Son günlerde yaşanan arı ölümlerine değinen Şahin, arı ölümlerinin iki önemli faktörü bulunduğunu belirtti.
Şahin, “Birincisi pestisit (ilaç kalıntısı) tehditlerden kaynaklanan arı ölümleri. Pestisitlerden kaynaklanan arı ölümleri artık laboratuvar analizleri artık belirlenmiş durumdadır. Bu özellikle Adana Çukurova'daki mısır ekim sahalarında, Trakya'daki ayçiçeği ekim sahalarında ve Urfa'daki pamuk ekim sahalarında pestisitlere dayalı çok ciddi arı ölümlerimiz var. Bütün dünyada pestisitlerin kullanımı yasaklanmıştır ama ülkemizde fütursuzca kullanılmaktadır. Bu konu ile ilgili Tarım ve Orman Bakanlığımız ile ortaklaşa bir çalışmamız var. Bakanlığımıza müracaatlarımız ve bu konuda çalışmalarımız var. Türkiye arıcısı ümit ediyor 2019 yılında bu saydığım bölgelerde ekiliş alanlarında arılarımız ölmeyecek. Bu konuda Bakanlığımızın önlemler alacağına inancımız sonsuz” dedi.
BİNGÖL, MALATYA, ELAZIĞ VE TUNCELİ'DEKİ ARI ÖLÜMLERİ
Arı ölümlerinin ikincisinin ise küresel iklim değişikliğinden kaynaklandığını belirten Ziya Şahin, “Ağustos ayında özellikle Bingöl, Malatya, Elazığ ve Tunceli bölgesinde arı ölümleri oldu. Bu ölümler de küresel iklim değişikliğine bağladığımız iklimsel değişiklikler nedeniyle oldu. Çok yoğun yağmurlar nedeniyle bitkinin tam özümlenmeden, gelişmeden birden sıcakların bastırması sebebiyle sahalarımızda özellikle Orta ve Doğu Anadolu'da bitkisel bir döngü yaşandı. Buralarda yeterli polen ve bal üretilmemiştir. Dolayısıyla bırakın bal üretmeyi, arının yaşamını devam ettireceği gerek nektar kaynakları, gerekse polen kaynakları olmaması nedeniyle Ağustos ayında yavru düşümü rastlanmış, Eylül ayında da arı ölümleri ile karşı karşıya gelinmiştir” dedi.
RAPORLAR BAKANLIĞA SUNULDU
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birlik Başkanı Şahin, arı ölümlerine yönelik arı sağılığı konusunda uzman hocalara saha çalışması yaptırdıklarını belirterek, “Hem yetiştirici hocalarımızı, hem de arı sağlığı hocalarımızı saha çalışmaları nedeniyle bir rapor hazırlattırdık. Raporlarda çıkan sonuçlar, birincisi küresel iklim değişikliği nedeniyle arılarımızın dirençsiz oluşları, ikincisi aynı arılarımızın besleme yetersizliği nedeniyle veya yanlış besleme nedeniyle bu ölümlerin yoğun olduğu belirtilmektedir. Tabi ki burada 'Varroa'yu da unutmamak lazım. Arı ne zaman dirençten düştü o zaman da Varroa yükselecektir. Bu raporların hepsini toparlayarak 10 Eylül 2018 tarihinde Bakanlığımıza müracaatlarımızı yaptık. Bizim talebimiz arı sağılığı ile ilgili özellikle Varroa ile ilgili toplu mücadele etkinliklerinden arıcılarımıza toplu mücadele ilaçlarının desteklenmesini talep ettik. İkincisi de polen ikamesi yemlerin verilmesi konusunda da arıcılarımıza beslenme desteği talep ettik” dedi.