demokratik haklarını kullanmak isteyen kitlelere karşı polisin orantısız müdahaleleri neticesinde can kayıpları yaşandı. Bunlar çok acı tablolardı. Olmaması gereken ve hesabı sorulması gereken tablolardı. Bunların hesabı sorulmadı. Bunlarla ilgili mutlaka yüzleşme sürecine ihtiyaç var. Türkiye artık demokratik kriterleri genişletecek, bazı kararları almalı. 2013 yılında bu yönlü ülke demokrasisi açasından çok sıkıntılar vardı. Gezi direnişinde ortaya çıkan tabloyu doğru okuyamayan bir iktidar anlayışı vardı. Gezi direnişi aslında bir kırılma noktasıydı. Türkiye tarihi açısından da öyle değerlendirilebilir. Daha fazla demokrasi, özgürlükler ve yerinden yönetimin geliştirilmesiyle ilgili taleplerin artık vazgeçilmez olduğunu Gezi direnişi ortaya çıkardı. İktidar, bu talepleri esas alıp bunları bazı düzenlemelerle yasalaştıracağına bu talepleri polis zoruyla bastıran bir yaklaşım içerisinde oldu. Bu yine büyük bir eksiklikti. 2013 yılına kara leke olarak geçecek bir tabloydu” ifadelerini kullandı. "Barışı, demokrasi ve özgürlükleri önceleyen bir politika..." "Dış politikanın getirdiği iflasla beraber Türkiye'nin dış politikada ciddi bir yalnızlığa mahkûm olduğunu" öne süren Baluken, Türkiye'nin içeride ve dışarıda, barışı, demokrasi ve özgürlükleri önceleyen bir politika oluşturması gerektiğini söyledi. 2013 yılında son siyasi kırılma noktalarından birinin de son dönemde yaşanan devlet içerisindeki iktidar odaklı çekişmenin ve kavganın ortaya çıkardığı iki boyut olduğunu dile getiren Baluken: “Bir yönüyle yolsuzluklar rüşvet ve benzeri yüz kızartıcı bazı hususların siyaset kurumuna, iktidar odaklarına ne kadar ulaştığının ortaya çıkması; bir yönüyle de devlet içerisinde devletin kendi hiyerarşisinden bağımsız kendi karar mekanizmalarını devreye sokarak resmi devlet anlayışını by-pass ederek, devletten çok devletçi bir pozisyona dönen paralel devlet yapılanmasının ortaya çıkmasıdır. Bu iki boyutun da mutlaka üstüne gidilmelidir. Hem yolsuzluk iddialarıyla ilgili hem de paralel devletin tasfiyesiyle ilgili süreç mutlaka işletilmelidir" şeklinde konuştu. YORUM YAZIN ![]()
|
|