Ayrımcı politikalar uygulanıyor!Toplumsal Barışın Sağlanması ve Sonrası Sempozyumunda konuşan Vali Köşger, dünya kendi içinde birleşmeye doğru giderken, bölgemizde mikro milliyetçiliği, mikro etnisiteyi kışkırtan ve bizi birbirimize düşüren, ayırmaya çalışan politikaların uygulandığını vurguladı. Köşger; Biz Kürt, Türk, Zaza, Arap, Çerkez, Ortadoğuda Yezidi, Ezidi, Süryani, Suriye, Irak, IŞİD birbirimize girmiş durumdayız maalesef. Bunu görmemiz ve sorunu aşmak için politikalar üretmemiz lazım.![]() Bingöl Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan “Toplumsal Barışın Sağlanması ve Sonrası Sempozyumu” başladı. Sempozyuma Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, Bingöl Belediye Başkan Vekili Halim Sugü, Bingöl Baro Başkanı Abdullah Alakuş, Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ekrem Atalan, fakülte dekanları, akademisyenler ve davetliler katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ekrem Atalan, toplumsal barışın önemine değinerek; “Toplumsal barışın sağlanmadığı yerlerde, bireyler huzurlu değildir. Yeryüzü bütün insanlığın emrine verilmiştir. İnsanlar var olduğundan beri hem beyinlerini hem de yaşadıkları sınırları sınırlandırmışlardır. Modern toplumların en büyük çıkmazı, ulus-devlet mantığıdır. Bu bütün insanları huzursuz etmektedir. Öncelikle kendimizi birey olarak tanımalıyız ve sonra da çizdiğimiz bütün sınırları kaldırmamız gerekiyor” dedi. VALİ KÖŞGER SALONUN BOŞLUĞUNA SİTEM ETTİ Sempozyumda konuşan Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, düşük katılıma sitem etti. Bingöl Üniversitesi Rektörü Gıyasettin Baydaş ve Belediye Başkanı Yücel Barakazi'nin de katılmadığı sempozyumdaki katılım oranının kendisinde hayal kırıklığı yaşattığını vurgulayan Vali Köşger, “Böylesi önemli bir toplantının katılımcısının bu kadar düşük olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Zannediyordum ki, böylesi önemli bir konuyu, salon tıklım tıklım dolu, en üst düzey protokol burada yerini almış, toplantıyı tertip edenler başta olmak üzere sayın rektör, sayın belediye başkanıyla çok yüksek katılımlı bir toplantı gerçekleştirebileceğimizi tahmin ediyordum çünkü bu konu hakikaten önemli. Toplumsal barış dediğimiz ve belli bir aşamaya gelmiş bir noktada akademik katkı sunulacak bir toplantı. Gördüğüm kadarıyla önemli tebliğ sunacak akademisyenler var. Dolayısıyla hem üniversite camiasının hem Bingöl halkının yüksek katılımla bu toplantıya katılımlarını bekliyordum. Bu hayal kırıklığımı ifade etmek istedim” dedi. “BİZİ BİRBİRİMİZE DÜŞÜREN POLİTİKALAR UYGULANIYOR” Dünya'nın, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birleşik Devletleri ve siyasi birliklerle, birliğe doğru gittiğini kaydeden Vali Köşger, “Dünya bir taraftan kendi içinde birleşmeye doğru giderken, yâda dünyada çeşitli bloklar oluşuyorken, bölgemizde mikro milliyetçiliği, mikro etnisiteyi kışkırtan ve bizi birbirimize düşüren, bizi birbirimizden ayırmaya, koparmaya çalışan politikalar uygulanıyor. Bunu evvela görmemiz lazım. Batılıların şark meselesini henüz çözmediklerini, şark meselesini kafalarından silmediklerini, burayı mümkünse atomlarına kadar ayırmayı dilediklerini, sarı saçlı, siyah saçlı, mavi gözlü, kahve renkli gözlüye varıncaya kadar birbirimize düşürmeye çalıştıklarını bilmemiz lazım. Rahmetli Ecevit'in 12 Eylül'den önce bir sözü vardı: ‘Onlar ortak, biz Pazar' diye. Onlar ortak, onlar Avrupa Birliği, onlar Birleşmiş Milletler, onlar şu, bu birliği ama biz Kürt, Türk, Zaza, Arap, Çerkez, Ortadoğu'da Yezidi, Ezidi, Süryani, Suriye, Irak, IŞİD birbirimize girmiş durumdayız maalesef. Bunu görmemiz lazım” diye konuştu. “DEVLET BAZEN KÖTÜ BABA GİBİ ÇEŞİTLİ YÖNTEMLER DENEDİ” Sorunu aşmak için politikaların üretilmesi gerektiğine vurgu yapan Vali Köşger, şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkemizde yaşanan bu sorunu çözmek için bütün yöntemleri aşağı yukarı denemiş bulunuyor. Bu noktada da devletin görmediği, devletin ihmal ettiği yada bu beraberliği tahkim etmek için, bin yıldır beraber yaşayan bu insanları tekrar gönül gönüle, el ele tutuşturmak için, bir araya getirmek için ne yapmak gerekiyorsa siz akademisyenlerin onun sözünü söylemesi lazım. Devlet bazen kendince kötü bir baba gibi çeşitli yöntemler denedi, olmadı. Başka yöntemler denedi, genel bir takım sıkıntıların olduğu anlaşılıyor. Bu durumda sizlerin oturup en ince teferruata kadar konuyu masaya yatırmanız lazım.” Açılış konuşmalarının ardından sempozyum oturumlarına geçildi. Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hasan Çiftçi'nin oturum başkanlığını yaptığı birinci oturumda; Prof. Dr. Bilal Sambur, Prof. Dr. Ergün Yıldırım, Doç. Dr. Vahap Coşkun, Doç. Dr. Abdullah Kıran ve Doç. Dr. Vecihi Sönmez konuşmacı olarak katıldı. Sempozyum oturumları 11-12 Haziran 2015 tarihleri arasında iki gün boyunca Eski Rektörlük Binası Konferans Salonu'nda olacak.
YORUM YAZIN ![]()
|
|