ABD Başkanı Donald Trump'ın tek taraflı olarak İran nükleer anlaşmasından çekilme kararı, Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında özellikle ticaret alanındaki görüş farklılıklarını artırdı.
Gerginliğe yeni bir boyut getiren gelişme ise İran nükleer anlaşmasına taraf ülkelerin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu marjında gerçekleştirdikleri toplantının ardından ABD yaptırımlarını bertaraf etmek için şirketlerin AB yasalarına uygun olarak İran'la ticaret yapmaya devam etmesini sağlayacak yeni bir mekanizma kuracağını açıklaması oldu.
ABD tarafından çok sert bir tepkiyle karşılanan mekanizma, bir taraftan İran'la ticareti sürdürmeyi amaçlarken, diğer yandan da Tahran yönetimini nükleer anlaşmada tutmayı hedefliyor.
EKONOMİK FAALİYETLER NÜKLEER ANLAŞMA İÇİN KİLİT
Ekonomik faaliyetler, İran nükleer anlaşmasının temel unsurlarından birini oluşturuyor. Bu nedenle anlaşmanın ardından İran ile ekonomik ilişkilerini hızlı bir şekilde geliştiren ülkeler, ABD yaptırımlarından kendi şirketlerini ve ticari çıkarlarını korumak için yoğun çaba sarf ediyor.
BM Genel Kurulu kapsamında Fransa, Almanya, Rusya, İngiltere ve İran'ın dışişleri bakanlarını bir araya getiren toplantının ardından AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin açıkladığı mekanizmayı da bu çabaların bir ürünü olarak değerlendirmek gerekiyor.
Yeni finansal ödeme mekanizması, şirketlerin AB yasalarına uygun olarak İran ile ticaret yapmaya devam etmesini sağlamayı hedefliyor.
MEKANİZMA, DOLARI DEVRE DIŞI BIRAKMAYI HEDEFLİYOR
İran nükleer anlaşmasına taraf ülkelerin, üzerinde uzlaşı sağladıkları ödeme mekanizmasının tam olarak ne şekilde faaliyet göstereceği henüz netlik kazanmış değil. Mekanizmaya ilişkin detayların, teknik heyetlerin yürüteceği çalışmalar sonrası belirlenmesi bekleniyor.
Söz konusu yeni ticaret mekanizmasının, ABD'nin 4 Kasım'da İran'a yönelik uygulamaya sokacağı ikincil yaptırımlardan önce yürürlüğe girmesi ve İran'la ticaret yapmak isteyen diğer ülkelerin de kullanımına açık olması planlanıyor.
İşleyiş olarak mekanizmanın; bir Avrupa şirketinin, İran'dan doğal gaz veya petrol satın almak istemesi durumunda doğrudan bunun ücretini, kurulacak özel maksatlı kuruma göndermesi ve bu mekanizmanın finansal işlemi yerine getirerek İran'la ticaret imkanı sağlaması hedefleniyor.
Böylelikle ticari ve merkez bankalarını sistemin dışında bırakacak olan mekanizmanın, alışveriş işlemini ABD'nin yaptırımlarından etkilenmeden yerine getirmesi amaçlanıyor.
Diğer önemli bir unsur ise mekanizmanın, dolar dışındaki küresel ekonomide öne çıkan avro ve sterlin gibi para birimlerinin kullanılmasını öngörmesi...
TAKAS SİSTEMİ GÜNDEMDE
Sıkça tartışılan fikirler arasında, mekanizmanın, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin de kullanmış olduğu takas sistemine benzeyebileceği görüşü yer alıyor. Bu sistemde; para, taraflar arasında el değiştirmeden ve mekanizmadan geçerek Avrupa ürünlerinin İran petrolüyle takas edilmesini öngörüyor.
Üzerinde görüşülen bir başka seçenek olarak da İran'ın petrol ve doğal gazını önce Rusya'ya satması, Rusya'nın bu enerji kaynaklarını rafine ettikten sonra Avrupa'ya iletmesi üzerinde duruluyor. Bu sistemle de Avrupa şirketlerinin, mal ve ürünlerini doğrudan İran'a gönderebileceği öngörülüyor.
BÜYÜK ŞİRKETLER ÇEKİNCELİ DAVRANABİLİR
Mekanizma, teorik olarak ABD'yi bertaraf etme konusunda başarılı bir plan olarak öne çıkıyor. Ancak mekanizmanın, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin yasal ticari işlemlerine katkı sağlayacağı düşünülüyor.
ABD ile yoğun ticari faaliyeti bulunan büyük ölçekli firmaların ise çekince gösterme ihtimalini gözardı etmemek gerekiyor. Yaptırımlar yürürlüğe girmeden Fransız Total, Air France, Peugeot ve Renault ile Almanya'nın Siemens ve Daimler gibi büyük şirketlerinin, İran'daki faaliyetlerini bırakma kararı da bu ihtimale işaret ediyor.
Söz konusu şirketlerin, ABD'nin kendilerine veya iştiraklerine dolaylı bir biçimde yaptırım uygulaması riskine karşı çekinceli davranması bekleniyor.
ABD'NİN YALNIZLIĞI DERİNLEŞECEK
Mekanizmanın teknik detayları net bir şekilde ortaya çıktığında başarı ihtimalini daha sağlıklı değerlendirmek mümkün olacak. Ancak her halükarda mekanizmanın, AB'nin son dönemde daha güçlü bir uluslararası rol oynama çabasına katkıda bulunması, Avrupa ekonomisi ve işletmelerini dolardan bağımsızlaştırma konusunda etkili olması bekleniyor.
Fransa, Almanya, Rusya ve İngiltere gibi ülkeleri bir araya getirme konusunda başarılı olan mekanizmanın aynı zamanda ABD'yi, İran politikasında daha da derin bir yalnızlığa iteceği değerlendiriliyor.