Son yaşanan siyasi gerilimler, çatışmalı ortam ve sağlık alanındaki sorunlara ilişkin yazılı bir açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ( SES) Bingöl Temsilcisi Ömer Baraç, Türkiye'de devam eden savaş sürecinde barış adına AKP' den hiçbir ses çıkmazken sürekli savaş çığırtkanlığı yapan ve ateşe odun taşıyanların ön plana çıktığını söyledi.
7 Haziran seçimindeki tek başına iktidarı kaybeden AKP ve onun yereldeki temsilerinin, kurumlara yapılan basit müdürlük atamaları başta olmak üzere müdahale ettiğini ve haksızlıklara neden olarak varolan adaletsizlikleri biraz daha derinleştirdiğini belirten Baraç, “ En son bu durum, kişi ve kişiler o kadar minimize olmuştur ki Sağlık Emekçileri Sendikası'nın işyerlerindeki panolarına astıkları bildiri ve broşürlerin indirilmesi için ilgili kurum amirlerine baskı yapılarak sürekli sabote ile bu bildirileri panolardan indirtmektedir. Birkaç defa kurum amirlerine bildirildiği halde kurum amirlerinin ‘' gücümüz yetmiyor, bu bizi aşıyor'' anlamındaki açıklamaları siyasetin topluma hizmet yerine birkaç kişinin menfaatini koruma amacı güttüğünün kanıtıdır. Eğer AKP vekilleri Bingöl'ü çok seviyor ise hastanelerde torpilli olup geçici görevle bir yerlerde oturtulan sağlık personelini takip etmeleridir. Kaldı ki kangrene dönmüş Bingöl Devlet Hastanesi'ni bir an önce tamamlamak temel görevi iken bunu yapmayarak bu şekilde uğraşması sivil toplumun ve toplumun bu konuda sorgulama yapmasına engel olma girişimidir. Siyasetin görevi sivil toplumu tasarımlamak yerine topluma hizmet amacı taşımalıdır. Ancak görüyoruz ki savaş ortamını da bahane ederek topluma hizmet etmek yerine toplumu yok etme anlayışı ile hareket edilmektedir. Böyle bir niyet söz konusu ise bilinmelidir ki; SES olarak hiçbir zaman siyasete boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz. Bu şekildeki küçük hesapların mide bulandırmaktan öteye geçemeyeceği bilinmelidir”
“KÜÇÜK İNSANLAR KÜÇÜK İŞLERLE UĞRAŞIR”
Açıklamanın devamında topluma da bir çağrıda bulunan Baraç, şöyle devam etti; “ Topluma çağrımız şudur: ülkenin yangın yerine döndüğü bir dönemde ateşe odun taşımak yerine bir su döküp söndürmenin daha faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu ateş toplumun yaktığı bir ateş değil yerelde de gördüğümüz gibi kendi menfaatini herşeyin üzerinde gören anlayışın ateşidir. ‘'Küçük insanlar küçük işlerle uğraşır''. Bir milletvekilinin böyle bir ortamda bu tür garip işlerle uğraşması ülkenin yangın yerine dönmesinde kişisel çıkar ve hegemonya anlayışının nelere mal olabileceğini hatırlatmaktadır.
Bugün ülkenin savaş alanına dönmesi tam da bu tür anlayışların kendisini topluma dayatmasından ileri gelmektedir” ifadelerini kullandı.