Bingöl Barosu dahil birçok baro ve STK, HDP'nin kapatılmasına ilişkin konuyla ilgili bir açıklama yaparak, karara tepki gösterdi.
2008 yılında AK Parti'nin kapatılmasına ilişkin karara da itiraz ettiklerini belirten STK'lar, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Son dönemlerde Türkiye'nin gündemini işgal eden temel meselelerden bir olan HDP'nin kapatılması ve HDP üyesi milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin olarak görüş ve önerilerimizi sizlerle paylaşmak isteriz.
Parti kapatma konusunda Türkiye son derece dramatik bir hafızaya sahiptir. Anayasa Mahkemesinin kuruluşundan bu yana 24 siyasi parti kapatılmıştır. Son olarak 2008 yılında AKP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesine dava açılmıştır. Bizler demokrasiye, hukuka ve çoğulculuğa olan inancımız, ilkesel ve ahlaki tutumumuzun gereği o dönemde AKP'nin kapatılmasına karşı çıkmış, bu görüşümüzü de kamuoyuyla paylaşmıştık. Bundan tam 13 yıl önce, 19 Mart 2008 tarihinde AKP'nin kapatılmasıyla ilgili kamuoyuyla paylaştığımız ve halen güncelliğini koruyan görüşlerimizin bir bölümünü sizlerle paylaşmak isteriz;
"Türkiye'nin demokratikleşmesinin en etkili yolunun, AB üyeliği yolunda gerçekleştirilmesi gereken reformlar olduğunu hatırlayarak, duraksayan, geri bırakılan reform süreci kararlı bir irade ile yeniden programlandırılmalıdır. Siyasi partiler ve seçim kanunları derhal TBMM gündemine alınarak, demokratik bir hale getirilmeli, siyasi partilerin yargı erkinin, keyfi, siyasi ve denetimi mümkün olmayan takdir hakkı ile kapatılmasının önüne geçecek bir düzenlemeye kavuşturulmalıdır. Türkiye'de gerçek demokrasi isteyen çevrelerin işbirliği ile Türkiye'nin temel sorunlarının çözümüne cevap verecek bir içerikle en kısa zamanda yeni sivil bir anayasanın hazırlanması için çalışmalar hızlandırmalıdır".
Seçim ve demokrasi birbirinin ayrılmaz iki parçasıdır. Hiç kuşkusuz demokrasinin en önemli nişanesi seçimdir. Bölgemizdeki birçok il ve ilçe, 2016 yılından beri, seçilmiş belediye başkanlarının yerine merkezi yönetim tarafından kayyum olarak atanan vali ya da kaymakamlar tarafından yönetilmektedir. Genel bir uygulama haline gelen kayyum uygulaması demokrasiye olan inancı zayıflatmıştır. Geçmiş tecrübelerimizle de sabit olduğu üzere, siyasi partileri kapatmak suretiyle siyaset kurumunu güçsüzleştirmek ve etkisiz hale getirmek, ülkemizi demokratik değerlerden ve nihai hedef olan Avrupa Birliği üyeliğinden daha da uzaklaştıracağı gibi aynı zamanda siyaset dışı araçların daha da güçlenmesine yol açacaktır.
Biz aşağıda imzası bulunan STK'lar ve meslek örgütleri olarak; parti kapatma ve milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasının ülkemize bir yarar sağlayamayacağını, pandeminin etkisiyle artan ekonomik sorunları daha da ağırlaştıracağını, çoğulculuk ve hukuk devleti ilkesi açısından da kırılmalara yol açacağını düşünüyor ve değerlendiriyoruz. Bu nedenle siyaset kurumunu denklem dışına itecek uygulamalardan vazgeçilmeli, ekonomik, sosyal ve insan hakları alanındaki reformlara öncelik ve hız verilmesinin ülkemizin ve tüm yurttaşlarımızın yararına olacağı kanısındayız.
Anayasa Mahkemesinin HDP hakkında açılan kapatma davasına ilişkin olarak, AİHM'in daha önce birçok parti kapatma davasında ortaya koyduğu kriterleri dikkate alarak kapatma talebini reddetmelidir. Türkiye'nin geleceği için önemsediğimiz bu görüş ve taleplerimizin dikkate alınmasını temenni ediyoruz. Bizler, hukuk başta olmak üzere ekonomik ve sosyal alanda yapılacak reformlar konusunda görüş ve önerilerimizi de paylaşmaktan memnuniyet duyacağız.”