Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki katliama ilişkin kentteki bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleri ile toplantı yaptı.
Bakanlar, basına kapalı yapılan ve yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Şanlıurfa'da sadece katledilen masum gençlerin hedef olmadığını ve Türkiye ile Türkiye'deki bütün vatandaşların saldırının hedefi olduğunu belirterek, saldırı üzerinden Türkiye'ye verilmeye ve kaotik bir ortam yaratılmaya çalışıldığını ifade etti.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise, terörün birincil hedefinin ötesinde belli sonuçlar elde etmek için yapılan bir eylem olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle toplumu karıştırmak, o olayla bir infial oluşturup onun üzerinden toplumda daha büyük hadiselere yol açmak için gerçekleştirilir. Buna karşı da çok uyanık ve akıllı olmak durumundayız. Duygularımızla, reflekslerimizle değil aklımızla ve sağlıklı bilgilerle hareket etmek durumundayız. Ben özellikle bütün insanlarımızdan bunu rica ediyorum. Kaynağını bilmediğiniz, teyit etmediğiniz, sağlıklı olup olmadığını bilmediğiniz hiçbir bilgiye lütfen itibar etmeyin. Özellikle Diyarbakır bu konularda çok deneyimli bir ilimiz. Diyarbakır'da çok acılar yaşandı. Geçmişten gelen çok tecrübelerimiz var bu anlamda. Az önce sivil toplum kuruluşlarıyla görüşürken bunu bir kez daha görmüş oldum. Diyarbakır'ın çok güçlü bir siyasi aklı var. Hangi eylemin kime fayda sağladığını, kimler tarafından planlandığını, bu toplumda neler yapılmaya çalışıldığını gayet iyi anlayan halkımız var. Bunu geniş kitlelerle paylaşmak durumundayız” şeklinde konuştu.
“BİRLİK VE BERABERLİK GÖSTERMELİYİZ”
Geçmişte 6-7 Ekim hadiseleri başta olmak üzere çok acı hadiselerin yaşandığına vurgu yapan Bakan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sorumsuz bir takım beyanatların bu topluma ne kadar bedeller ödettiğini hep beraber gördük. Bunlardan da dersler çıkararak, farklı bir tavır geliştirmemiz gerekiyor. Teröre verilebilecek en güzel cevap birlik ve beraberliktir. Terör bizi birbirimize düşürmeye çalışır. Bunun üzerinden daha büyük çatışmaların doğması için gayret eder. Bizim tam tersine davranmamız lazım. Bu tür hadiseler karşısında siyasi görüşümüz, inancımız, tercihlerimiz ne olursa olsun bu insani konularda birlik ve beraberlik göstermek zorundayız. Siyasetin de bir sınırı var. İnsan ve insan hayatı söz konusu ise siyasi fikirlerimizi bir tarafa bırakmalıyız. Bu ortamlarda siyasi pozisyonlarımız bir tarafa bırakıp bir araya gelebilmeliyiz ve teröre karşı ortak tavır sergileyebilmeyiz. Paris'te bir terör hadisesi yaşandı. Oradaki tavrı hepimizin hatırlaması lazım. Bütün siyasi partiler, uluslararası ortam, sivil toplum ortak tepki vermeyi becerdi. Biz niye bunu becermeyelim. Bu kadar zamandır bu işleri yaşayan bir ülke olarak bunu başarabilmemiz lazım. Sayın başbakanımız 4 partiye çağrıda bulundu. İnşallah bu kısa sürece gerçekleşir.”