Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı. Bakan Yılmaz'a, son dönemde faiz kararları sebebiyle hem bakanlar hem de Cumhurbaşkanı tarafından eleştirilen Merkez Bankası'nın görev tanımının değişip değişmeyeceği soruldu.
Bu yönde bir kararın Bakanlar Kurulu'na gelmediğini belirten Yılmaz: “Böyle bir değişiklik çalışması bildiğim kadarıyla yok” dedi.
Merkez Bankası'nın yarım puanlık faiz indirimini değerlendiren Yılmaz: “Biz iktidara geldiğimiz yılda faiz oranları yüzde 60'ın üzerindeydi enflasyon yüzde 30'lar civarındaydı. Geçen sürede bunların ikisi de tek haneli rakamlara inmiş durumda. Ama biz yeterli bulmuyoruz daha aşağı insin diyoruz. 10 yıl önce faizleri daha çok bütçe açısından tartışıyorduk. Ağırlıklı olarak bankalar kamuyu finanse ediyordu o tarihlerde ve kamu ciddi bir faiz baskısı altındaydı. Şimdi geldiğimiz noktada kamu dengelerimiz sağlam, faizin bütçemizdeki payı düşmüş durumda. Ancak faizi bütçe açısından değil artık toplam ekonomi özellikle yatırımlar açısından tartışıyoruz. Türkiye'nin son bir iki yıllık büyüme performansına baktığımız zaman yatırımların henüz arzu ettiğimiz oranda gerçekleşmediğini görüyoruz. Bu da maliyetlerle ilgili faizle ilgili. Daha iyi bir yatırım ortamı anlamından faizlerin daha aşağı inmesi gerektiğini düşünüyoruz. Merkez bankasının adımı bu yönde bir adım ama daha ileriye de gitmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
“2023 HEDEFLERİ”
Son birkaç yıldaki gerçekleşmelerle 2023 hedeflerinde uzaklaşıldığı yorumlarını da değerlendiren Bakan Yılmaz: “Türkiye son 12 yıldaki başarılarını güçlü bir zemin olarak alıp bu reformları en kısa sürece gerçekleştirmesi halinde ikinci bir atılım dönemine girecek. Siyasi istikrarımızı koruyup reformlarımızı devam ettirdiğimiz, makro istikrarla mikro reformları birleştirdiğimiz de Türkiye ikinci bir atılım dönemine girecek. Bu ikinci atılım dönemi Türkiye'nin üst orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna girmesini getirecek. Yine Türkiye'nin yüksek insani gelişmişlikten en yüksek insani gelişmişliğe geçişini sağlayacak. Bu gerçekleştirilebilir bir hedef. Elbette kolay değil hepimizi zorlayacak bir hedef. Burada bazı hesaplar yapanlar var muhalefet yapıyor Türkiye 19.oldu gibi kamuoyunda sözler söyleniyor. Burada İngiltere'deki bir araştırma şirketinin henüz dünyada rakamlar netleşmediği bir ortamda yaptığı tahmini baz alarak bir takım yorumlar yapılıyor. Biz bu tür sıralamalarda IMF'in genelde verilerini kullanıyoruz. Buna baktığınız zaman Türkiye nominal olarak 18. satın alma gücü paritesine 19. sırada. Aslıdan 17. Sıradaydık ama Hollanda gayrisafi yurtiçi hasılasını yeniden hesapladı revize etti yüzde 15 gibi bir artış yaptılar. Aslında Türkiye'de henüz hesaplanmamış belli marjlar olduğunu da ben düşünüyorum açıkçası. Dün bizimde katıldığımız bir toplantıda Dünya Bankası temsilcisi enteresan bir yorum yaptı, Türkiye'nin geri kalmış bölgelerine dahi gittiğiniz zaman istatistiklerdeki durumla fiziki durum arasında ciddi farklılıklar var. Olumlu yönde” diye konuştu.
CİZRE'DEKİ OLAYLAR
konuşmasında son günlerde Cizre'de yaşanan olayları da değinen Bakan Yılmaz, şöyle devam etti: “Çözüm süreci Türkiye'nin hem demokratikleşmesi hem de kalkınmasıyla çok yakından ilgili. Bunun Türkiye'ye ne tür faydalar sağlayacağını maalesef dostlarımız kadar Türkiye'yi sevmeyenlerde biliyorlar. Dolayısıyla çözüm sürecini sabote etmek için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Bunu zaten işte Cizre gibi mikro düzeyde sahneliyorlar. Fakat halkımızın iradesi güçlü. Genel olarak çözüm sürecine çok güçlü bir destek var. Ama inanın en büyük destek doğuda güneydoğuda. İnsanlar somut olarak hem yaşam kalitelerini ne kadar etkilediğiniz hem de iş hayatlarını yatırım ortamlarını, çalışma ortamlarını ne kadar etkilediğini görüyorlar. Ben bütün bu sabotaj girişimlerinin halkın bu desteği karşısında etkisiz kalacağına yürekten inanıyorum. Ancak bir takım güvenlik tedbirleri de elbette gerekiyor. Önümüzdeki dönemde inşallah oradaki provokatif eylemlerinde sona erdiğini göreceğiz. Cizre maalesef terörle gündeme geliyor ama o kadar muazzam bir tarihi var ki Cizre'nin keşe insanlarımız gidip görebilseler. Kaleleriyle, medreseleriyle muazzam bir tarihi birikimi var. Bu bölgelerimiz terörle, kavga ile şiddetle değil aslında bu tarihi dokusuyla birikimiyle gündeme gelmeli.”