Fransa'da Cezayir asıllı 17 yaşındaki Nahel Merzouk'un polisin açtığı ateş sonucu 27 Haziran'da hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren ve devam eden sokak olayları, Avrupa'da büyük tedirginliğe sebep oldu. Olaylar cumartesi günü Belçika'nın ardından İsviçre'ye de yayılırken, Almanya'dan, Fransa'da istikrarının tehlikede olduğunu ve bu durumun tüm Avrupa'yı tehdit ettiğine dair bir uyarı geldi. Devam eden olaylara ise her geçen gün bilanço ağırlaşmaya devam ediyor. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, sadece cumartesi gecesi devam eden protestolarda kamusal alanda 871 nokta kundaklandı, 577 araba yakıldı ve 74 bina hasar gördü. Ayrıca 719 kişinin daha gözaltına alınmasıyla toplam gözaltı sayısı da 3000'e yaklaştı. Gösteriler ülkenin büyük kentleri Paris, Strazburg, Lyon ve Marsilya'da yoğunlaşırken, sık sık yağma olayları yaşanan ülkede polisin sert müdahalede bulunduğu bazı göstericiler ağır şekilde yaralandı. Ayrıca Paris'te yer alan bir bölgenin belediye başkanının evi yanan bir araçla hedef alındı.
İsviçre'ye de sıçradı
Nahel Merzouk için düzenlenen protestolar Belçika'nın ardından cumartesi gecesi İsviçre'nin Lozan kentine de sıçradı. Fransa'daki gösterilere destek vermek için 100 gencin toplandığı Lozan'da çıkan olaylarda 7 kişi gözaltına alınırken, bu kişilerin 15 ila 24 yaşında olduğu kaydedildi. Polisin açıklamasına göre göstericiler, Flon Mahallesi ve Geneve Sokağı'ndaki mağazaların vitrin camlarını ve bir kitapevi zincirinin giriş kapısını kırdı. Olaylara müdahale etmek için yaklaşık 50 belediye polisi görevlendirilirken, maskeli gençler polise kaldırım taşları ve bir molotofkokteyli fırlattı.
Avrupa'da bölünme korkusu
Almanya Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Michael Roth, Fransa'da istikrarının tehlikede olduğunu belirterek, “Gençlerin amaçsızca her şeye ve herkese karşı yönelttiği bu sınırsız yıkıcılık korkunç bir tırmanış. Devlet bu konuda tüm gücüyle harekete geçmeli. Çok sayıda kişinin güvenliği ve ülkenin istikrarı tehlikede” ifadesini kullandı. Roth ayrıca Fransa'da yaşananların münferit bir vaka olmadığını, bunun pek çok Avrupa ülkesinde bölünme, yabancılaşma, hatta mala ve insana yönelik şiddeti artırdığına dikkati çekerek, “Buna asla müsamaha gösterilmemeli. Birbirimizle daha fazla konuşmalı, çok geç olmadan birlikte çözüm aramalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Hristiyan Demokrat Parti (CDU) Genel Başkan Yardımcısı Andreas Jung ise umut eksikliği ve entegrasyon sorunlarının banliyölerde büyük bir karışıklığa yol açtığını ve her taraftan aşırılık yanlılarının ateşi benzinle körüklediğini ifade etti.
Saldırıya uğrayan başkandan OHAL çağrısı
Paris'in banliyölerinden biri olan L'Hay-les-Roses'un Belediye Başkanı Vincent Jeanbrun, devam eden şiddetli protestolarda cumartesi akşamı evine yapılan saldırı sonrasında basına açıklama yapıp OHAL ilan edilmesini istedi. Jeanbrun'un evinin bahçe kapısından bir araçla zorla girilmiş, araç ateşe verilmiş ve Jeanbrun'un eşi, iki çocuğu alarak evden kaçmaya çalıştığı sırada yaralanmıştı. Jeanbrun durumun ciddiyetine dikkat çekip arabanın, evi ateşe vermek ve karısıyla üst katta uyuyan iki küçük çocuğunu öldürmek amacıyla yakıldığını ifade etti. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Jeanbrun'ün evine ve ailesine yapılan saldırıyı şiddetle kınayarak cinayet teşebbüsünden soruşturma açıldığını ve tüm güvenlik kaynaklarının saldırganların bulunması için seferber edildiğini duyurdu.
Çin'den Fransa'ya çağrı
Gösterilerin en şiddetli yaşandığı kentlerden biri olan Marsilya'da Çinli turistleri taşıyan bir otobüs protestocuların saldırısına uğradı. 41 kişilik Çinli turist kafilesini taşıyan otobüs defalarca kez taşlanırken, olayın ardından kentteki Çin konsolosluğu bir açıklama yaparak Fransız makamlarına Çinli turistlerin güvenliğini sağlama çağrısı yaptı. Açıklamada ayrıca turistlerin de olaylar nedeniyle daha dikkatli olması gerektiği bildirildi. Paris'te ayrıca yağma ve talanları önlemek amacıyla kentin turistik caddesi Şanzelize'de lüks mağazaların önüne polis araçları konuşlandı.
Kaynak: Yenişafak